Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
Geleceğe yatırım yapın! Çocukluğu bitmeden çocuğunuzu İngilizce derslerine yazdırın
ÜCRETSİZ DENEYİN
Paylaş
X share icon
04.08.2023
Time icon 7 dk.

Okula gitmek istemeyen çocuğa nasıl davranılmalı?

İçindekiler

Okulun açılmasıyla birlikte bazı çocuklar eski rutinine dönmek, okula geri dönmek istemeyebiliyor. Bu durum, ebeveynlerin de zor anlar yaşamasına sebep olabiliyor. Bunun dışında okula gitmeyi hiç istemeyen, okulun önemini henüz kavrayamayan çocuklar da var. Peki okula gitmek istemeyen çocuğa nasıl davranmalı

Psikolog Gülizar Şehitoğlu, okulun açılmasıyla birlikte girilen dönem hakkında bizlere altın değerinde bilgiler verdi. Çocukların okula nasıl sorunsuz, stressiz ve heyecan verici şekilde dönebileceğine dair ipuçları ve tavsiyeler sundu. Bununla birlikte okulu gereksiz gören çocuklara anlatılması gereken noktaları da paylaştı.

Eğer siz de “Çocuğum okula gitmek istemiyor, ne yapmalıyım?” diye merak ediyorsanız gelin uzman yorumlarıyla birlikte yapılması gerekenleri öğrenelim!

Çocuğum okula gitmek istemiyor, ne yapmalıyım?

Gülizar Şehitoğlu, okulu “gereksiz” olarak görüp önemini anlamayan, bu sebeple okula gitmek istemeyen küçük çocuklara karşı aşağıdaki gibi bir yaklaşım izlenmesi gerektiğini belirtiyor. 

Şehitoğlu’na göre çocuk böyle bir münakaşaya girdiğinde ebeveynler olarak bu soruya akademik bir bağlamın dışından yaklaşmamız gerekiyor. Akademinin dışında okulun çocuklara kattığı birçok önemli nokta var. 10 yaş çocuğun okula gitmek istememesine karşı bu önemli faydaları anlatabilirsiniz.

Gülizar Şehitoğlu, okulun çocuğa akademi dışında olan faydalarını aşağıdaki şekilde toparlıyor. Eğer çocuğunuz okulun faydalarını sorguluyorsa ona bunlardan bahsedebilirsiniz.

  • Beceri geliştirmek

Okulda sadece akademik anlamda değerli olan dersler değil, aynı zamanda beden eğitimi, müzik gibi çocuğu eğlendiren, ona yetenek katabilecek dersler de bulunuyor. Çocuklar bu dersler sayesinde farklı becerilerini geliştirebiliyorlar.

  • Sorumluluk sahibi olmak

Belli bir yaşa kadar ebeveynlerinin bakımı altında büyük bir sorumluluğa sahip olmayan çocuklar, okul sayesinde ödev, çanta hazırlama gibi sorumlulukların altına giriyorlar. Böylece gerçek hayatın adeta bir fragmanını görüp kendilerini yetişkinliğe hazırlamaya başlıyorlar.

  • “Öğrenmeyi” öğrenmek

Okulun akademik olarak çocuklara kattığı bilgilerin yanı sıra bu bilgileri öğrenme şekilleri de çok önemli. Sonuçta çocuklar kendi başlarına çalışarak, kendi yöntemlerini kullanarak bir şeyleri öğrenmeyi deneyimliyorlar. Öğrenmeyi öğrenmek, çocukların yetişkinlik hayatında da kullanmaları gereken önemli bir beceri.

  • Arkadaşlık kurmak

Çocuklar, okulda yeni arkadaşlar ediniyorlar. Yeni arkadaşlar edinmenin katkısı sadece arkadaşların kendisi değil, çocuklar bunun yanında sosyal becerilerini geliştirerek hayatlarının sonraki döneminde de bu tecrübeyi kullanıyorlar. Okul, sosyal becerilerin gelişimi için ideal bir yer.

  • Özbakım

Belli bir yaşa kadar annesi ve babası tarafından bakım gören çocuklar, okula başlayınca belli bir düzeye kadar olsa da kendilerine bakmaya başlıyorlar. Bu da kendilerini yetişkinliğe yavaş yavaş hazırlamalarını sağlıyor.

  • Kendini keşfetmek

Okula giden çocuklar, ailelerinden bir süreliğine de olsa ayrılarak kendi kişiliğini keşfediyorlar. Kurdukları arkadaşlıklar, sevdikleri dersler, yaptıkları aktiviteler, sosyal etkileşimler çocukların kendilerini daha iyi tanımalarını sağlayan faktörler arasında.

Okul, “öğrettiği” şeylerin yanında yukarıda bahsettiğimiz unsurları çocuğa “deneyimletiyor.” Şehitoğlu’ya göre çocuklar, bunları “yaşantısal bir maruz kalma yöntemiyle” öğreniyor. İşte bunun için derslerden bağımsız olarak okul deneyimi çok önemli. 

Şimdi kaydolun ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
Çocuğunuza İngilizce ile güven verin!

Okul dönüşünde okula gitmek istemeyen çocuğa nasıl davranmalı?

Bazı çocuklar için üç aylık yaz tatilinin ardından okula dönüş süreci biraz sancılı olabiliyor. Sonuçta büyük bir rutin değişimi söz konusu ve bu değişim küçük çocuklar için biraz yorucu. Gülizar Şehitoğlu’ya bu konuyla ilgili sorduğumuz soruları ve kendisinin cevaplarını aşağıdan okuyabilirsiniz.

  • Çocuklar okulun açıldığı ilk haftalarda “yaz öğrenme kaybı” denilen sorunla karşılaşıyor. Bu olayı bize açıklayabilir misiniz? Neden böyle olur?

Çocuklar uzun bir süre boyunca pek bir şey yapmadığı için, birçok çocuk ve aileleri yaz tatilinin ardından bu sorunla uğraşıyor. Akademik dönem bilişsel kazanımlardan ibarettir ve bu dönemde öğrenim fonksiyonu beyinde kimyasal tepkimelere neden olur. Bu tepkimeler deneyime ve tekrara göre değişir ve evrim geçirir. 

Deneyim kazanmaya ara verdiklerinde, yani bir şeyleri tekrar etmemeye başladıklarında onlar ve aynı şekilde bizler de bazı kısımları yitirebilmekteyiz. Ardından, çocuk okula döndüğünde uzun bir süre tekrar etmediği bilgileri hatırlamakta zorluk çeker.

  • Yani esas mesele, yaz dönemi boyunca öğrenilen şeylerin geri dönüştürülmemesi ve çocukların öğrenim aktivitelerine maruz kalmaması. Yaz tatili boyunca, öğrenilen şeylerin kolayca unutulmasının sebebi bu mu?

Evet. Bu noktada şunu da eklemek isterim ki biz, duyularımız aracılığıyla hayatı deneyimleriz. Deneyimlemek, sadece beş duyumuzla ve vestibüler sistemimizle mümkündür. Yani çocuklar okuldayken binayı, Matematik dersini ve öğretmeni deneyimler. Tüm öğrenim aktiviteleri deneyimlenir. Ayrıca okuldayken sorumluluklarını da deneyimlerler. Orada olmadıklarında sekiz saatlik aktiviteleri ve bilişsel kazanımları gerçekleştirmezler. 

Oğlum, kızım okula gitmek istemiyor; ne yapmalıyım?

  • Genelde çocuklar okula döndüklerinde rutinlere alışmaları zaman alır ve sırf okula alışmadıkları için düşük notlar almaya başlarlar. Bu durum sıklıkla kendine saygı konusunda sorunlara neden olabiliyor. Peki, biz anne ve babalar olarak çocuğumuzun bu konuda içini rahatlatmak için ne yapabiliriz?

Okulu sadece akademik bir başarı olarak değil, tam bir rutin olarak görmek gerekir. Sanırım öncelikle rutinler ve rutin derken neyi kastettiğimiz üzerine konuşmalıyız. Bir çerçeve olarak uyandığımız zaman, kahvaltı zamanı, boş vaktimizin olduğu zaman ve okulda ya da işte olmamız gereken zaman ve eve döndüğümüz zaman şeklinde açıklanabilir. 

Tüm bu rutinler yaz döneminde sinir sistemimizle birlikte değişir. Bu sebeple yaz tatilinin ardından çocuğun okul performansının düşmesi normaldir. Anne ve baba, aile, bir organizmanın bütünü olarak yaz döneminde hep birlikte değişir. Çocukların günlük rutini değiştiğinde bizim günlük rutinimiz de değişir. 

Bu sadece çocukların değil bizlerin de uyması gereken bir şey olduğu için, tüm bunları tam bir mekanizma olarak bir araya getirebiliriz. Okul açıldığında biraz daha erken kalkarak kahvaltı hazırlamamız, çocuğa kahvaltıda eşlik etmemiz, sabah birazcık sohbet etmemiz, okula gitmeye hazırlanmasına yardım etmemiz, vs. gerekecek. 

Rutini tamamen en baştan oluşturmamız gerekir. Şunu tekrar vurgulamak istiyorum; rutinler oluşturmak sadece çocukları değil, mekanizmanın tamamını oluşturan aileyi de kapsar. 

  • Ailecek bu rutinlere mantıklı ve sağlıklı bir şekilde dönmek için verebileceğiniz ipuçları ya da tavsiyeleriniz var mı? 

Elbette. Yalnız ipuçlarımı sunmadan önce bu konuyla ilgili en önemli olduğunu düşündüğüm husustan bahsedeceğim; çocuğun beyin yapısını anlamak. 

Yapılan son araştırmaya göre, prefrontal korteks 28 yaşına kadar büyümeye devam etmektedir. Düşünebiliyor musunuz? Bir yetişkinin beynindeki prefrontal korteks, plan yapılmasına ve bu plana bağlı kalınmasına yardımcı olur. Önümde neler olduğunu görebilirim. Örneğin Çarşamba günü önemli bir sunumum olduğunu görebilir ve kendimi bununla ilgilenmeye hazırlamak için sinir sistemimi yönetebilirim. 

Ebeveynler olarak bazen çocuklarımızın beyinlerinin bizimkiler gibi çalıştığını düşünürüz ama bu doğru değil. Çocukların beyni bizimki kadar verimli çalışmaz. Plan yapabilirler ama bu plana bağlı kalmaları zor olur. Çocuklarımı anlamak için beyinlerinin nasıl işlediğini anlamam gerekir. Öncelikle onlara eşlik etmemize ve şefkatli ilişkilere ihtiyaç duyarlar.

Rutinleri hem kendimiz hem de onlar için oluşturmalıyız. Her bir detayı açıklamak çok önemlidir, çünkü çocuklar gelecekteki planı gerçekleştirmeye başlamadan önce onu görselleştirmeye ihtiyaç duyarlar ve karşılaşacakları şeyleri önceden açıklamak gerekir. Onlara kuralları ve her şeyin ne şekilde olacağını söylemeliyiz. 

Örnek olarak: Pazartesi günü İngilizce ve Matematik derslerin var ve yaklaşık altı saat boyunca okulda olacaksın. Saat beşte evde seni bekliyor olacağım. Geldikten sonra akşam yemeğimizi yiyeceğiz ve ardından en iyi arkadaşını ziyaret edip onunla oynayacaksın.

  • Yapılacak işleri çocuklara oyunlarla ya da etkileşimli olarak, eğlenceli şekilde açıklamanın bir yolu var mı? 

İlk önerim, birlikte rutinler oluşturulması. Uyku, serbest zaman, kitap okuma veya İngilizce çalışma gibi her bir aktivite için renkli çıkartmalar hazırlanabilir ve her çıkartma ya da sembol belirli bir aktiviteyi ifade edebilir. Bunu yaparken çocukları yalnız bırakmamak çok önemlidir. Renklerle süslenmiş programı hazırlarken onların yanında olun. 

İkinci olarak, bulabildiğiniz kadar aktivite bulup onları çocuğunuzla paylaşabilirsiniz. Ardından iki farklı sütun hazırlayın ve bunlardan birisi yalnız başına yapabilecekleri şeyleri gösterirken diğeri ise birlikte yapabileceğiniz şeyleri göstersin. Örneğin, kitap okuma aktivitesi tek başına ya da birlikte yapılabilir. Çocuğunuz “Dışarı çıkıp bahçede arkadaşlarımla oynamak istiyorum” dediğinde ise bu, yalnız başına yapılan aktivite olur. “Anne, birlikte sinemaya gidelim mi?” Evet, bunu birlikte yapabiliriz. Kısacası, bu programı hazırlarken hem bireysel hem de aileyle birlikte yapılan aktiviteler olmalıdır. Böylece farklı sütunlar oluşturabilirsiniz. 

Üçüncü önerim, rutinlerinize serbest zamanı dahil etmeniz. Çünkü rutinlerden bahsederken sadece yapılacak listelerinden oluştuklarını düşünürüz. Olay sadece bundan ibaret değil. Serbest zamanı temsil eden bir sembol bulabilirsiniz. Örneğin; bu bir çiçek resmi, güneş ya da ay resmi veya renkli kalemlerle çizmek istedikleri herhangi bir şey olabilir. 

Dördüncü önerim ise sabırlı ve azimli olmak, ki bence en önemlisi bu. Çocukların beyinlerinin nasıl çalıştığını ve plan yaparken ve plana bağlı kalırken zorlandıklarını söylemiştim. Muhtemelen rutinleri takip etmek yerine başka şeyler yapmak isteyeceklerdir. Bu durumda onları anlayışla karşılamalıyız, çünkü onlara düzgün kılavuzluk etmek çok ama çok önemlidir.

Ders çalışmak ve okula gitmek istemeyen çocuğa nasıl davranılmalı? (Motivasyon taktikleri)

  • Rutinler ve bunları gerçekleştirme motivasyonuyla ilgili bir soru daha var. Bir çocuğun tekrar ders çalışma, yani okula dönme motivasyonu nasıl artırılabilir? 

Bu soruyu, okullar açılmadan önceki zaman ve okul açıldıktan sonraki ilk haftalar olmak üzere iki kısımda inceleyebiliriz. 

Okul açılmadan önceki haftalarda yeni çantalar, renkli kalemler ve üzerinde sevdikleri karakterlerin yer aldığı defterler gibi kırtasiye malzemeleri alarak çocukları motive edebiliriz. Bence bir önceki sene eriştikleri başarıları, yapılan okul gezilerini ve gerçekleştirilen eğlenceli aktiviteleri onlara hatırlatmak çok önemli. 

Onlara spesifik sorular sorarsanız yanıt alabilirsiniz. Genel sorulara yanıt alma ihtimaliniz düşüktür. Örneğin “Geçen yıldan neler hatırlıyorsun?” gibi bir soru sorarsanız yüksek ihtimalle “hiçbir şey” gibi bir yanıt alırsınız. Bu, çok genel bir soru. 

Diğer yandan, “A! Fen bilgisi dersinde ne kadar başarılıydın, hatırlıyor musun? Bayağı iyi bir iş çıkarmıştın!” gibi bir şey söylerseniz çocuğu heyecanlandırarak bu konuda konuşmaya teşvik edebilirsiniz. 

İkinci kısma, yani okul açıldıktan sonraki zamana gelecek olursak çocuğun okulla ilgili motivasyonunu yükseltip muhafaza etmek sadece anne ve babanın sorumluluğunda değildir. Öğretmen, okuldaki rehberlik öğretmeni ve arkadaşlarla olan ilişki de motivasyona etki eder.

  • Bu süre içerisinde çocuğun yanında olmanın ve onu desteklemenin önemli olduğunu söylediniz. Okula dönüş anne ve babalar açısından da epey stresli olur. Bu stres nasıl yönetilir ve çocuğa yansıtmamak için ne yapmak gerekir?

Aile içerisindeki stres gerçekten de bulaşıcıdır. Bir sorun olursa ya da sinir sistemimizde bir şey harekete geçerse bunu yayarız ve paylaşırız. Bu, kaçınılmaz bir durum. 

Ebeveyn olarak nefes kontrolü gibi bazı otokontrol yöntemlerini öğrenmemiz gerekir. Kullanılabilecek yöntemlerden birisi bu. 

Ayrıca sinir sistemimiz için de bazı yöntemler bulabiliriz. Yürüyüşe çıkmak, boş vaktimizi arkadaşlarımıza ayırmak, bahçeyle ilgilenmek ya da yemek yapmak kullanılabilecek yöntemlerden bazılarıdır.

Ebeveyn olarak öncelikle kendi ihtiyacımızı karşılamak iyi bir başlangıçtır. Yani, kendimizden başlayarak sinir sistemimizi düzenlemek bu süreç açısından çok önemlidir.

Novakid’le tanışın!

Eğer içeriğimizden faydalandıysanız blog kısmından çocuk gelişimi ve İngilizce eğitimi hakkındaki diğer yazılarımıza da göz atabilirsiniz. Çocuğunuz için bir İngilizce kursu arıyorsanız da Novakid’deki programlarımıza bakmanızı öneririz – profesyonel eğitmenlerimizle çocuklara İngilizceyi eğlendirerek öğretiyoruz. Üstelik ilk deneme dersi ücretsiz!

5/5

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

Editörün seçimi
İlginizi çekebilir
Bir dil seçin
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.