“How are you?” sorusunu nasıl anadiliniz İngilizceymiş gibi cevaplayabilirsiniz?
- İngilizcede “How are you?” sorusu çoğunlukla gerçek bir duygu sorgusu değil, bir selamlaşma ifadesidir.
- “Fine, thanks” dışında daha doğal ve akıcı cevaplar vermek, daha samimi ve akıcı bir İngilizce konuşmanın anahtarıdır.
- “I’m good, thanks”, “Can’t complain!”, “Still breathing!” gibi cevaplar farklı sosyal ortamlara göre kullanılabilir.
- Soruya vereceğiniz cevabın tonlaması, vücut dili ve bağlamla uyumu, en az seçtiğiniz kelimeler kadar önemlidir.
- Mizahi veya samimi cevaplar (örneğin “Better now that you’re here!”) yalnızca yakın çevreyle paylaşılmalıdır.
- Bu ifadeleri bolca pratik ederek, konuşmalarınızda daha doğal ve özgüvenli bir izlenim bırakabilirsiniz.
Hiç daha önce “How are you?” (“Nasılsın?”) sorusunu duyduğunuzda “Fine, thanks” dışında bir şey diyebilmek için bir süreliğine donakaldığınız oldu mu? Eğer İngilizce öğreniyorsanız bu selamlaşmanın ne kadar doğal konuşabildiğinize, kendinize ne kadar güvendiğinize dair ufak bir test olabileceğini biliyorsunuzdur. Küçük bir kalıp olsa da “How are you” sorusuna nasıl cevap vereceğinizi öğrenerek İngilizce konuşurken karşınızdakiyle daha iyi iletişim kurabilir, daha rahat hissedebilirsiniz.
Aslına bakarsanız “How are you?” sorusu gerçekten de nasıl hissettiğinizi öğrenmek için sorulmuyor zaten. Genellikle bir konuşma başlatmak veya kibarlık göstermek için kullanılan sosyal bir hamle olarak düşünebiliriz. Bundan dolayı bu soruya verebileceğiniz binbir türlü cevap var. İster gününüzün detaylarını anlatın, isterseniz de “İyidir” diye bir cevapla geçiştirin. Her şey size soruyu soran kişiyle olan ilişkinize bağlı. Kafanız mı karıştı? Merak etmeyin, yalnız değilsiniz.
“How are you?” sorusu nasıl cevaplanır?
Neyse ki şanslısınız çünkü bu içeriğimizde “How are you?” sorusunu anadiliniz İngilizceymişçesine cevaplamayı öğreneceksiniz. “How are you?” diye sormanın farklı yollarını göstereceğimiz gibi aynı zamanda bu soruya verilebilecek çeşitli cevapları da listeleyeceğiz. Yabancı biriyle konuşurken nasıl kibarca cevap verebileceğinizi, arkadaşınızla daha derin konulardan bahsederken de nasıl daha yakın olabileceğinizi inceleyeceğiz. İşin içine birazcık tat katmak için “How are you?” sorusuna verebileceğiniz bazı eğlenceli cevaplara da bakacağız.
O halde, how are you? Hazır mısınız?
“How are you?” aslında ne anlama gelir?
Bu soruya verilebilecek cevaplara geçmeden önce İngilizce öğrenenlerin kafasını karıştıran bir konuyu inceleyelim: “How are you” aslında ne anlama gelir? Aslında her sorunun detaylı ve doğrudan bir cevap istediğini düşünürüz, ama İngilizcedeki “How are you?” kalıbı biraz daha farklı işliyor.
Günlük etkileşimlerimizde “How are you?” sorusu kişinin fiziksel veya duygusal durumuyla ilgili derin bir soru olarak değil, sadece bir selamlaşma olarak kullanılıyor. “Hello” (“Merhaba”) veya “Good morning” (“Günaydın”) gibi düşünebilirsiniz yani. İnsanlar bu soruyu kibar olmak için, hızlıca bir konuşma başlatabilmek için soruyorlar. Karşılığındaysa uzun bir cevap beklemiyorlar.
Bu farkı anlamak çok önemli çünkü “How are you?” sorusuna vereceğiniz cevap içinde bulunduğunuz duruma bağlı olarak şekillenir. Resmi ortamlarda veya çok iyi tanımadığınız kişilerle (bir kasiyer, yeni bir iş arkadaşı, koridorda karşılaştığınız biri gibi) sadece selamlaşmak için bu kalıbı kullanıp cevabı genelde kısa kesersiniz. Arkadaş veya aile ortamı gibi yakınlarınızla olduğunuz durumlardaysa bu soru daha detaylı konuşmaların kapısını aralayacaktır. Bu farkı anlamak “How are you?” sorusuna iyi bir cevap seçebilmeniz için önemli.
Basit ve doğal cevaplar (Anadiliniz İngilizceymiş gibi!)
“How are you?” sorusunun ardındaki asıl anlamı anladığımıza göre anadili İngilizce olan insanların bu soruyu nasıl cevapladığını inceleyelim. Listelediğimiz kalıpları ister gerçekten de iyi hissederken, isterseniz de sadece konuşmayı sürdürmek için kullanabilirsiniz.
- “I’m good, thanks. You?” (“İyiyim, teşekkürler. Sen?”)
Muhtemelen en yaygın cevap bu. Hem kibar hem de olumlu olan bu kalıp, topu karşı tarafa atabilmenizi de sağlıyor.
- “Doing well, how about you?” (“İyi gidiyor, peki ya sen?”)
“I’m good” kalıbıyla oldukça benzer bir anlama sahip olan “doing well,” kulağa biraz daha aktif gelen bir cevap. Bu cevapla birlikte de topu karşı tarafa atmış oluyorsunuz.
- “Can’t complain!” (“Şikayet edemem!”)
Bu cevapsa “İyiyim, kötü bir şey yok.” anlamına gelen, biraz daha arkadaş canlısı bir seçenek. Genellikle günlük konuşmada karşımıza çıkıyor ve cevabınıza biraz kişilik ekliyor. Türkçedeki “Bir yaramazlık yok” kalıbı gibi düşünebilirsiniz.
Bu kalıpları kullanırken tonlamanız ve vücut diliniz de en az verdiğiniz cevap kadar önemli. Sıcak bir ses tonu, hafif bir gülümseme ve göz temasıyla karşıdaki kişiye arkadaş canlısı olduğunuzu, etkileşime açık olduğunuzu gösterebilirsiniz.
“How are you?” sorusuna verilebilecek komik cevaplar
Bazen işin içine ufak bir mizah katmak selamlaşmayı daha kişisel ve keyifli bir hâle getirebiliyor. Özellikle de iyi tanıdığınız kişilerle birlikte. Arkadaşlarınızla veya ailenizle konuşurken bu eğlenceli cevapları kullanarak konuşmayı biraz daha neşeli bir hâle getirebilirsiniz. Bu cevapları yabancılarla veya resmi ortamlarda değil, sadece yakın hissettiğiniz kişilerle kullanmanız gerektiğini unutmayın.
- “Better now that you’re here!” (“Seni gördüm daha iyi oldum!”)
Karşıdaki kişinin varlığının sizi mutlu ettiğini belirten bu cevap gerçekten de konuşmaya sıcak ve arkadaş canlısı bir hava katıyor.
- “Still breathing!” (“Hâlâ nefes alıyorum!”)
Hayatın ne kadar zor olsa da devam ettiğini ifade eden bu cevap da konuşmaya tat katmak için kullanabileceğiniz seçeneklerden biri. Esprili konuşmayı seven arkadaşlarınız için ideal.
Bu biraz ince bir cevap. İşler mükemmel gitmese de en azından hedeflerinizin yüksek olduğunu belirtiyorsunuz. Böylece konuştuğunuz kişiyle hayatın gerçekleri karşısında gülebilmeniz için bir fırsat doğuyor.
Bu cevapları kullanırken cana yakın bir ses tonunu, hafif tebessüm etmeyi ve belki de gözünüzü kırpmayı tercih edebilirsiniz. Karşınızdaki kişiyle bağınızı güçlendirmek ve farklılığınızı İngilizce bir biçimde göstermek için mükemmel bir fırsat.
“How are you?” sorusuna farklı durumlarda verilen cevaplar
Okulda veya işte: Profesyonel ve olumlu cevaplar kullanın. “I’m doing well, thank you” her zaman uygundur.
Arkadaşlarla: Biraz daha rahat takılabilirsiniz! Arkadaşlarınıza karşı “Pretty good! You?” veya “Not bad!” gibi rahat cevapları kullanabilirsiniz.
İyi değilseniz: Dürüst olmakta bir sakınca yok ama kibar ve kısa bir cevap vermeye çalışın. “Not the best day, but I’ll be fine” gibi bir cevapla karşıdaki kişiyi sıkmadan hayatın bir şekilde devam ettiğini aktarabilirsiniz.
“How are you?” sorusu farklı şekillerde nasıl sorulur?
Bir İngilizce öğretmeni olarak size “How are you?” sorusunu sınıfta her gün sorduğumu söyleyebilirim. Gerçekten de anadiliniz İngilizceymiş gibi iletişim kurmak için sadece verdiğiniz cevap değil, aynı zamanda soruş şekliniz ve diğer yaygın soruları nasıl sorduğunuz da önemli.
Çeşitlilik hayata tat katar. Selamlaşmalarınıza da! Anadili İngilizce olan kişiler “How are you?” dışında bir sürü kalıptan faydalanır. Bu alternatifleri öğrenerek İngilizcenizin kulağa daha doğal gelmesini sağlayabilirsiniz.
- “How’s it going?” (“Nasıl gidiyor?”)
Karşıdaki kişiye nasıl olduğunu sormanın oldukça yaygın ve dostane bir yolu. Birçok farklı durumda kullanılabilir.
- “How have you been?” (“Nasıl oldun?” / “Neler yaptın?”)
Birini bir süredir görmedikten sonra bu soruyu kullanabilirsiniz. Onunla son karşılaştığınızdan beri neler yaptığını merak ettiğinizi belli edecektir.
- “What’s up?” (“Naber?”)
Bu soru oldukça rahat bir tona sahip olup genellikle yakın arkadaşlar veya genç insanlar arasında kullanılır. Genellikle gerçek cevap beklenen bir soru olarak sorulmaz.
“Is English your native language?” (“İngilizce anadilin mi?”) sorusu nasıl cevaplanır?
Bazen insanların dil arka planınızı merak ettiği senaryolarla karşılaşabilirsiniz. Bu tarz sorulara cevap verebilmek de hâliyle oldukça önemli. Genellikle “No, it’s not, but I’m learning” (“Hayır, anadilim değil ama öğreniyorum”) veya “No, I’m from Turkey, so my native language is Turkish” (“Hayır, Türkiye’denim, bu yüzden anadilim Türkçe.”) gibi cevaplar verebilir, sonrasında da İngilizce öğrenmeye dair düşüncelerinizi kısaca belirtebilirsiniz.
Bu konuşma kalıplarıyla birlikte “How are you?” sorusunu daha özgüvenli bir şekilde cevaplamanız mümkün. Unutmayın, pratik yapmanın ve gerçek zamanlı geribildirim almanın en iyi yolu İngilizce olarak sohbet etmektir. Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek için Novakid’den ücretsiz deneme dersinizi hemen alın ve uzman öğretmenlerin online İngilizce dersleriyle gramer kurallarından uzak, etkileşimli bir şekilde İngilizce öğrenin!