İngilizce “There is” ve “There are”

İngilizce’de “there is,” bir şeyin belirli bir yerde bulunduğunu ifade etmek için kullanılır. Cümlenin yapısı basit ve açıktır: “There is” ile başlarız, ardından tekil sayıda bir isim ekleriz. Unutulmaması gereken önemli bir nokta, sayılabilir isimlerden önce belirsiz tanımlık ‘a’ veya ‘an’ kullanmaktır; ancak sayılamayan isimlerden önce tanımlık kullanımı gereksizdir.

Örneğin:

• There is a cat under the tree. – Ağacın altında bir kedi var.
• There is an apple on the table. – Masanın üstünde bir elma var.
• There is milk in the fridge. – Buzdolabında süt var.

“İşte” ifadesini yalnızca nesnelerin fiziksel varlığını göstermek için değil, aynı zamanda çeşitli durumları, olayları veya duyguları tanımlamak için de kullanırız,

örneğin:

• There is joy in the air. – Havada bir sevinç var.
• There is a sense of mystery about this place. – Bu yerde bir gizem hissi var.
• There is peace in the garden. – Bahçede bir huzur var.      

İngilizce’de “there are,” belirli bir yerde birden fazla şeyin bulunduğunu ifade etmek için kullanılır. Bu, günlük iletişimde kullanılan tekil sayıdaki karşılığı kadar önemli olan çoğul bir yapıdır.

“There are” kullanılarak yapılan olumlu cümle yapısı basittir: “There are” ile başlarız, ardından çoğul sayıda bir isim ekleriz.

Örnek cümleler şu şekilde olabilir:

• There are three books on the shelf. – Rafın üzerinde üç kitap var.
• There are many people in the park. – Parkta birçok insan var.
• There are several cats sitting on the roof. – Çatıda oturan birkaç kedi var.

Ayrıca, “There are” ifadesini sadece nesnelerin fiziksel varlığını ifade etmek için değil, aynı zamanda çeşitli durumları, fikirleri veya duyguları anlatmak için de kullanabiliriz. Örneğin:

• There are many opportunities in this city. – Bu şehirde birçok fırsat var.
• There are different opinions on this matter. – Bu konuda farklı görüşler var.
• There are feelings of excitement among the crowd. – Kalabalık arasında heyecan duyguları var.Top of Form

İngilizce’de “There is” ve “There are” ifadelerini kullanırken, sayılamayan isimler ile sayılabilir isimleri ayırt etmek de önemlidir.

Sayılamayan isimler, geleneksel anlamda sayılamayan nesneleri veya maddeleri (örneğin, şeker, su, hava) veya soyut kavramları (örneğin, aşk, bilgi, güvenlik) tanımlayan isimlerdir ve genellikle tekil olarak kabul edilir.

Bu tür isimleri açıklarken “There is” yapısını kullanırız, “There are” yerine. İşte sayılamayan isimlerle “There is” kullanımına örnekler:

• There is some water in the bottle. – Şişede biraz su var.
• There is a lot of traffic today. – Bugün çok fazla trafik var.
• There is enough rice for everyone. – Herkes için yeterince pirinç var.

Büyük miktarlardan bahsediyor olsak bile, sayılamayan isimlerle hala “There is” yapısını kullanırız. Örneğin:

• There is a lot of snow on the streets. – Sokaklarda çok kar var.
• There is so much love in this room. – Bu odada çok fazla sevgi var.

Ancak, belirli bir miktar veya sayıyı belirtmek istediğimizde, sayılamayan maddenin sayılabilir formunu elde etmek için ölçü birimleri (örneğin, litre, gram) veya kaplar (örneğin, şişeler, fincanlar) kullanırız ve bu durumda “There are” yapısını kullanırız. Örneğin:

• There are two liters of milk in the fridge. – Buzdolabında iki litre süt var.
• There are three cups of sugar in this recipe. – Bu tarifte üç fincan şeker var.

İngilizce’de “There is” ifadesini kullanarak soru oluşturmak, inverzyonu yani “is” fiilini ve “there” zamirini yer değiştirmeyi gerektirir.

Bu yapı, tekil sayıdaki isimlere atıfta bulunduğumuzda kullanılır. Temel soru şablonu şu şekildedir: “Is there + isim + ?”, bu da bir nesnenin, bir kişinin veya bir olgunun varlığı hakkında soru sormamıza olanak tanır.

İşte birkaç örnek:

• Is there a cat in the garden? – Bahçede bir kedi var mı?
• Is there any milk left in the fridge? – Buzdolabında biraz süt kaldı mı?
• Is there a meeting scheduled for today? – Bugün için planlanmış bir toplantı var mı?

Bu sorular, bağlamına bağlı olarak daha spesifik olabilir, örneğin:

• Is there a red car in front of your house? – Evinizin önünde kırmızı bir araba var mı?
• Is there an easy solution to this problem? – Bu sorunun kolay bir çözümü var mı?

İngilizce’de “There are” ifadesini kullanarak soru oluşturmak, çoğul nesnelerden bahsettiğimizde geçerlidir.

Soru oluşturmak için, inverzyonu uygularız – yani “are” fiilini ve “there” zamirini yer değiştiririz. “There are” yapısıyla soru sormak için şu yapıyı kullanırız: “Are there + çoğul isim + ?”. Bu formül, birçok nesnenin, kişinin veya olgunun varlığı hakkında soru sormamıza izin verir.

İşte bu tür soruların örnekleri:

• Are there any chairs in the room? – Odada herhangi bir sandalye var mı?
• Are there books on the shelf? – Rafın üstünde kitaplar var mı?
• Are there students in the classroom? – Sınıfta öğrenciler var mı?

Bu tür sorular daha spesifik bağlamlarda da kullanılabilir, örneğin:

• Are there flowers in the garden? – Bahçede çiçekler var mı?
• Are there people waiting outside? – Dışarıda bekleyen insanlar var mı?

İngilizce’de “There is” ifadesini kullanarak olumsuz bir ifade oluşturmak, tekil sayıdaki isimlere atıfta bulunduğumuzda geçerlidir. 

Olumsuz bir ifade oluşturmak için, “is” fiilinden sonra “not” kelimesini ekleriz. Tam olumsuz cümle yapısı şu şekildedir: “There is not + isim + geri kalan cümle”. Sıkça kullanılan kısaltılmış formu olan “isn’t” (is ve not’un birleşimi) genellikle daha doğal ve akıcı bir ifade sağlar.

İşte “There is” ifadesiyle olumsuz cümlelerin örnekleri:

• There is not a dog in the house. – Evde bir köpek yok.
• There is not any sugar left. – Geriye hiç şeker kalmadı.
• There is not a single cloud in the sky. – Gökyüzünde tek bir bulut yok.

Veya kısaltılmış formu kullanarak:

• There isn’t a pen on the desk. – Masada bir kalem yok.
• There isn’t any milk in the fridge. – Buzdolabında hiç süt yok.
• There isn’t a problem with our plan. – Planımızda hiç problem yok. 

İngilizce’de “There are” ifadesini kullanarak olumsuz bir ifade oluşturmak, çoğul nesnelerden bahsettiğimizde geçerlidir.

Olumsuz bir ifade oluşturmak için, “are” fiilinden sonra “not” kelimesini ekleriz. Temel olumsuz cümle yapısı şu şekildedir: “There are not + çoğul isim + geri kalan cümle”. Sıkça kullanılan kısaltılmış formu olan “aren’t” (are ve not’un birleşimi) genellikle daha doğal ve akıcı bir ifade sağlar.

İşte “There are” ifadesiyle olumsuz cümlelerin örnekleri:

• There are not any cats in the garden. – Bahçede hiç kedi yok.
• There are not many people at the party. – Partide pek çok kişi yok.
• There are not any books on the shelf. – Rafta hiç kitap yok.

Veya kısaltılmış formu kullanarak:

• There aren’t any apples in the basket. – Sepette hiç elma yok.
• There aren’t many cars in the parking lot today. – Bugün otoparkta pek çok araç yok.
• There aren’t any problems with our plan. – Planımızda hiç problem yok.

Makalede, “There is” ve “There are” yapılarının kullanımının temel konseptlerini ele aldık. Bu yapıların olumlu, soru ve olumsuz cümlelerde nasıl kullanılacağını inceledik.

İngilizce dilbilgisinin bu temel yapılarını anlamak, dil becerilerini geliştirmek için önemlidir. Sürekli öğrenme ve dil pratiği ile İngilizce becerilerini daha da ilerletebilirsiniz. Novakid blogundaki diğer eğitim yazılarına göz atarak dilbilgisi ve kelime dağarcığınızı daha da güçlendirebilirsiniz!

Çocuğunuzun İngilizceyi bir sihirbaz gibi öğrenmesini ister misiniz? Novakid, dil öğrenme sürecini sihirli bir gösteriye dönüştürüyor. Aşağıdaki videoda bu sihirli yolculuğu izleyin: