- Deyim nedir?
- Yaz ile ilgili İngilizce deyimler
- İçinde yaz terimlerini barındıran İngilizce deyimler
- Yaz ile ilgili İngilizce deyimler: Test!
- Sıkça sorulan sorular
- Novakid’le tanışın!
Yaz mevsimi sadece güneşli günlerden, tatillerden ve deniz kenarında geçirilen anlardan ibaret değil. Yaz ile ilgili sözler ya da mevsimlere özel kalıplar, bir dili öğrenirken hem kelime dağarcığını zenginleştiriyor hem de kültürel ifadeleri anlamayı kolaylaştırıyor.
Özellikle İngilizce deyimler, konuşma dilinde sıkça karşımıza çıkıyor ve onları doğru şekilde kullanmamız, dili daha doğal ve akıcı konuşabilmek için çok önemli.
Biz de bu içeriğimizde; deyim nedir açıkladıktan sonra yaz ile ilgili eğlenceli İngilizce deyimlere ve yaz ile ilgili olmasa bile içinde yaza dair kavramlar barındıran deyimlere yer veriyoruz. Her deyimin anlamını ve örnek cümlelerini paylaşıyoruz.
Yazımızın sonunda sizi küçük bir quiz de bekliyor. Haydi şimdi İngilizcemizi deyimler aracılığıyla geliştirelim ve yazın sımsıcak enerjisini sözcüklere taşıyalım!
Deyim nedir?
Deyim; bir durumu, duyguyu ya da düşünceyi daha etkili ve çarpıcı bir şekilde anlatmak için kullanılan kalıplaşmış söz öbeğidir. Kelimelerin gerçek anlamını yansıtmak yerine daha derin anlamlar veya dili bilenlerin anlayabileceği mesajlar taşırlar. Bir dili ana dili olarak bilen kişiler arasındaki bir şaka olarak düşünebilirsiniz.
Genelde mecaz anlama sahiplerdir, yani deyimi kelime kelime çevirdiğimizde ortaya çıkan anlam, aslında anlatılmak istenenle bire bir örtüşmez. Deyimler, bir olayı ya da durumu doğrudan değil, benzetmeli bir şekilde anlatılmasına yardımcı olur diyebiliriz. Türkçeden birkaç örnek verecek olursak:
- Ağzı kulaklarına varmak → Çok mutlu olmak
- Burnundan solumak → Sinirli olmak
Yaz ile ilgili İngilizce deyimler
Dillerde, neredeyse her konuya dair deyim bulunuyor. Bu deyimler aracılığıyla daha etkileyici anlamlar ortaya çıkıyor. Yaz hakkında İngilizce deyimleri öğrenmeye hazırsanız başlayalım!
- Dog days of summer
- Anlamı: Yazın en sıcak ve bunaltıcı günleri
- Örnek: During the dog days of summer, everyone’s looking for shade. (Yazın en sıcak günlerinde herkes gölge arıyor.)
- Catch some rays
- Anlamı: Güneşlenmek
- Örnek: We spent the afternoon catching some rays at the beach. (Sahilde öğleden sonrayı güneşlenerek geçirdik.)
- Scorcher
- Anlamı: Aşırı sıcak gün
- Örnek: Today’s a scorcher, over 35°C! (Bugün çok sıcak, hava 35 derecenin üzerinde!)
- Beach bum
- Anlamı: Sürekli plajda takılan kişi, plaj serserisi, plaj müdavimi
- Örnek: He’s a real beach bum, never leaves the sand. (Tam bir plaj serserisi, kumdan hiç çıkmıyor.)
- Summer blockbuster
- Anlamı: Yazın vizyona giren, gişe rekorları kıran film
- Örnek: The new superhero flick is this summer’s blockbuster. (Bu yazın rekorlarını kıran yapımı, yeni süperkahraman filmi.)
- Summer fling
- Anlamı: Yazlık geçici ilişki, yaz aşkı
- Örnek: They had a summer fling at the beach camp. (Sahil kampında geçici bir yaz ilişkisi oldu.)
- Indian summer
- Anlamı: Sonbaharda yeniden gelen sıcak günler
- Örnek: We got an Indian summer in October, surprisingly nice weather! (Ekim ayında yaz geri geldi, hava şaşırtıcı derecede güzel oldu!)
- Soak up the sun
- Anlamı: Güneşin tadını çıkarmak, güneşlenmek
- Örnek: We spent the afternoon at the lake just soaking up the sun. (Göl kenarında öğleden sonrayı sadece güneşin tadını çıkararak geçirdik.)
- Hot as blazes
- Anlamı: Alev gibi sıcak, aşırı sıcak, cehennem gibi sıcak
- Örnek: It was hot as blazes in the desert, over 40°C! (Çöl inanılmaz sıcaktı, 40 derecenin üzerindeydi!)
- Not a cloud in the sky
- Anlamı: Bulutsuz, açık hava
- Örnek: Perfect picnic weather, there’s not a cloud in the sky. (Piknik için müthiş bir hava, tek bir bulut bile yok.)
- Beat the heat
- Anlamı: Sıcakla başa çıkmak, sıcakta (serin bir yer bulup) serinlemek
- Örnek: We beat the heat by swimming every afternoon. (Her öğleden sonra yüzerek sıcağın üstesinden geldik/serinledik.)
- Summer fever
- Anlamı: Yaz heyecanı/coşkusu
- Örnek: The whole town had summer fever when the fair arrived. (Fuardan sonra bütün şehir, yaz heyecanına kapıldı.)
- Sun’s out, fun’s out
- Anlamı: Güneş varsa eğlence başlar
- Örnek: Sun’s out, fun’s out, let’s hit the water park! (Güneş açtıysa eğlence başlar, haydi su parkına gidelim!)
- As hot as Hades / As hot as hell
- Anlamı: Çok sıcak, yanıcı sıcaklıkta, cehennem kadar sıcak
- Örnek: It’s hot as hell in here, I can hardly breathe. (Burası cehennem gibi sıcak, zar zor nefes alıyorum.)
- Take a dip
- Anlamı: Yüzmek için suya girmek
- Örnek: The pool looks inviting, and I can’t resist taking a dip to cool off. (Havuz çok cazip görünüyor, serinlemek için bir dalmamak imkansız.)
- Fry an egg on a sidewalk
- Anlamı: Kaldırımda yumurta pişirmek
- Örnek: Weather is so hot, we could even fry an egg on a sidewalk. (Hava çok sıcak, kaldırımda yumurta bile pişirebiliriz.)
- Hit the beach
- Anlamı: Sahilin tadını çıkarmak
- Örnek: Let’s grab our swimsuits and hit the beach! (Hadi mayolarımızı alıp sahilin tadını çıkaralım!)
İçinde yaz terimlerini barındıran İngilizce deyimler
- As bright as the sun
- Anlamı: Güneş kadar parlak (Genellikle iltifat etmek için kullanılır.)
- Örnek: Her gorgeous smile and her aura were as bright as the sun. (O muhteşem gülümsemesi ve aurası güneş kadar parlaktı.)
- Under the sun/Everything under the sun
- Anlamı: Her şey, her türlü seçenek, aklınıza gelebilecek her şey
- Örnek: They sell everything under the sun at that market. (Bu markette aklınıza gelebilecek her şeyi satıyorlar.)
- Ray of sunshine
- Anlamı: Ortamı aydınlatan, neşe kaynağı kişi
- Örnek: Her visit was a ray of sunshine on a hot summer day. (Ziyareti, sıcak bir yaz gününe neşe getirdi.)
- A day at the beach
- Anlamı: Çok kolay, keyifli şey, basit görev
- Örnek: The test was a day at the beach, super easy! (Test çok kolaydı, resmen çerez gibiydi!)
- Make hay while the sun shines
- Anlamı: Fırsat varken değerlendirmek
- Örnek: We have a free weekend, let’s make hay while the sun shines! (Boş bir hafta sonumuz var, fırsat varken değerlendirelim!)
- In the heat of the moment
- Anlamı: Hiddetin, telaşın etkisiyle
- Örnek: He said something mean in the heat of the moment. (Öfkesi baskınken kırıcı bir şey söyledi.)
- Hot under the collar
- Anlamı: Öfkeli, sinirli
- Örnek: He got hot under the collar when he lost his hat. (Şapkasını kaybettiğinde bayağı sinirlendi.)
- Cool as a cucumber
- Anlamı: Sakin, soğukkanlı olmak, “salatalık gibi serin”
- Örnek: Despite the scorching heat, she remained as cool as a cucumber throughout the event. (Aşırı sıcak havaya rağmen etkinlik boyunca sakin kaldı.)
- Endless summer
- Anlamı: Asla bitmeyecekmiş gibi görünen, keyifli bir dönem
- Örnek: Last semester was the best ever. It felt like an endless summer. (Geçen dönem en iyisiydi. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi hissettim.)
Yaz ile ilgili İngilizce deyimler: Test!
Yaz ile ilgili ve içinde yaz sözcükleri geçen birçok İngilizce deyim öğrendik. Sırada öğrendiklerimiz üzerinden kendimizi sınamak var!
Sıkça sorulan sorular
İşte yaz ile ilgili İngilizce deyimler hakkında sıkça sorulan sorular ve cevapları!
Yaz ile ilgili İngilizce deyimler neler?
Catch some rays (güneşlenmek), sun’s out, fun’s out (güneş varsa eğlence başlar), dog days of summer (yazın en sıcak günleri), fry an egg on a sidewalk (kaldırımda yumurta pişirmek), hit the beach (sahilin tadını çıkarmak) gibi deyimleri yaz ile ilgili İngilizce deyimler arasında sayabiliriz.
Sıcaktan erimek İngilizcede ne demek?
İngilizcede “sıcaktan erimek” deyimine karşılık olarak şu ifadeleri kullanabiliriz: “melt in, melt from the heat”
Novakid’le tanışın!
Çocuğunuzun İngilizceyi öğrenirken sadece konu ezberlemesini değil, interaktif yöntemleri keşfetmesini istiyorsanız Novakid, aradığınız yer olabilir! Akranlarıyla iletişim kurarak hem eğlenceli hem eğitici bir eğitim alması için İngilizce derslerine göz atarak siz de aramıza katılabilirsiniz.
Ayrıca bire bir derslerimizde uyguladığımız etkili yöntemimize aşağıdaki videodan ulaşabilirsiniz:
Çocuğunuzun dili yaşayarak keşfetmesi için ilk deneme dersi tamamen ücretsiz bir şekilde alın!