“Going to” ve “will” arasındaki fark nedir? İşte “will” ve “going to” konu anlatımı ve testi!

İngilizcede gelecek zamanda “be going to” yapısı, daha kesin, kanıta veya plana bağlı durumlardan bahsetmek için kullanılır. Eğer bahsettiğimiz konuya dair bir planımız varsa, söylediğimiz şeyi somut bir kanıta dayanarak söylüyorsak veya daha kesin bir durumdan bahsediyorsak “be going to” yapısını kullanırız.

• Geleceğe dair planlarda

Örnek: I’m going to study linguistics in university when I graduate from high school. (Liseden mezun olduğumda üniversitede dilbilim okuyacağım.)

Yukarıdaki örnekte konuşan kişinin geleceğe dair bir plan yaptığını görüyoruz, bu sebeple gelecek zaman cümlesini “be going to” ile kurmayı tercih ediyor.

Örnek: We’re going to eat at our favorite restaurant tonight. (Bu akşam favori restoranımızda yiyeceğiz.)

Bu örnekte de akşama dair bir plan yapılıyor, dolayısıyla yine “be going to” yapısı kullanılıyor.

• Kanıta bağlı tahminlerde

Örnek: Look at all the clouds! It’s definitely going to rain. (Bütün şu bulutlara bak! Kesin yağmur yağacak.)

Bu örnekte ise bir plandan değil, geleceğe yönelik bir tahminden bahsediliyor. Ama yapılan tahmin (yağmurun yağması) mevcut durumdaki bir kanıta (bulutlar) dayandığı için “be going to” yapısını kullanmamız mümkün.

Örnek: You aren’t going to pass this class if you don’t study hard. (Çok ders çalışmazsan bu dersi geçemeyeceksin.)

Yukarıdaki örnekte de aynı durumla karşılaşıyoruz. Yapılan tahminin bir dayanağı bulunuyor, bu sebeple “be going to” tercih ediliyor.

Gelecek zamanda “will” yapısı ise kesinliği daha az olan durumlarda kullanılıyor. Söz verme, tehdit etme, konuşma anında verilen kararlar veya yapılan tahminler gibi durumlarda “be going to” yerine daha çok “will” kullanılıyor.

• Söz, tehdit, istek ve teklifler

Örnek: I promise I’ll give you a sandwich but you have to finish your eggs first. (Söz veriyorum ki sana bir sandviç vereceğim ama önce yumurtalarını bitirmelisin.)

Örnek: Yes teacher, I will do my homework on time. (Evet öğretmenim, ödevimi zamanında yapacağım.)

Yukarıdaki örneklerde “will” yapısının söz vermek için kullanıldığını görüyoruz. 

Örnek: If you don’t do your homework, I will give you a bad grade. (Eğer ödevini yapmazsan sana kötü bir not veririm.)

Bu örnek ise “will” yapısının tehditlerde nasıl kullanıldığını gösteriyor.

“Will” yapısını soru cümlelerinde istek veya teklif anlamında kullanmamız da mümkün. İşte buna bazı örnekler: 

Örnek: Will you carry this bag for me? (Benim için bu çantayı taşır mısın?) 

Örnek: Don’t worry, I’ll carry it. (Merak etme, onu taşıyacağım.)

• Konuşma anında verilen kararlar

Örnek: Sorry to interrupt you, I’ll open the door and come back. (Böldüğüm için üzgünüm, kapıyı açacağım ve geri geleceğim.)

Yukarıdaki örnekte konuşma anında bir şey gerçekleşiyor ve konuşan kişi de buna yönelik anlık bir tepki veriyor, dolayısıyla yapacağı şeyi “will” yapısıyla aktarıyor.

• Kanıta dayalı olmayan tahminler

Geleceğe dair tahminler yaparken sadece “be going to” değil, aynı zamanda “will” yapısını da kullanabiliyoruz. Bu noktada “be going to” ve “will” arasındaki fark şu: “Will” kullanırken tahminimizin kanıta dayalı olmasına gerek yok ama “be going to” yapısında bir kanıt da belirtiyoruz.

Örnek: I think Trabzonspor will win the cup this year. (Bence Trabzonspor bu yıl kupayı kazanacak.)

Örnek: Trust me, you will get a good mark in the exam tomorrow. (Güven bana, yarın sınavdan iyi bir not alacaksın.)

Yukarıda genel olarak bahsettiğimiz üzere “going to” ve “will” arasındaki farkın temeli, söylenen şeyin kesinliğinde yatıyor. “Be going” to daha çok planlı, kanıta dayalı durumlarda kullanılırken “will” yapısını daha esnek bir şekilde kullanmamız mümkün.

İngilizce dilbilgisinde “going to” ve “will” farkı genellikle bu şekilde anlatılsa da günlük konuşmada bu farklara çok dikkat edilmiyor. İki yapının da sıklıkla birbirinin yerine kullanılabildiğini görüyoruz. Bu sebeple aradaki farkları bilmekte fayda olsa da İngilizce konuşurken bu detaylara çok fazla takılmanıza gerek yok.

O hâlde “will” ve “going to” testimize geçmeden önce konuyu pekiştirmek için bazı örnek cümlelere göz atalım.

• I don’t think I will be at home tomorrow. (Yarın evde olacağımı sanmıyorum.)
• I’m going to graduate the next year, so I’m going to be in another city. (Seneye mezun olacağım, bu yüzden başka bir şehirde olacağım.)
• I will be very busy next week. (Gelecek hafta çok meşgul olacağım.)
• We are going to celebrate her birthday this weekend. (Bu hafta sonu onun doğum gününü kutlayacağız.)
• Will you be joining us for dinner? (Akşam yemeğinde bize katılacak mısın?)
• I’m going to learn Spanish next year. (Gelecek yıl İspanyolca öğreneceğim.)
• I checked the weather forecast and it’s going to be cold tomorrow, so wear a coat. (Hava durumunu kontrol ettim ve yarın soğuk olacak, o yüzden bir mont giy.)
• They are going to renovate their house soon. (Yakında evlerini yenileyecekler.)
• I will think about your offer and let you know. (Teklifini düşüneceğim ve sana haber vereceğim.)
• Are you going to watch the game tonight? (Bu akşam maçı izleyecek misin?)
• Are you going to finish your meal? (Yemeğini bitirecek misin?)
• No, I don’t think I’ll be able to finish it. (Hayır, bitirebileceğimi sanmıyorum.)
• I think I will see him tomorrow. (Yarın onunla görüşeceğimi düşünüyorum.)
• She’s going to start a new job next month. (Gelecek ay yeni bir işe başlayacak.)
• Will you help me with this? (Bunu yapmama yardım edecek misin?)
• I’m going to go to the concert tomorrow, do you want to come with me? (Yarın konsere gideceğim, benimle gelmek ister misin?)
• Look at the score, we are going to lose this match. (Skora bak, bu maçı kaybedeceğiz.)
• Don’t lose your hope, I think we’ll win. (Umudunu kaybetme, bence kazanacağız.)
• Either you correct your mistake or I will punish you. (Ya hatanı düzeltirsin ya da seni cezalandırırım.)
• I’m not going to attend the meeting. (Toplantıya katılmayacağım.)
• It looks like it will rain soon. (Yakında yağmur yağacak gibi görünüyor.)
• They are going to buy a new house next year. (Gelecek yıl yeni bir ev alacaklar.)
• I’m going to call you when I arrive. (Varınca seni arayacağım.)
• Are you going to take a vacation this summer? (Bu yaz tatil yapacak mısın?)

İşte “will” ve “going to” farkı hakkında sık sık sorulan sorular ve cevapları.

“Will” ve “going to” hangi durumlarda kullanılır?

İki yapı da gelecek zamanı belirtmek için kullanılır. “Be going to” kanıta dayalı tahminlerden, planlardan bahsetmek için kullanılırken “will” ise tehdit, söz, istek, kanıta dayalı olmayan tahminler ve konuşma anında verilen kararlardan bahsederken kullanılır. Yani “be going to” yapısından daha kesin durumlarda yararlanırız.

“Will” ve “going to” kullanımıyla ilgili yaygın hatalar nelerdir?

Bu iki yapı birbirinin yerine sık sık kullanıldığı için yapılan hatalar genellikle “will” veya “be going to” yapısından hangisinin kullanıldığıyla ilgili değil, yapıyla ilgili oluyor. Örneğin “be going to” kullanırken “be” fiilini özneye göre çekimlememiz gerekir, “will”den sonra ise fiil yalın hâliyle kullanılır.

Aşağıdaki “will” ve “going to” testimizi çözerek kendinizi sınayabilir, eksik kalan noktalarınızı tespit edebilirsiniz.

Gelecek zamanda “will” ve “be going to” gibi dilbilgisi konuları önemli olsa da İngilizce öğrenirken en faydalı olan şey aktif olarak konuşmak. 

İngilizce öğrenmek Novakid ile çok daha eğlenceli! Çocuklarınızın dil becerilerini nasıl geliştirdiğimizi görmek için aşağıdaki videomuzu izleyin: