İngilizcede “especially” ne demek, “specially” ne demek ve bu iki kelimenin arasındaki farklar neler?
- İngilizce especially ne demek, nerelerde kullanılır?
- İngilizce “specially” ne demek, nerelerde kullanılır?
- İngilizce “especially” ve “specially” farkı: Tablo
- İngilizce “especially” ve “specially” farkı: Test
- Novakid’le tanışın!
İngilizcede bazı kelimeler var ki hem şeklen hem de anlam olarak çok benzeseler de birbirlerinin yerine kullanılmaları hatalara yol açıyor. Bunun belki de en iyi örneği, “especially” ve “specially” kelimeleri.
“Especially” ve “specially” kelimeleri birbirine o kadar benziyor ki bazen İngilizceyi ana dili olarak konuşan kişiler bile bu ikiliyi karıştırabiliyor. Ancak aslında eş anlamlı değiller ve ikisini de farklı yerlerde kullanmamız gerekiyor.
Bu tarz bir kafa karışıklığının önüne geçmek için hep birlikte especially ne demek ve specially ne demek, öğrenelim. Bolca örnek cümle eşliğinde bu iki kelimenin farklarını açıklayalım.
Çocuğunuzun İngilizceyi en ufak detaylarıyla öğrenmesi için Novakid’den deneme dersinizi alın!
İngilizce especially ne demek, nerelerde kullanılır?
“Especially” kelimesi, İngilizcede “özellikle” anlamına geliyor. Tıpkı Türkçedeki “özellikle” kelimesinde olduğu gibi İngilizcedeki “especially” de bazı çeşitli kullanım alanlarına sahip. Bunları örnek cümleler eşliğinde keşfedelim!
- Bir şeyin bir özellik bakımından benzerlerinden üstün olduğunu söylemek
“Especially” kelimesinin başlıca kullanım alanı, bir şeyi ona benzeyen diğer şeylerle karşılaştıracak olursak, hangi özelliğe göre karşılaştırıyorsak o bakımdan diğerlerinden üstün olduğu anlamını vermek.
Bu biraz teknik bir tanım olabilir, ancak bir örnekle açıklarsak mutlaka çok daha iyi anlaşılacaktır:
Örnek: I love fruit, especially watermelons. (Meyveleri çok severim, özellikle de karpuzu.)
Bu cümleden anladığımız şey, konuşmacının meyveleri genel olarak sevmesine rağmen karpuzu hepsinin arasında en iyi olarak görmesi. Yani bir bakıma tüm meyveler lezzet bakımından karşılaştırılmış, en iyisi de karpuz denmiş oluyor.
Elbette ayrıca anlıyoruz ki karşılaştırma ölçütümüz her ne ise (burada lezzet) diğer seçeneklerin bu bakımdan kötü olduğu gibi bir ima yok. Mesela yukarıdaki cümlede karpuzun iyi olup da diğer meyvelerin kötü olduğu söylenmiyor. Aksine, anlıyoruz ki tüm meyveler iyi, ancak karpuz aralarından en iyisi.
“Especially” kelimesinin bu kullanımını içeren birkaç örnek cümleyi daha inceleyelim:
Örnek: She enjoys watching movies, especially comedies. (Film izlemeyi sever, özellikle komedileri.)
Örnek: This rule applies to everyone, especially new students. (Bu kural herkes için geçerli, özellikle yeni öğrenciler için.)
Örnek: They were kind, especially the woman with the red scarf. (Çok naziklerdi, özellikle kırmızı atkılı kadın.)
Örnek: Many students struggle with English grammar, especially with verb tenses. (Birçok öğrenci İngilizce dilbilgisiyle zorlanır, özellikle fiil zamanlarıyla.)
Örnek: The garden looks beautiful in every season, especially in spring. (Bahçe her mevsim güzel görünür, özellikle ilkbaharda.)
Örnek: She’s talented in many areas, especially in painting. (Birçok alanda yetenekli, özellikle resim konusunda.)
Görebiliyoruz ki especially kelimesinden sonra genellikle bir noun (isim) grubu veya prepositional phrase (edat tümleci) geliyor. Fakat bunlarla kısıtlı değiliz. Örneğin, “especially” kelimesinden sonra bazen bir adjective (sıfat) de gelebilir. Bunu “keen”, “fond” gibi sıfatlarla sık görürüz.
Örnek: I’m interested in art history, and I’m especially keen on studying the Renaissance. (Sanat tarihine ilgi duyuyorum ve özellikle de Rönesans’ı çalışmayı tercih ediyorum.)
Örnek: He is especially fond of Italian cuisine when it comes to food. (Konu yemek olduğunda özellikle İtalyan mutfağını sever.)
Örnek: He likes playing sports, and he’s especially good at basketball. (Spor yapmayı seviyor, özellikle de basketbolda iyi.)
- Bir durumun beklenmedik olduğunu vurgulamak
“Especially” kelimesi, içinde bulunulan bir durumu öne çıkarıp gerçekleşen bir olayın şaşırtıcı veya beklenmedik bir yönü olduğu anlamını vermemizi de sağlayabiliyor. “Especially” kelimesinin bu işlevini bir nevi “özellikle dikkat çekici” nitelikteki bir durumu ön plana çıkarmak gibi de açıklayabiliriz.
Bir örnek cümleyle bunu diyerek neyi kastettiğimizi daha net bir şekilde açıklayalım:
Örnek: He looked fresh and energetic, especially after such a long flight. (Dinç ve enerjik görünüyordu, özellikle de öylesine uzun bir uçuştan sonra.)
Bu cümlede vurgulanan durum, söz konusu kişinin uzun süren bir uçak yolculuğunu tamamlamış olması. Normalde bu kişinin yorgun ve uykulu olmasını bekleriz, ancak şaşırtıcı biçimde durum tam tersi. Dolayısıyla “especially” kelimesiyle bunun neden şaşırtıcı olduğunu belirtebiliyoruz.
“Especially”nin bu kullanımını içeren daha fazla örnek cümle şu şekilde:
Örnek: The restaurant was crowded, especially considering it was a Monday. (Restoran kalabalıktı, özellikle Pazartesi olduğu düşünülürse.)
Örnek: The presentation went well, especially given her nervousness. (Sunum iyi geçti, özellikle gerginliği düşünülürse.)
Örnek: The baby slept all night, especially with all that noise outside. (Bebek bütün gece uyudu, özellikle dışarıdaki onca gürültüye rağmen.)
Örnek: She stayed calm, especially with all the pressure she was under. (Üzerinde bu kadar baskı varken bile sakin kalması özellikle dikkat çekiciydi.)
Örnek: The dog was very quiet the whole trip, especially for a puppy. (Köpek yolculuk boyunca özellikle de yavru bir köpeğe göre epey sessizdi.)
“Especially” kelimesinin bu kullanımının “despite”, “although”, “in spite of”, “even though” gibi kalıplara anlamca benzediğini fark etmiş olabilirsiniz. Ancak bu cümlelerde “especially” yerine basitçe bunlardan herhangi birini getiremeyiz. Bunu yapmak istersek “especially” içeren yan cümlenin yapısını değiştirmemiz gerekir (örneğin “Despite the fact that…” kalıbını kullanarak).
- “Beklenenden fazla” anlamında bir zarf olarak
Diğerleri kadar öne çıkan bir kullanım olmasa da “especially” kelimesi, sıfatlardan önce geldiğinde “beklenenden fazla”, “normalden fazla” anlamına gelen bir zarf olarak kullanılabiliyor. Bu kullanımı genelde olumsuz cümlelerde göreceğimiz için “Çok da … değildi.” anlamını elde edebiliriz.
Örnek: The weather wasn’t especially cold, just a little windy. (Hava çok da soğuk değildi, sadece biraz rüzgârlıydı.)
Örnek: I didn’t find the movie especially interesting. (Filmi çok da ilginç bulmadım.)
Örnek: He wasn’t especially happy with the decision, but he accepted it. (Karardan çok da memnun değildi ama kabul etti.)
Örnek: She didn’t look especially tired, just a bit quiet. (Çok da yorgun görünmüyordu, sadece biraz sessizdi.)
Örnek: I don’t think he’s especially talented, but he works hard. (Çok da yetenekli olduğunu düşünmüyorum ama çok çalışıyor.)
İngilizce “specially” ne demek, nerelerde kullanılır?
“Specially”, İngilizcede “özel olarak” anlamına gelen bir zarf. Dikkat ederseniz bu kelimenin çevirisini “özellikle” şeklinde yapmadık, çünkü “specially” ve “especially”nin arasındaki temel farklardan biri bu.
“Specially” dediğimizde anlıyoruz ki bir eylem, belli bir amaç için, belli bir kişi için ya da belli bir usulle gerçekleştirilmiş oluyor. Dolayısıyla “especially”nin aksine burada amacımız cümleye bir çeşit vurgu eklemek değil.
Hep birlikte “specially”nin kullanım alanlarını inceleyelim:
- Bir eylemin amacını ya da niyetini belirtmek
Dediğimiz gibi, bir eylem yapılırken belirli bir amaç, niyet ya da hedef varsa bunu “specially” kullanımıyla belirtebiliyoruz.
“Specially” kelimesi bu şekilde kullanıldığında hemen sonrasında ya bir fiil, ya da bir sıfat geliyor. Bu sıfatların ise çoğu zaman past participle yapısında olduğunu görebilirsiniz. Ayrıca belirtelim ki “specially” kelimesi, nitelediği fiil ya da sıfattan sonra da gelebiliyor.
Örnek: This cake was baked specially for your birthday. (Bu kek, doğum günün için özel olarak yapıldı.)
Örnek: He wore a suit specially made for the event. (Etkinlik için özel olarak yapılmış bir takım elbise giydi.)
Örnek: The film was specially edited for children. (Film çocuklar için özel olarak düzenlendi.)
Örnek: The teacher specially prepared extra exercises for struggling students. (Öğretmen zorlanan öğrenciler için özel olarak ek alıştırmalar hazırladı.)
Örnek: The dress was specially designed for the wedding ceremony. (Elbise düğün töreni için özel olarak tasarlandı.)
- Bir eylemin bilerek yapıldığını vurgulamak
“Specially” kelimesi, esasen yukarıdaki kullanıma epey benzer bir şekilde, bir eylemin bilerek veya dikkatlice düşünülerek yapıldığı belirtmemizi de sağlayabiliyor. Tabii durum böyle olunca genelde eylemin bir amacı ya da niyeti de oluyor, yani bu kullanımı da yukarıdakinin bir alt türü gibi düşünebiliriz.
Örnek: I specially chose this restaurant because you love Italian food. (Bu restoranı özel olarak seçtim çünkü İtalyan yemeklerini seviyorsun.)
Örnek: She specially invited only her closest friends to the party. (Partiye sadece en yakın arkadaşlarını özel olarak davet etti.)
Örnek: The garden was specially planted with flowers that bloom in different seasons. (Bahçe farklı mevsimlerde çiçek açan bitkilerle özel olarak ekildi.)
Örnek: The room was specially decorated with her favorite colors. (Oda onun en sevdiği renklerle özel olarak dekore edildi.)
İngilizce “especially” ve “specially” farkı: Tablo
“Especially” ve “specially” kelimelerinin kullanım alanlarını aşağıdaki tabloda özetledik:
Especially | Specially | Örnek | |
Bir şeyin bir özellik bakımından en üstün olduğunu göstermek | ✓ | ✗ | He’s good at all sports, especially football. (Her sporda iyi, özellikle de futbolda.) |
Bir durumun beklenmedik olduğunu vurgulamak | ✓ | ✗ | She spoke confidently, especially for someone so shy. (Kendinden emin konuştu, özellikle bu kadar utangaç biri için.) |
“Beklenenden fazla” anlamında bir zarf olarak | ✓ | ✗ | His reaction wasn’t especially surprising.
(Tepkisi çok da şaşırtıcı değildi.) |
Eylemin amacını ya da niyetini belirtmek | ✗ | ✓ | He has a chair specially built for his back problems.
(Sırt problemleri için özel olarak yapılmış bir sandalyesi var.) |
Eylemin bilerek, düşünceli şekilde yapıldığını belirtmek | ✗ | ✓ | We specially ordered pizza without olives. (Özel olarak zeytinsiz pizza sipariş verdik.) |
İngilizce “especially” ve “specially” farkı: Test
Şimdi de tüm bu öğrendiklerimizde pekiştirmek için kısa bir test çözelim!
Novakid’le tanışın!
İngilizcede “especially” ve “specially” farkı gibi en ince detayları dahi kolayca öğrenmenin en iyi yolu, kelimeleri bol bol kullanmak ve dili yaşamak. Novakid’deki online İngilizce derslerimizde çocuklara tam da bu fırsatı dunuyoruz. Siz de hemen aramıza katılın ve konuşma pratiği derslerimizden bir ay ücretsiz faydalanın!
Aşağıdaki videoyu izleyerek teke tek derslerimizde uyguladığımız yöntem hakkında bilgi edinmeyi de unutmayın:
Çocuğunuzun İngilizceyi en eğlenceli haliyle öğrenmesi için Novakid’e katılın!