Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
2700 Novakid öğretmeni çocuğunuza deneme dersi vermek için hazır. İstediğiniz vakti seçin!
ÜCRETSİZ DENEYİN
Paylaş
X share icon
25.03.2024
Time icon 10 dk.

İngilizce possessive pronouns (İyelik zamirleri) nelerdir, nasıl kullanılır? Konu anlatımı ve bilgi testi!

İçindekiler

İyelik zamirleri (possessive pronouns) İngilizcede sahip olduğumuz isimleri tekrarlamadan söyleyebilmemiz için kullandığımız zamirlerdir. Bu zamirler sayesinde cümlelerimizi gereksiz uzatmaktan kurtularak daha etkili bir şekilde iletişim kurabiliriz.

Peki İngilizcedeki iyelik / sahiplik zamirleri nelerdir, nasıl kullanılırlar? Bu içeriğimizde iyelik zamirlerini gösterdikten sonra örneklerle pekiştireceğiz, sonrasında da küçük bir bilgi testiyle konuyu ne kadar anladığınızı ölçeceğiz. O hâlde haydi başlayalım!

İngilizce possessive pronouns (İyelik zamirleri)

İngilizcede isimlerin yerine kullanabileceğimiz yedi adet iyelik zamiri bulunur. Bunları ve Türkçe anlamlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

  • Mine (Benimki)
  • Yours (Seninki)
  • Ours (Bizimki)
  • Theirs (Onlarınki)
  • His (Onunki (Erkek))
  • Hers (Onunki (Dişi))
  • Its (Onunki (Cansız / Hayvan)

Neyse ki İngilizcedeki iyelik zamirlerinin kullanımı, Türkçedekilerle oldukça benzer. Gelin bunu örneklerle daha iyi kavrayalım.

Bir kütüphanede oturduğunuzu ve yanınızdaki kişiyle kitaplarınızı karşılaştırdığınızı düşünün.

Örnek: My book is red. Yours is blue. (Benim kitabım kırmızı. Seninkisi mavi.)

Bu cümlede “Your book” yerine “Yours” iyelik zamirini kullandığımız için “Your book is blue.” dememize gerek kalmıyor ve cümlemizi kısaltmış oluyoruz.

Diyelim ki arkadaşınızla evleriniz hakkında konuşuyorsunuz. Kendi evinizde üç adet oda olduğunu söylediniz ve onun evinde kaç oda olduğunu soracaksınız. Bunu yapabilmek için “house” kelimesini tekrar tekrar kullanmanıza gerek yok.

Örnek: My house has three rooms. How many rooms does yours have? (Benim evimin üç odası var. Seninkinin kaç tane odası var?)

İyelik zamirlerini bir şeye işaret ederek kullanmanız da mümkün. Masada telefonunuzu unuttuğunuzu varsayalım, masaya gittiğinizde ise iki kişi telefona şaşkın şaşkın bakıyor. “That phone is my phone.” demek yerine iyelik zamiri kullanarak cümlenizi kısaltabilirsiniz.

Örnek: That phone is mine. (O telefon benim.)

İngilizce possessive pronouns (İyelik zamirleri) ve possessive adjectives (İyelik sıfatları) tablosu

İngilizcede possessive pronouns konusunu işlerken possessive adjectives, yani iyelik sıfatları da konuya bir noktada dahil oluyor. Aradaki fark şu: İyelik sıfatlarını bahsedeceğimiz isimden önce kullanıyoruz, iyelik zamirlerini ise bahsedeceğimiz ismin yerine kullanıyoruz. 

Örneğin “telefonum” diyecekken possessive adjective kullanıp “my phone” diyebiliyoruz, fakat bunu tekrar etmemiz gerektiğinde possessive pronoun kullanarak sadece “mine” (benimki) dememiz de mümkün.

Possessive pronouns ve possessive adjectives konusunun detaylarına ihtiyacınız varsa ilgili içeriğimize göz atabilirsiniz. Aşağıda ise İngilizcedeki bütün kişi zamirlerinin iyelik sıfatlarını ve zamirlerini tablo olarak sunduk.

Kişi zamiri (Personal pronoun) İyelik sıfatı (Possessive adjective) İyelik zamiri (Possessive pronoun)
I (Ben) My (Benim) Mine (Benimki)
You (Sen / Siz) Your (Senin / Sizin) Yours (Seninki / Sizinki)
We (Biz) Our (Bizim) Ours (Bizimki)
They (Onlar) Their (Onların) Theirs (Onlarınki)
He (O, erkek) His (Onun) His (Onunki)
She (O, dişi) Her (Onun) Hers (Onunki)
It (O, cansız / hayvan) Its (Onun) Its (Onunki)

Possessive pronoun kullanırken bilinmesi gerekenler

İngilizcede possessive pronouns (iyelik zamirleri) konusu aslında bu kadar basit. Konuyu bol bol örnekle pekiştirmeden önce dikkat etmeniz gereken bazı durumlardan bahsedelim.

İyelik zamiri kullanırken neyden bahsettiğiniz belli olmalı.

Cümlenizde iyelik zamiri kullanacaksanız bahsettiğiniz ismin ne olduğu ya daha önceki konuşmanızdan ya da çevrenizden belli olmalı.

Örnek: Don’t touch it, that’s mine! (Ona dokunma, o benim!)

Örnek: Your mother is so angry but mine isn’t. (Senin annen çok sinirli ama benimki değil.)

Yukarıdaki örneklerin ilkinde konuşan kişinin “mine” iyelik zamirini kullanırken bir objeye işaret ettiğini anlıyoruz. İkinci örnekte ise “mine” iyelik zamiri ise konuşan kişinin annesini gösteriyor, bunu da sözünün önceki kısmından anlıyoruz. İşte bu zamirleri kullanırken bahsettiğimiz şey her zaman bu şekilde anlaşılabilir olmalı.

“Whose” ne demek?

İngilizcede cevabı bir personal pronoun olan soruyu sorarken “Who,” yani “Kim” sözcüğünü kullanıyoruz. Bir şeyin kime ait olduğunu sorarken de aynı şekilde “Whose,” yani “Kimin” sözcüğünü kullanmamız mümkün. Bu wh-question’a cevap verirken “‘s” takısını, iyelik zamirlerini veya iyelik sıfatlarını kullanabiliriz.

Örnek: + Whose book is that? (Bu kitap kimin?)

– It is her book. / It’s hers. / It’s Ceren’s. (O, onun kitabı. / O onun. / O, Ceren’in.)

Possessive pronounlarla fiil çekimi

Her şey tamam, peki eğer öznesi possessive pronoun olan bir cümle kuruyorsak fiili nasıl çekimlemeliyiz? Tekil mi çoğul mu? Sonuçta iyelik zamirlerine çoğul eki gelmiyor, değil mi? Bu sorunu çözmek için zamirimizin neyin yerine geçtiğine bakmalıyız. Zamir her ne kadar şekil değiştirmese de çekimimizi bahsedilen şey neyse onun üzerinden kurmalıyız.

Örneğin “her dogs” (onun köpekleri) kalıbını “hers” (onunki/ler) diyerek kısalttık. Bu durumda “hers” her ne kadar tekil gözükse de (“s” ekinin çoğul eki olmadığını unutmayın!) fiilimizi çoğul bir öznemiz varmış gibi çekimliyoruz, çünkü öznemiz “her dogs.”

Örnek: My dogs are so cute but hers are so furious. (Benim köpeklerim çok şirin ama onunkiler çok sinirli.)

“Of” dedikten sonra possessive pronoun kullanımı

İngilizcede “of” ile sahiplik belirtebildiğimizi biliyoruz. Mesela “Onun kitabı” demek istediğimizde “His book” demek yerine “The book of his” diyebiliriz. Fakat burada sık yapılan bir hata var: Possessive pronoun yerine object pronoun kullanmak. 

Yani “Senin kitabın” demek istediğinizde “The book of you” değil, “The book of yours” demelisiniz.

Örnek: A friend of mine called, he wants to hang out. (Bir arkadaşım aradı, dışarıda takılmak istiyor.)

Örnek: There’s a picture of ours in the museum. (Müzede bizim bir fotoğrafımız var.)

“It, its, it’s” farkı 

Özellikle İngilizceye yeni başlayan öğrenciler için aşağıdaki üç kelimeyi ayırt etmek zor olabiliyor:

  • It
  • Its
  • It’s

Aslında bu ayrımı yapabilmek oldukça basit. Gelin üç kelimeyi de ayrı ayrı inceleyelim.

It, cansız varlıklar veya hayvanlar için kullanılır ve “O” anlamına gelir. 

Örnek: It is a dog. (O bir köpek.)

It’s ise “It is” kalıbının kısaltması olarak karşımıza çıkar. Kesme işaretiyle yazılır. “It” zamirinin “be” fiiliyle şimdiki zamanda (present simple tense) çekimlenmiş hâlidir.

Örnek: It’s a dog. (O bir köpek.)

Its kelimesi bir possessive adjective olarak “Onun”, veya bir possessive pronoun olarak “Onunki” anlamlarına gelebilir. Anlamı, kelimenin bulunduğu yerden çıkarmalısınız. Bu kelime, kesme işareti olmadan yazılır.

Örnek: – My dog loves its toy. (Köpeğim oyuncağını seviyor.)

+ My cat loves its, too. (Kedim de kendininkini seviyor.)

Yukarıdaki örnekte ilk cümlede “Its” iyelik sıfatı, yani possessive adjective olarak kullanılıyor ve oyuncağın köpeğe ait olduğunu belirtiyor. İkinci cümledeki “Its” ise iyelik zamiri, yani possessive pronoun olarak kullanılıyor ve “Its toy” (onun oyuncağı) kalıbının yerine geçiyor.

Şimdi kaydolun ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
Çocuğunuza İngilizce ile güven verin!

İngilizce possessive pronouns (Sahiplik zamirleri) cümle örnekleri

Possessive pronouns bilgi testimize geçmeden önce bu kelimelerle kurulmuş örnek cümleleri inceleyerek konuyu daha iyi kavrayabilirsiniz. 

  • She found her book on the table, but she couldn’t find mine. (Masada kitabını buldu, ama benimkini bulamadı.)
  • My computer is old, I think I need a new one like yours. (Bilgisayarım eski, sanırım seninki gibi yeni bir tane ihtiyacım var.)
  • Your cat is so cute, and ours is very playful. (Senin kedin çok sevimli ve bizimki çok oyuncu.)
  • He borrowed my car yesterday; today, I might borrow his. (Dün arabamı ödünç aldı, bugün ben onunkini ödünç alabilirim.)
  • Our teacher shared her ideas with us, and we shared ours with her. (Öğretmenimiz bizimle fikirlerini paylaştı ve biz de bizimkileri onunla paylaştık.)
  • This is your seat, and that one is mine. (Bu senin koltuğun ve şu benimki.)
  • I love my dog’s playful attitude, but I’m also fond of yours. (Köpeğimin oyuncu tavrını seviyorum ama seninkini de çok beğeniyorum.)
  • Their project was successful, unlike ours. (Onların projesi başarılıydı, bizimkinin aksine.)
  • Your garden is beautiful, but ours needs a lot of work. (Bahçen güzel ama bizimki çok iş gerektiriyor.)
  • We will bring our kids to the picnic, will you bring yours? (Pikniğe çocuklarımızı getireceğiz, siz de sizinkileri getirecek misiniz?)
  • My sister’s room is messy, but mine is even messier. (Kız kardeşimin odası dağınık ama benimki daha da dağınık.)
  • Your solution to the problem was good, but theirs was better. (Probleme çözümün iyi, ama onlarınki daha iyiydi.)
  • Our vacation was relaxing, but I heard theirs was even more so. (Tatilimiz rahatlatıcıydı ama onlarınki daha da rahatlatıcıymış.)
  • This pen is mine, and that one is yours, right? (Bu kalem benim ve şu senin, değil mi?)
  • His performance was impressive, but I think hers was outstanding. (Performansı etkileyiciydi ama onunki olağanüstüydü bence.)
  • Our team won the match, but their team played well too. (Takımımız maçı kazandı ama onların takımı da iyi oynadı.)
  • My pizza has olives, does yours have any? (Pizzamda zeytin var, seninkinde var mı?)
  • Your idea of fun is different from mine. (Eğlence anlayışın benimkinden farklı.)
  • Her approach to teaching is unique, as is his. (Öğretme yaklaşımı benzersiz, onunki de öyle.)
  • We enjoyed our holiday in Spain; how was yours in Italy? (İspanya’daki tatilimizden keyif aldık; İtalya’daki sizinki nasıldı?)
  • Your phone’s camera is good, but I think mine is better. (Telefonunun kamerası iyi ama benimkinin daha iyi olduğunu düşünüyorum.)

İngilizce possessive pronouns bilgi testi

İngilizce possessive pronouns konu anlatımını tamamladığımıza göre bilgi testimize geçebiliriz. İyi şanslar!

Did you find ___ glasses?
___ house is big but ___ is even bigger!
Look, ___ a cute little dog!
My mother has a very big house, but you should also see ___.
My approach to translation is creative but ___ is literal.
___ water bottle is in school but ___ is here.
I will get ___ piece of cake from the table, do you also want ___?
___ homework seems so hard but ___ projects are even worse!
This car is so old that we can’t see ___ plate anymore.
My brother's drawings are creative, but I believe ___ are even more imaginative.
Yanıtlara Bak

Novakid’le tanışın!

İngilizce öğrenirken possessive pronouns gibi gramer konularını anlamak gerekiyor olabilir fakat unutmamanız gereken bir şey var: En önemli şey, dili yaşayarak öğrenmek. Novakid’de çocuklara bunu sunuyoruz. 

İngilizce öğrenmek Novakid ile bir doğa keşfi kadar büyüleyici! Çocuğunuzun dil öğrenme sürecini nasıl bir maceraya dönüştürdüğümüzü görmek için aşağıdaki videoyu izleyin:

 

Online İngilizce derslerimizle çocuklara İngilizceyi sevdirerek öğretiyoruz. Siz de ilk deneme dersinizi hemen alın!

5/5

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

Editörün seçimi
Öğretmenin Görüşü
İlginizi çekebilir
Bir dil seçin
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.