İngilizcedeki “small” ve “little” kelimelerinin birbirinden farkı nedir?

“Small”, İngilizcede bir şeyin ölçülebilir boyutunu, miktarını veya hacmini ifade etmek için kullanılan bir sıfat. Genellikle nesnelerin fiziksel büyüklüğünü ya da küçüklüğünü anlatırken tercih ediliyor. 

“Small” kelimesinin objektif bir ifade olduğunu söyleyebiliriz; yani herhangi bir duygu ya da samimiyet katmıyor, sadece boyut belirtiyor.

Ayrıca hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle kullanılabiliyor.

• Örnek: She has a small amount of patience. (Onun çok az sabrı var.)
• Örnek: This is a small house. (Bu küçük bir ev.)
• Örnek: She bought a small bottle of water. (Küçük bir şişe su aldı.)
• Örnek: I found a small mistake in the report. (Raporda küçük bir hata buldum.)
• Örnek: He lives in a small town near the sea. (Deniz kenarında küçük bir kasabada yaşıyor.)

İngilizcede “small”; resmî yazılarda, akademik metinlerde ve günlük konuşmalarda yaygın olarak kullanılıyor. Fiziksel ölçülerle ilgili cümlelerde “little” yerine “small” tercih edilmeli diyebiliriz.

“Small” ile sıkça kullanılan bazı kalıplar:

✅small talk → ayaküstü, kısa sohbet

✅small business → küçük işletme

✅small print → sözleşmelerde küçük puntolu detaylar

✅small problem → büyük dert olmayan, ufak mesele

• Örnek: We had some small talk before the meeting. (Toplantıdan önce kısa bir sohbet ettik.)

“Little”, İngilizcede iki farklı şekilde karşımıza çıkıyor:

1. Sevimlilik veya duygusal vurgu için:

“Little”, bir şeyi yalnızca küçük göstermekle kalmıyor, aynı zamanda ona şefkat, samimiyet ya da sevimlilik katabiliyor. Bu kullanımda kelime çoğu zaman olumlu bir anlam taşıyor.

Bunun yanı sıra “little”, sayılamayan isimlerle birlikte miktar belirtmek için kullanılıyor.

• Örnek: I have little interest in video games. (Video oyunlarına az ilgim var.)
• Örnek: He is a nice little boy. (O sevimli küçük bir çocuk.)
• Örnek: Look at that little puppy! (Şu küçük köpeğe bak!)
• Örnek: She wore a pretty little dress. (Şirin küçük bir elbise giydi.)

2. Az miktar veya yetersizlik anlamında:

“Little”, sayılamayan isimlerle kullanıldığında “çok az” ya da “neredeyse hiç” anlamına geliyor. Bu kullanımda genellikle olumsuz bir vurgu var.

• Örnek: I have little time to finish my homework. (Ödevimi bitirmek için çok az zamanım var.)
• Örnek: There is little hope of success. (Başarı için çok az umut var.)
• Örnek: We had little money left after the trip. (Seyahatten sonra çok az paramız kaldı.)

“Little” ile sıkça kullanılan bazı kalıplar:

✅my little brother/sister → küçük kardeşim

✅little by little → yavaş yavaş

✅the little things → küçük ama değerli şeyler

• Örnek: Little by little, she improved her English. (Yavaş yavaş İngilizcesini geliştirdi.)

“A little” kullanımı

“A little”, yine olumlu bağlamlarda tercih ediliyor ve “biraz, az da olsa yeterli” anlamına geliyor. Yani bir şeyin miktarı az olsa bile, işe yarayabileceğini ya da yeterli olabileceğini ima ediyor. Bu yönüyle, “neredeyse hiç” anlamı veren olumsuz “little”dan ayrılıyor.

• Örnek: I have a little time, let’s talk. (Biraz zamanım var, hadi konuşalım.)
• Örnek: We need a little sugar for the cake. (Kek için biraz şekere ihtiyacımız var.)

Yani “a little” kullanıldığında cümlede daha iyimser bir hava oluşuyor.

👉 Özetleyecek olursak İngilizcede “little” hem samimiyet ve sevimlilik katmak için hem de yetersizliği anlatmak için kullanılan bir sözcük.

Gördüğünüz üzere İngilizcede hem “small” hem de “little” kelimeleri “küçük” anlamına gelse de aralarında önemli kullanım farkları var. Şimdi bu farkları netleştirelim:

1. Sayılabilirlik ölçütü

👉“Small” kelimesi, hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle kullanılabiliyor ancak bu kullanım daha çok fiziksel ölçüleri tanımlamak için.

👉“Little” kelimesi ise özellikle sayılamayan isimlerle birlikte miktar belirtmek için kullanılıyor.

• Örnek: There is little water in the glass. (Bardakta çok az su var.) → “Water” sayılamaz.
• Örnek: There are a few small bottles on the table. (Masada birkaç küçük şişe var.) → “Bottles” sayılabilir.

Bu noktada “less” kelimesinin devreye girdiğini görebiliriz. “Less”, tıpkı “little” gibi sayılamayan isimlerle birlikte “daha az” anlamında kullanılıyor. Sayılabilen isimlerde ise “fewer” tercih ediliyor. Bununla ilgili daha detaylı bilgi için comparative konu anlatımımıza göz atabilirsiniz.

• Örnek: She drinks less coffee now. (Artık daha az kahve içiyor.) → Coffee sayılamaz.
• Örnek: There are fewer small books on the shelf. (Raflarda daha az küçük kitap var.) → Books sayılabilir.

Yani “little” → az miktar (sayılamayan), “less” → daha az (sayılamayan), “fewer” → daha az (sayılabilen) gibi düşünebilirsiniz.

2. Ölçülebilirlik ve duygusal vurgu

👉Small, daha objektif bir kelime. Bir nesnenin, yerin ya da şeyin boyutunu, miktarını veya ölçüsünü belirtiyor.

👉Little ise daha öznel. Hem sevimlilik/samimiyet katabiliyor hem de bir şeyin az olduğunu vurgulayabiliyor.

• Örnek: This is a small room. (Bu küçük bir oda.) → yalnızca boyutu anlatıyor
• Örnek: This is a lovely little room. (Bu şirin küçük bir oda.) → hem küçük hem de sevimli bir oda

3. Kullanım bağlamı

👉Small daha çok resmî, akademik veya tarafsız bağlamlarda tercih ediliyor.

👉Little ise daha samimi, duygusal ve günlük konuşmalarda sıkça kullanılıyor.

Kısacası…

✅Small = ölçülebilir küçüklük

✅Little = duygusal ton veya azlık

“Small” ve “little” farkı: Tablo

Şimdi İngilizcede “small” ile “little” kullanımı ve farkı hakkında öğrendiklerimizi pekiştirelim!

İşte İngilizcede “small” ve “little” hakkında en çok merak edilen soruların cevapları!

Small İngilizcesi ne?

“Small”, İngilizcede “küçük” demek ve ölçülebilir boyutları, miktarları ya da hacimleri anlatmak için kullanılıyor. Nesnelerin fiziksel büyüklüğünü veya küçüklüğünü ifade ediyor. Örneğin “a small town” (küçük bir kasaba) ya da “a small mistake” (küçük bir hata) gibi.

Little nerede kullanılır?

“Little” hem sevimlilik ve samimiyet katmak için hem de “çok az” anlamında kullanılıyor. Özellikle çocuklardan, hayvanlardan veya tatlı şeylerden bahsederken tercih ediliyor. Mesela: “a little boy” (küçük bir çocuk). Ayrıca sayılamayan isimlerle birlikte “azlık” ifade ediyor: “little time” (çok az zaman).

Dil öğrenirken kelimelerin doğru kullanımlarını bilmenin önemi yadsınamaz fakat en önemlisi, o dili yaşamak. Siz de çocuğunuzun İngilizceyi erken yaşta öğrenirken dilbilgisi kurallarını ezberlemesini değil, etkileşimli yöntemleri keşfetmesini istiyorsanız Novakid tam size göre! Akranlarıyla iletişim kurarak hem eğlenceli hem eğitici bir eğitim alması için İngilizce derslerine göz atarak siz de aramıza katılabilirsiniz.

Ayrıca bire bir derslerimizde uyguladığımız etkili yöntemimize aşağıdaki videodan ulaşabilirsiniz: