İngilizce öğrenmeye nereden başlamalıyız?

Her dilde olduğu gibi İngilizcede de bir dili öğrenmeye başlamadan önce yapılması gereken ilk şey alfabeyi öğrenip tanımadığımız bir harf olup olmadığını ve harflerin hangi seslere karşılık geldiğini öğrenmektir. Örnek vermek gerekirse, “x” harfi Türkçede olmadığı için ana dili Türkçe olan öğrenciler bu sesi çıkarmakta zorlanabilir. Aynı şekilde İngilizce alfabede “q” harfi, Türkçede karşılığı olmayan bir sestir. Hem bu yeni harfleri öğrenmek, hem de nasıl sesler çıkardığını öğrenmek, kelimeleri tanıyabilmek için önemlidir. Unutmamalıyız ki Türkçede yirmi dokuz ses varken İngilizcede kırk dört farklı ses vardır! Bu birçok harfin birden fazla sese sahip olduğu anlamına gelir.

Mutlaka öğretilmesi gereken bir diğer konu da sayılardır. Sayılar hayatımızın çok büyük bir parçasıdır. Saati ve tarihi söylemek için bile sayılara ihtiyaç duyarız!

Sayılar denince aklınıza çok büyük sayıları getirip gözünüzü korkutmayın. Sayılar birbirine eklenerek artar, ve bu dilde de böyledir. 0’dan 9’a temel rakamları öğrenmekle başlayıp yüz ve bin gibi katları söylemekle devam ederek ihtiyacımız olan sayıları söylemeye başlayabiliriz.

Kendimizi tanıtmak için kullandığımız kelimeler ve cümleler başlangıç seviyesinde öğrendiğimiz konular arasında yer alır – nasıl yeni biriyle tanışırken bu kalıpları kullanıyorsak, yeni bir dile giriş yaparken de bu kalıpları öğrenir ve en başından itibaren basit cümleler kurarak iletişim kurabilecek seviyeye geliriz.

İngilizce başlangıç seviyesinde öğrenilmesi gereken başka bir konu olan günler ve aylar, içinde bulunduğumuz zamanı açıklayabilmek için zorunludur. Aynı zamanda, arkadaşımızla bir buluşma ayarlıyorsak veya bir görüşmeye katılmamız gerekiyorsa yetişmek için zamanını bilmemiz gerekir. Sayıların olduğu gibi gün ve ay isimlerini bilmek de hayatın temel bir parçası olduğu için başlangıç seviyesinde öğrenilmesi işimize yarar.

Sıfırdan İngilizce öğrenen insanların edinmesi gereken beceriler arasında kendini tanıtabilmenin yanında çevrelerini basit seviyede betimleyebilmek de yer alır. Bunu yapabilmek için temel renkleri, şekilleri ve dört mevsimin İngilizce karşılıklarını bilmemiz önemlidir. Betimleme her ne kadar daha karışık bir şey olabilse de bu temel kelimeleri kullanarak da betimleme yapabilmemiz mümkündür. Konuları temalara ayıran ders kitapları özellikle işimize yarayacaktır.

Her ne kadar “dil bilgisi kuralları” temel İngilizce için kulağa fazla gelse de adımızı, işimizi söyleyebilmek ve genel olarak en basit seviyede dili anlayabilmek ve konuşabilmek için öğrenmemiz gereken bazı kurallar vardır. Bu, öğrenciyi zorlamanın aksine İngilizce öğrenme sürecine yardımı olacaktır, çünkü bu şekilde daha sonra dil bilgisinde boğulmamış olur. Aynı zamanda, bu seviyede öğrenilen dil bilgisi oldukça kısıtlı olduğu için öğrenmesi kolaydır. Bu kısıtlı dil bilgisini öğrenmek ek olarak erkenden dile hakim hissetmemizi sağlayıp bize özgüven katacaktır.

İngilizce öğrenmenin en kolay yolu, kendimizi belli bir durum içinde hayal edip o durumda olsak yapmamız gereken şeyi nasıl ifade edebileceğimizi bulmaya çalışmaktır. Bu noktada yol tarif etme becerisinin önemi gün yüzüne çıkar: İngilizce konuşulan bir ülkede veya İngilizce konuşan birine yol tarifi vermek, yaşanması oldukça olası bir senaryodur. Bu nedenle en azından “turn left” (sola dön), “turn right” (sola dön), “across” (karşısında) ve “in between” (arasında) gibi cümle ve kelimelere ek olarak “kuzey” (north) ve “east” (doğu) gibi yön isimlerini bilmek işimize yarayacaktır.

Başlangıç seviyesinde diyalog kurabilmek için zamanlar da önemlidir, çünkü doğru bir şekilde iletişim kurabilmemiz için kelimeler yetmez, hangi zamanda konuştuğumuzun bilincinde de olmamız gerekir. Zamanlar sonraki seviyelerde daha yoğun bir konu olarak karşımıza çıkacaktır, bu yüzden İngilizce öğrenme sürecinin başlangıcında şimdiki zamanı bilmemiz yeterli olacaktır.

Her dilde olduğu gibi İngilizcede de kalıplaşmış basit diyaloglar vardır. Bu diyalog cümlelerinin dil bilgisel kurallarını anlamasak da bir bütün olarak ezberlemek hem başlangıç seviyesinde diyalog kurabilmemizi hem de konuşurken daha özgüvenli durmamızı sağlar. 

İngilizce öğrenme süreci herkes için farklılık gösterebilir ve bu farklılıkta oynayan birçok faktör vardır. Örneğin öğrencinin yaşı, bilginin beyinde ne kadar sürede işlendiğini kesinlikle etkileyen bir faktördür. Aynı şekilde öğrencinin dili öğrenmeye ayırdığı vakit arttıkça daha hızlı öğrenip yetkinlik kazanmasını sağlar.

Bir başka etken olarak da öğrencinin kendini dile ne kadar maruz bıraktığı gösterilebilir. Yapılan çalışmalara göre yaş fark etmeksizin bir öğrencinin kendini günlük hayatta İngilizceye maruz bırakması öğrenme hızını artırmıştır.

Yine de, tüm faktörlere rağmen günlük İngilizcede akıcılık 6-18 ayda elde edilebilir. Akademik yetkinlik içinse 4-7 yıl arası bir zaman gerekmektedir.

Bu çok uzun zaman gibi görünebilir, ancak böyle düşünerek motivasyonunuzu düşürürseniz aslında kısa olan süreci daha uzun hale getirebilirsiniz. Bir uzmanın motivasyonun öğrenme süreci için önemini anlatan bir sözüne bakalım.

“Motivasyon, insan davranışının arkasındaki kılavuzun, kontrolün ve istikrarın itici gücüdür. Bir insanın davranışlarını geliştirir. Bir öğrenme ortamında ikinci bir dil öğrenmek için öğrencilerin motivasyon olarak da bilinen bir öğrenme arzusuna ihtiyaçları vardır.”

Bu alıntıdan da anlayacağımız üzere, İngilizce öğrenme süreci ne kadar sürerse sürsün motivasyonumuzu aktif tutmaya ihtiyacımız vardır. Bu yüzden İngilizce öğrenirken pes etmeyelim ve hedeflerimize ulaşmak için elimizden geleni yapalım!

İngilizce öğrenmeye başlamak istiyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyor, konular arasında boğuluyor musunuz? Novakid’le İngilizce öğrenmeye başlayın ve İngilizceyi sevdiren deneyimli öğretmenlerle öğrenme sürecinizi kolaylaştırın! Derslerden faydalanmak için şimdi kaydolun.

Kaynakça

https://journals.umkt.ac.id/index.php/acitya/article/view/3702

https://web.stanford.edu/~hakuta/Publications/(2000)%20-%20HOW%20LONG%20DOES%20IT%20TAKE%20ENGLISH%20LEARNERS%20TO%20ATTAIN%20PR.pdf