Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
Çocuğunuzun İngilizceye hakim olmasını sağlamak için ücretsiz bir deneme dersi planlayın
ÜCRETSİZ DENEYİN
Paylaş
X share icon
30.03.2023
Time icon 7 dk.

Çocuklarda Yeme Bozuklukları Nelerdir, Belirtileri Nedir?

İçindekiler

Ergenlerde ve çocuklarda yeme bozuklukları; hem fiziksel hem de mental olarak ciddi problemlere yol açabilir. Genelde gençlerde görülse de yaştan ve cinsiyetten bağımsız olarak herkesi etkileyebilecek olan yeme bozuklukları, ebeveynlerin işini zorlaştırabilir. 

Bir ebeveyn olarak çocuğunuzun sergilediği yeme bozukluğu belirtilerini fark edebilmek ve uygun adımları atabilmek zor olabilir. Buna destek olabilmek için bu yazımızda çocuklarda en yaygın görülen yeme bozukluklarından, dikkat etmeniz gereken belirtilerden ve beslenme bozukluğunun risklerini azaltmak için yapabileceklerinizden bahsettik.

Çocuklarda en yaygın görülen yeme bozuklukları nelerdir?

Ergenlik döneminde sık görülen yeme bozukluklarını anlayabilmek, ebeveynlerin çocuklarına karşı doğru bir yaklaşım sergileyip iyileşmelerine yardımcı olabilmeleri için çok önemlidir. İşte sıklıkla karşılaştığımız yeme bozukluklarından bazıarı.

  • Pika sendromu

Pika sendromu, genellikle demir ve çinko eksikliği yaşayan hastaların besin olmayan, sindirilemeyen toprak, kağıt, kil, saç, ip gibi maddeleri yemesidir. Küçük çocuklarda ve bebeklerde daha sık ortaya çıkan bu durum; beslenme yetersizliği, bağırsak tıkanıklığı, zehirlenme gibi komplikasyonlara yol açabilir.

  • Kaçıngan / kısıtlı yeme

Kaçıngan veya kısıtlı yeme durumundan muzdarip insanlar, belli yiyeceklere karşı tadı, dokusu, kıvamı, renginden dolayı bir korku veya rahatsızlık hisseder. Bu kaçınganlık, beslenmede yetersizlik yaratabilir. Kaçıngan yeme durumuna benzeyen yemek neofobisi ise yemekte yeni deneyimlerden kaçınmaktır – bu iki kavram benzese de karıştırılmamalıdır.

  • Ruminasyon

Ruminasyonda çiğnenmiş ve yutulmuş bir yemeğin tekrar ağza gelmesi durumuyla buna bağlı olarak kusma, öğürme, yemeği çıkarma durumu gözlemlenir. Ruminasyon, yetersiz beslenmeye, diş problemlerine ve sosyal izolasyona yol açabilir.

  • Anoreksiya nervoza

Ergenlik döneminde sık olarak görülen yeme bozuklukları arasında bulunan anoreksiya nervoza, beden algısındaki bir bozukluktan dolayı ortaya çıkar. Anoreksik kişiler kendilerini çok kilolu görerek yemek yemezler, yeterli kaloriyi alamazlar. 

Yemek yememe bozukluğu olarak da bilinen anoreksiya nervoza, tedavi edilmemesi durumunda yetersiz beslenme, aşırı zayıflık ve mental problemler gibi sorunlara yol açabilir. Yemek yemeyen bir çocuğunuz varsa bu durumu göz önünde bulundurmalısınız.

  • Bulimia nervoza

Bulimia nervoza, hastanın yiyebileceğinden fazla yemek yemesinin ardından vücut algısı sebebiyle kilo vermek isteyip bu yemeklerden sağlıksız bir şekilde kurtulmaya çalışmasıdır. Bulimia hastaları, fazla kalorileri atabilmek için kusma, idrar açıcı veya laksatif kullanma gibi sağlıksız yöntemler uygularlar.

  • Tıkanırcasına yemek yeme

ALLE Sağlık’tan Uzman Doktor Elif Köşeli Şahin’e göre bu sendromdan muzdarip çocuklar kapasitesinin üzerinde, rahatsız olana kadar yemek yer. Bunu fark ettikleri için genellikle tek başına yemek yemek isterler, bu da duygusal çökkünlüğe yol açabilir. Bu durum kendi kendine yemek yeme alışkanlığı olarak da adlandırılabilir.

Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken yeme bozukluğu belirtileri nelerdir?

Çocuklarda yeme bozukluklarını tespit etmek ebeveynler için zorlayıcı olabilir, özellikle de duygularını ve deneyimlerini rahatlıkla aktaramayan çocuklar için. Fakat çocuğunuzun bir yeme bozukluğuna sahip olup olmadığını anlayabilmek için dikkat edebileceğiniz birçok beslenme bozukluğu belirtisi bulunur. 

  • Bebekte veya çocukta yemek saatlerinde aileyle tartışma
  • Yemek masasına oturmak istememe 
  • Sadece belli yemekleri yeme
  • Çocuklarda hızlı kilo kaybı veya hızlı kilo alma
  • Bebeklerde kilo alımında duraksama
  • Besin olmayan maddeleri yeme isteği
  • Yemek dışında gözlemlenen duygusal huzursuzluk ve duygu karmaşası

Bu belirtileri erkenden tespit edebilmek, ebeveynlere doğru müdahaleleri yapabilme şansını verdiği için çocuğun iyileşme şansını artırır. Eğer çocuklarınız buna benzer belirtiler gösteriyorsa onu iyi inceleyip sorununu anlamanızı, ve bir uzman tavsiyesi almanızı öneririz.

Yeme bozukluğu ve belirtileri kaç yaşlarında ortaya çıkmaya başlar?

Bebeğin bağımsızlığını kazanıp aile masasında kendine yer alması ortalama 12 aydan sonra gerçekleşir. Bu dönemde bebekler kendi istediklerini, kendi istedikleri kadar yemek ister. Ailenin buna karşı tutumları ise çatışmalara ve yeme bozukluklarına zemin hazırlayabilir.

Pika sendromu gibi bazı yeme bozuklukları, çocuk 18 aylıkken bile kendini gösterebilir. Bu hastalıkların başlangıcına genellikle 1-4 yaş arasında şahit oluruz. Anoreksiya nervoza gibi farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkan yeme bozuklukları ise genelde ergenlikte, yani 13-18 yaşlar arasında ortaya çıkar. Bulimia nervoza ise genellikle 16-17 yaşlarında görülmeye başlar.

Bu noktada dikkat etmeniz gereken kritik bir nokta var: Çocuklarda yeme bozukluğu ne kadar erken başlarsa vücuda bırakabileceği etki de o kadar fazladır.

Erken başlayan bir yeme bozukluğu, yetersiz beslenmeden dolayı tam olarak olgunluğa erişememiş dokuların üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir. Bu sebeple çocuğunuzun davranışlarını, yeme bozukluğu belirtilerini sürekli olarak gözlemlemek ve gereken noktalarda hızlı aksiyon almak çok önemlidir.

Kısacası bu sendromlar herkeste farklı zamanlarda kendini gösterebilir. Yapmanız gereken şey, çocuğunuzu iyi gözlemlemek ve şüphelendiğiniz herhangi bir durumu çocuk doktorunuza aktararak mümkün olan en hızlı şekilde en uzman tavsiyesi almaktır.

Çocuklarda yeme bozukluklarının ortaya çıkma sebepleri neler olabilir?

Çocuğunuzda bir yeme bozukluğunun ortaya çıkmasını istemiyorsanız öncelikle bu sorunların varlık sebeplerini ortadan kaldırmalısınız. Peki nedir bu sebepler? Çocuklar neden yemek yemez?

Bu bağlamda yeme bozukluğuna yol açan en önemli faktör, duygusal nedenlerdir. Çocukla ebeveyn arasındaki sorunlar, inatçı / zorlayıcı bir yeme ilişkisine girilmesi, bebekle yeteri kadar ilgilenilmemesi bu problemlerin ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Bunun yanında vitamin eksiklikleri, fiziksel travmalar gibi sebepler de çocuklarda yeme bozukluğunu ortaya çıkaran durumlar arasında bulunmaktadır.

Kalıtsal ve genetik faktörler de unutulmamalıdır. Örneğin çocuğun annesi veya babası seçici bir yiyiciyse aynı bozukluğun çocukta da görülme ihtimali yüksek olacaktır. Bu sebeple mümkünse önce ebeveynlerdeki yeme bozukluklarının giderilmesi büyük önem taşımaktadır.

Şimdi kaydolun ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
Çocuğunuza İngilizce ile güven verin!

Çocuklarda yeme bozuklukları riski nasıl azaltılabilir?

Çocuklarda yeme bozukluklarının bazı sebepleri bu şekildeydi. Bunları ortadan kaldırabilmek her zaman o kadar kolay değil tabii, fakat alabileceğiniz bazı önlemlerle yeme bozukluğu riskini azaltabilmeniz mümkün.

Örneğin çocuğunuzun düzenli bir şekilde doktor kontrolünden geçtiğinden, vücut kitle indeksinin takip edildiğinden emin olmalısınız. Bu kontrollerde ailenin “Zayıf, yetersiz besleniyor” olarak gördüğü bazı çocuklar ideal kilosunda, hatta kilolu çıkabiliyor.

Aile içi çatışmaların, çocukla yapılan tartışmaların yeme bozukluklarını tetikleyebileceğini biliyoruz. Bunlardan uzak durarak yeme bozukluğu riskini azaltmanız mümkün. Çocuğa bebekliğinden itibaren ilgi göstererek, sağlıklı bir iletişimde bulunup zorlayıcı tutumlardan kaçınarak bu problemin önüne geçebilirsiniz. Böyle bir yaklaşımla çocuğunuzun ders çalışma motivasyonunu da destekleyebilirsiniz.

Pika sendromu gibi bazı yeme bozukluklarını önlemek için düzenli kontrollerle çocuğun besin değerlerini takip etmek, gereken yerlerde vitamin ve besin takviyeleri kullanmak oldukça faydalı olacaktır.

Çocuğu yetiştirirken önemli olan şeyin dış görünüş değil, kişilik olduğunu seçtiğiniz kitaplarla anlatmak, çocuğun gelecekte anoreksiyadan etkilenme riskini azaltacaktır. Bu bağlamda çocuğa fiziksel görünüşünden bağımsız olarak kendisine değer vermeyi aşılamalısınız. Dilerseniz gelin bu konudan biraz daha detaylı bahsedelim.

Çok kilolu veya zayıf olduğunu düşündüğü için çok az veya çok fazla yiyen bir çocukla nasıl konuşulur?

Modern hayat, özellikle de sosyal medya platformları, ergenleri vücut algısı bağlamında negatif etkilemektedir. Fiziksel güzelliğin çok ön planda tutulması, birçok kişinin kendine verdiği değeri bedenine endekslemesine yol açmaktadır.

Bu durum; kilo verebilmek için daha az kalorili ve sağlıksız beslenme şekillerine, kas yapabilmek için de sağlıksız oranda protein içeren beslenme şekillerine yol açabilir. Bu şekilde bir yeme bozukluğu olan çocuğa yaklaşımınız ise oldukça önemlidir.

Esasında böyle bir yeme bozukluğuna karşı alabileceğiniz en iyi önlem, çocuk henüz bebekken başlaması gereken bir iletişimdir. Eğer ailede kilolularla dalga geçmişseniz, çocuk kendi çekirdek ailesinde veya okul ortamında hep ince bedene ve kaslı yapıya değer verildiğini ve bunun büyükleri tarafından çok önemsendiğini görmüşse bazı şeyler için çok geç kalınmıştır.

Böyle bir ortamda gelişen yeme bozukluğunun üstesinden sadece psikolojik davranışsal terapilerle gelinebilir. Önemli olan şey, bu aşamaya gelmeden önce çocuğa sağlıklı beslenmenin ve spor yapmanın sadece vücudumuzun iyilik hali için bir gereklilik olduğunu, daha sağlıklı beslenirsek daha kaliteli bir yaşam süreceğimizin bilincini kavratmaktır.

Yeme bozuklukları çocuklarda erkekleri ve kızları aynı oranda mı etkiler?

Bu sorunun cevabı, çocuğun içerisinde bulunduğu döneme göre değişebilir.

Erken çocukluk esnasında yeme bozuklukları erkek çocukları kız çocuklardan daha fazla etkiler. Ergenlikte ise beden ve zihindeki değişiklikler sonucu kız çocuklar yeme bozukluklarından daha fazla etkilenmeye başlar.

Çocuklara beslenmeyi nasıl uygun bir şekilde öğretebiliriz?

Çocukların sağlıklı beslenebilmesi için beslenme kavramını temel düzeyde de olsa bilmesi gerekli. Bu sebeple beslenmeyi çocuklara eğlenceli, ilgi çekici bir şekilde anlatmak gerek.

Kalori hesabı, bu bağlamda çok da etkili bir yöntem değil. Bu hesap sadece çocuklar için değil yetişkinler için de pek keyifli olmayan bir yol. Nihayetinde kalori, beslenmede tek başına değerlendirilen bir veri değil – beslenmenin içeriği de büyük önem taşımakta.

Çocuklarınıza besinleri, sağlık beslenmeyi öğretmek istiyorsanız bunu öncelikle yetişkinler olarak en doğru şekliyle öğrenmeli ve uygulamalısınız. Doğru kaynaktan doğru bilgiyi öğrenmek bu sürecin en önemli ve ilk basamağı. İkinci basamakta ise bildiklerinizi uygulamaya dökmeniz yer alıyor.

Sonuçta çocuklar söylediklerinizi değil, yaptıklarınızı yapar. Dolayısıyla ebeveynler olarak onlara sorumluluk aşılamak için ilk elden doğru davranışlarla örnek olmalısınız. Bu bağlamda çocuğunuzla birlikte yemek yapmanız keyifli ve faydalı bir aktivite olabilir.

Küçük yaşlardan itibaren yemek hazırlarken çocuklarınıza yaşlarına uygun, küçük sorumluluklar verebilirsiniz. Bu esnada besinler ve sağlıklı beslenme hakkında onla sohbet edebilir, hazırladığınız yemek hakkında bir masal uydurup okuyabilirsiniz. 

Bu esnada mutfak tabii ki kirlenecektir, bu konudaki tutumunuz oldukça önemli. Temizlik aşamasında da çocuğa uygun sorumluluklar vermeniz, yemek hazırlarken yaptıkları şeyler için çabalarını takdir etmeniz çocuğunuzun başka bir yemek hazırlığında da size eşlik etme şansını artıracaktır – bu sayede onla sağlıklı beslenme hakkında daha fazla konuşma imkânı yakalarsınız!

Çocuğa lezzetli olan her şeyin sağlıklı olmadığı nasıl anlatılır?

Besinler için çok sert ve katı tanımlamalar yapmaktan uzak durulmalı. Sonuçta bir besini faydalı veya zararlı kılan şey, tükettiğimiz miktardır. Atalarımızın da dediği gibi: “Çoğu zarar, azı karar.”

Meyve yemek faydalı olabilir, fakat aşırı tüketimde meyveler de bize zarar verebilir. Bir yaş pasta; yemekten hemen önce tüketilmiyorsa, uygun porsiyonda tüketiliyorsa ve sürekli tüketilmiyorsa neden zararlı olsun? 

Buna benzer örnekler vererek, önemli olan şeyin tüketim miktarı ve sıklığı olduğunu anlatabiliriz. Tabii bazı sağlık durumlarında hiçbir şekilde tüketilmemesi gereken besinler olduğu da unutulmamalıdır.

Novakid’le tanışın!

Novakid olarak sunduğumuz çocuk gelişimi bloglarının yanı sıra çocuklara İngilizce eğitimi veriyoruz. Novakid bloguna abone olarak ve formu doldurarak ebeveynler için ücretsiz bir yumuşak beceri rehberi edinmenizi öneriyoruz!

Yorum bırak

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

Editörün seçimi
İlginizi çekebilir
Bir dil seçin
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.