Scrolltop arrow icon
Left arrow icon Tüm kategoriler
Close icon
Haberler
İngilizce öğrenme
Ebeveynler için Novakid
TR
TR flag icon
Mobile close icon
CTA background
Çocuğunuz için en iyi İngilizce derslerini planlayın
ÜCRETSİZ DENEYİN
Paylaş
LinkedIn share icon
Modal verbs in English, Can, Can't, konu anlatımı
Dil bilgisi
Star icon
28.07.2023
Time icon 6 min
Comment icon 0 yorum

“Can / can’t” konu anlatımı ve bilgi testi: Öğrenin, kendinizi sınayın!

İçindekiler

İngilizcede “can” ve “can’t” sıklıkla kullanılan, cümleye göre birçok farklı işlevde bulunabilen modal fiillerdir. “Can” konu anlatımı yazımızda bu fiillerin kullanıldığı yerleri, “can” ve “can’t” örneklerini ve cümle yapılarını inceleyeceğiz. Haydi öğrenelim!

“Can” nerelerde kullanılır?

Can” yardımcı fiili, bağlama göre içerisinde bulunduğu cümleye birçok farklı anlam katabilir. Gelin bunları örneklerle inceleyelim.

Yetenek / beceri belirtme

“Can” birinin bir şeyi yapma becerisine veya yeteneğine sahip olduğunu göstermek için kullanılabilir.

  • Uğur can play the piano very well. (Uğur çok iyi piyano çalabiliyor.)

“Can” fiilinin olumsuz hâlini (“cannot / can’t”) kullanarak birinin bir şeyi yapamadığını da belirtmeniz mümkün.

  • I love watching Trabzonspor but I can’t play football. (Trabzonspor’u izlemeyi seviyorum fakat futbol oynayamıyorum.)

İzin isteme / verme

Resmi olmayan dilde “may” yerine “can” kullanarak izin isteyebilir veya verebilirsiniz.

  • Yes, you can play video games but you must finish your homework first. (Evet, video oyunları oynayabilirsin ama önce ödevini bitirmelisin.)
  • Can I drive the car tonight, dad? (Bu akşam arabayı ben sürebilir miyim baba?)

“Can”i olumsuz hâliyle kullanarak da cümleye yasaklama veya izin vermeme anlamı katabilirsiniz.

  • No, you can’t drive the car. We must go fast tonight. (Hayır, arabayı süremezsin. Bu akşam hızlı gitmeliyiz.)
  • Visitors cannot go beyond this point. (Ziyaretçiler bu noktadan ileriye gidemez.)

“Can”in bu kullanımının çok resmî olmadığını tekrar hatırlatalım – bu durumda saygıyı korumanız gereken yerlerde “may” yardımcı fiilini kullanmak daha uygun olabilir.

İhtimali olan durumlardan bahsetme

“Can” kullanarak gerçekleşme ihtimali olup kesin olmayan durumlardan bahsedebilirsiniz.

  • I think Merve can come to school today. (Bence Merve bugün okula gelebilir.)

Eğer olumsuz bir cümle kurarasanız da imkânsız olan bir şeyden söz etmiş olursunuz.

  • This TV cannot work because there’s no electricity here. (Bu televizyon çalışamaz çünkü burada elektrik yok.)

İstek / rica

Birinden bir şey yapmasını istemek için “can” modal fiilini kullanabilirsiniz. Bu kullanımda “can”in ikinci hâli olan “could”u kullanmanız ise daha kibar olacaktır. Örneğin arkadaşlarınızla konuşurken “can,” öğretmeninizle konuşurken “could” kullanabilirsiniz. 

  • Can you open the windows, please? (Camı açar mısın lütfen?)
  • Could you pass me the salt? (Tuzu uzatabilir misin?)

Teklif 

Birine bir şey teklif ederken de “can” yardımcı fiilinin bulunduğu soruları kullanabilirsiniz.

  • Can I make you a cup of tea? (Sana bir fincan çay yapabilir miyim?)

İngilizce “can” ve “can’t” cümleleri nasıl kurulur?

“Can” yardımcı fiilinin kullanım alanlarını öğrendiğimize göre farklı şekillerde nasıl cümlelerde yer alabileceğini incelemeye başlayabiliriz. İngilizcede “can” ve “can’t” ile ilgili cümlelerle olumlu & olumsuz ve soru yapılarına detaylı bir göz atalım!

Olumlu cümleler

“Can” ile olumlu bir cümle kurmak için kullanmanız gereken yapı oldukça basit. Özneden sonra “can” diyoruz, sonrasında ise ana fiilimizi bare infinitive şekilde (“-ing” olmadan) kullanıyoruz.

  • It can rain today, don’t forget to take your umbrella. (Bugün yağmur yağabilir, şemsiyeni almayı unutma.)
  • You can eat some candies after dinner. (Akşam yemeğinden sonra biraz şeker yiyebilirsin.)
  • I can speak Spanish fluently. (Akıcı bir şekilde İspanyolca konuşabiliyorum.)
  • You can visit the museum on Sundays, it’s free. (Pazar günleri müzeyi ziyaret edebilirsin, ücretsizdir.)
  • I can finish this task by tomorrow. (Bu görevi yarına kadar bitirebilirim.)
  • She can run very fast. She’s a great athlete. (Çok hızlı koşabilir. Harika bir sporcu.)
  • We can go for a walk in the park after lunch. (Öğle yemeğinden sonra parkta yürüyüşe çıkabiliriz.)
  • They can solve the puzzle in less than ten minutes. (Onlar bulmacayı on dakikadan daha kısa bir sürede çözebilirler.)
  • She can bake delicious cakes. (O, lezzetli kekler yapabilir.)
  • We can see the ocean from our hotel room. (Otel odamızdan okyanusu görebiliriz.)

Olumsuz cümleler

Olumsuz cümle kurarken yapmanız gereken şey de neredeyse aynı. Sadece “can”in olumsuz formu olan “cannot”, kısaltılmış hâliyle ise “can’t” kelimesini kullanmalısınız.

  • I can’t come to work today because I’m very sick. (Bugün işe gelemem çünkü çok hastayım.)
  • I can’t start my day without a cup of coffee. (Bir kupa kahve olmadan günüme başlayamam.)
  • I can’t attend the meeting this afternoon because I have a dentist appointment. (Bu öğleden sonra toplantıya katılamam çünkü dişçi randevum var.)
  • They can’t go on vacation this summer because they’re saving up for their new house. (Bu yaz tatile çıkamazlar çünkü yeni evleri için para biriktiriyorlar.)
  • I can’t watch the movie tonight, I have to study for the test tomorrow. (Bu gece filmi izleyemem, yarınki test için çalışmam gerekiyor.)
  • We can’t finish the project on time without more resources. (Daha fazla kaynak olmadan projeyi zamanında bitiremeyiz.)
  • You can’t enter the building without a pass. (Bir geçiş izni olmadan binaya giremezsiniz.)
  • He can’t play the match next week because of his injury. (Sakatlığı nedeniyle gelecek hafta maçta oynayamaz.)
  • I can’t go to the gym today because my car is in the shop. (Bugün spor salonuna gidemem çünkü arabam serviste.)
  • She can’t bake a cake tonight, she’s out of flour. (Bu gece kek yapamaz, unu bitti.)

“Can / can’t” soru cümleleri

“Can” ve “can’t” soru cümlelerinde yapmanız gereken tek şey yardımcı fiili, yani “can” veya “can’t”i cümlenin başına almak. Dilerseniz bunu bazı bazı örneklerle daha iyi anlayalım.

  • Can I come into your room? (Odana gelebilir miyim?)
  • Can this be possible? (Bu mümkün olabilir mi?)
  • Can you move this chair a little? (Bu sandalyeyi biraz hareket ettirebilir misin?)
  • Can I borrow your book to prepare for the exam? (Sınava hazırlanmak için kitabını ödünç alabilir miyim?)
  • Can we expect the weather to improve by the afternoon? (Öğleden sonra hava durumunun düzelmesini bekleyebilir miyiz?)
  • Can you help me solve this complex equation? (Bu karmaşık denklemi çözmeme yardımcı olabilir misin?)
  • Can you lend me some money until payday? (Maaş gününe kadar bana biraz para ödünç verebilir misin?)
  • Can he cope with the stress of his new job? (Yeni işinin stresiyle başa çıkabilir mi?)
  • Can I use your phone to make a quick call? (Hızlı bir telefon görüşmesi yapmak için telefonunuzu kullanabilir miyim?)
  • Can we arrange a meeting for next week? (Gelecek hafta için bir toplantı ayarlayabilir miyiz?)
Ebeveyn misiniz? ve deneyiminizi paylaşmak istiyor musunuz?
Hikayenizi anlatmak için bize ulaşın.

“Could / couldn’t” konu anlatımı

“Could,” “can” yardımcı fiilinin ikinci hâlidir. “Can” yardımcı fiilinin geçmişteki hâli olarak kullanılsa da farklı işlevleri de mevcuttur. “Could” ve olumsuz hâli “couldn’t” ile kurulan cümlelerin yapısı, “can / can’t” ile tamamen aynıdır. Dilerseniz “could”un kullanıldığı bazı durumlara kısaca bir göz atalım.

Geçmiş yetenek / beceri

Birinin geçmişte sahip olduğu bir yetenek veya beceriden bahsederken “could” kullanabilirsiniz.

  • I could run a marathon when I was younger, but I’m too old for that now. (Gençken bir maraton koşabilirdim ama artık bunun için çok yaşlıyım.)
  • I could swim very well when I was a child, but I haven’t practiced for years. (Çocukken çok iyi yüzerdim, ama yıllardır pratik yapmıyorum.)
  • We could travel a lot when we were younger, but now we have too many responsibilities. (Gençken çok seyahat edebilirdik, ama şimdi çok fazla sorumluluğumuz var.)
  • He could stay awake all night studying when he was in university, but now he needs more sleep. (Üniversitedeyken tüm gece uyanık kalıp çalışabilirdi, ama şimdi daha fazla uykuya ihtiyacı var.)

“Couldn’t” formu ile geçmişte yapılamayan şeylerden bahsetmek de mümkün tabii.

  • I couldn’t even solve a simple problem a year ago, but now I’m a math teacher! (Geçen sene basit bir problemi bile çözemezdim, fakat şimdi bir matematik öğretmeniyim!)
  • We couldn’t find our way back to the hotel in the crowded city. (Kalabalık şehirde otelimize geri dönüş yolunu bulamadık.)
  • I couldn’t understand the movie because it was in Italian. (Filmi anlayamadım çünkü İtalyancaydı.)

İstek / rica

Birinden bir şey rica ederken “could”u soru olarak kullanabilirsiniz. Bunu yazımızın başında da belirttiğimiz gibi “can” ile yapmanız da mümkün, fakat “could” diyerek daha saygılı bir şekilde konuşmuş olursunuz. Tercihiniz kiminle konuştuğunuza kalmış.

  • Could you please hold the door for a second? (Lütfen bir saniyeliğine kapıyı tutar mısın?)
  • Could you lower the volume? (Sesi kısabilir misin?)
  • Could you please call me a taxi? (Bana bir taksi çağırabilir misin?)
  • Could you please check if my keys are on the table? (Anahtarlarımın masada olup olmadığını kontrol edebilir misin lütfen?)

İhtimali olan durumlardan bahsetme

“Could” ile de ihtimali olup kesin olmayan durumlardan bahsedebilirsiniz. “Can” ile arasındaki fark ise şu: “Could” ile kurduğunuz ihtimal cümlelerinde olasılık daha düşüktür. Bu küçük fark çok önemli olmasa da aklınızda bulunmasında fayda var. (Eğer “if”li cümleleri anlamakta zorluk yaşıyorsanız if clause yazımıza bir göz atın!)

  • If you don’t study, you could fail the test. (Eğer çalışmazsan testi geçemeyebilirsin.)
  • That noise could be a cat in the garden. (O ses bahçedeki bir kedi olabilir.)
  • He’s not answering his phone, he could be in a meeting. (Telefonuna cevap vermiyor, bir toplantıda olabilir.)

“Can / can’t” konu anlatımı: Karşılaştırmalı tablo

“Can” ve “can’t” cümlelerinin yapıya göre nasıl değiştiğini merak mı ediyorsunuz? Aşağıdaki tablodan farklı formların nasıl cümleye dönüştüğünü gözlemleyebilirsiniz.

Olumlu Olumsuz Soru
Can I can play the piano. I can’t play the piano. Can I play the piano?
Could I could play the piano. I couldn’t play the piano. Could I play the piano?

Test

“Can” ve “can’t” cümleleri ile konu anlatımını bitirdiğimize göre bilginizi sınamak için hazırladığımız teste geçebiliriz. Bakalım İngilizce “can” ile ilgili cümleleri ne kadar iyi öğrendiniz?

Dear teacher, ___ you repeat the question please?
This question is too hard, I ___ solve it!
You don’t seem so smart. I ___ easily win a debate against you.
Although the forecast says it’s clear, it ___ rain tonight. Don’t forget your umbrella.
Don’t worry! I ___ make some coffee for you if you need to stay awake.
I don't feel well, I ___ go to school today.
If you study hard, you ___ get good grades.
He ___ swim very well when he was a child.
___ I borrow your pen?
I ___ reach the top shelf. Can you get that book for me?
Yanıtlara Bak

Novakid’le tanışın!

“Can” ve “can’t” konusu gibi dil bilgisi işlerinde kurallar önemli, evet. Fakat İngilizceyi akıcı olarak konuşmak için kurallara odaklanmak değil, dilin içinde bulunmak gerekiyor. Novakid’de çocukların oyunlar oynayarak, öğrenerek, dili yaşayarak İngilizce öğrenmelerini sağlıyoruz. Siz de ilk deneme dersinizi ücretsiz alın!

5/5

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi çekebilir
Bir dil seçin
Down arrow icon
Russia Global English Czech Republic Italy Portugal Brazil Romania Japan South Korea Spain Chile Argentina Slovakia Turkey Poland Israel Greece Malaysia Indonesia Hungary France Germany Global العربية Norway India India-en Netherlands Sweden Denmark Finland
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.