Second conditional konu anlatımı: If clause type 2 yapısı, kullanımı ve alıştırmaları!

Conditional type 2, gelecekten ve şimdiki zamandan bahsederken kullanılır. Bu yapıyı kullanırken bahsettiğimiz durumu imkânsıza yakın veya imkânsız olarak görürüz.

Örnek vermek gerekirse if clause type 2, birine tavsiye verirken yaygın olarak kullanılır. Türkçedeki “senin yerinde olsaydım” gibi bir yapıyı İngilizcede type 2 ile belirtebilirsiniz. İşte bunun bazı örnekleri!

• If I were you, I wouldn’t quit my job so hastily. (Eğer senin yerinde olsaydım işimi bu kadar aceleyle bırakmazdım.)
• If I were you, I wouldn’t trust Ahmet. (Eğer senin yerinde olsaydım Ahmet’e güvenmezdim.)
• If I were in your shoes, I would choose the first offer. (Eğer senin yerinde olsaydım ilk teklifi seçerdim.)

Conditional type 2 ile cümle kurarken iki şeye ihtiyacınız var:

• “if” ile başlayıp durumu past simple ile açıklayan bir yan cümle (şart cümlesi),
• şartın gerçekleşmesiyle oluşacak durumu açıklayan, “would” ve asıl fiil ile kurulan ana cümle.

Böylece if type 2 cümleleri aşağıdaki gibi bir yapıya sahip oluyor:

Örnek: If I were rich, I would buy a new house. (Eğer zengin olsaydım yeni bir ev alırdım.)

Not: Normal şartlar altında tekil kişilerde (I, she, he, it) “was” kullanıyoruz, fakat conditional type 2 cümlelerinde “were” kullanılabilir. Bu kullanım özellikle günlük dilde yavaş yavaş kayboluyor, dolayısıyla çok da kafanızı yormanıza gerek yok.

If clause type 2: Alternatif cümle yapıları

Ana cümlede karşılaştığımız past simple yapısı ve şart cümlesindeki “would” + infinitive kullanımı, bazı durumlarda daha farklı hâller alabiliyor. Peki nelerdir bunlar? 

Şart belirten yan cümlede kullanabileceğimiz alternatifler:

• Past continuous: Şart olarak belli bir anda sürmekte olan bir eylemden veya yakın gelecekten bahsediyorsak

• “was / were going to”: Şartımızda varsayımsal bir durum veya niyet varsa

• “would” + infinitive: Kibar bir isteği belirtirken

• “would / wouldn’t” + infinitive: İstek veya isteksizlik belirtirken

Sonuç belirten ana cümlede kullanabileceğimiz alternatifler:

• “might / could” + infinitive: Bir tahmin yaparken

• “could” + infinitive: İzin veya ihtimal belirtirken

“would / might / could + be” + verb + “-ing”: Yakın gelecekte veya konuşma anında gerçekleşip sürmekte olabilecek olan varsayımsal bir durumdan bahsederken

Aşağıda conditional type 2 kullanılan örnek İngilizce cümlelere göz atabilirsiniz.

• If I won the lottery, I would buy a big house. (Eğer piyangoyu kazansaydım büyük bir ev alırdım.)
• If I were a bird, I would fly around the world. (Eğer bir kuş olsaydım dünyanın etrafında uçardım.) 
• If he were my neighbor, we would be best friends. (Eğer o komşum olsaydı en iyi arkadaş olurduk.)

Bu cümlelerde yan cümleyle ana cümlenin yerini değiştirmemiz de mümkün.

Örnek: She would be able to reach the top shelf if she were taller. (Eğer daha uzun olsaydı üstteki rafa yetişebilirdi.)

Not: Eğer “if” ile başlayan yan cümle ile cümleye başlıyorsak ana cümleden önce virgül kullanmalıyız. Fakat yan cümleyi yukarıdaki örnekteki gibi cümlenin sonuna alırsak virgül kullanmamıza gerek kalmaz.

Conditional type 2 ile kurulan şart cümlelerinde “would” yerine “should,” “could,” veya “might” modal fiillerini kullanmamız da mümkün. Bu sayede belirli şartlara bağlı olan varsayımsal gelecek senaryolarının sonuçlarından farklı şekillerde bahsedebiliriz. İşte bu fiillerin kullanıldıkları İngilizce type 2 örnekleri!

• If I lived in USA, I would go to Central Park. (Eğer ABD’de yaşasaydım Central Park’a giderdim.)
• If Sarya spoke English fluently, she could be a translator. (Eğer Sarya akıcı ingilizce konuşsaydı bir tercüman olabilirdi.)
• If it were warmer outside, we might have a picnic. (Eğer dışarısı daha sıcak olsaydı piknik yapardık.)
• If she practiced more, she could become a professional dancer. (Eğer daha fazla çalışsaydı profesyonel bir dansçı olabilirdi.)

Type 2 yapısıyla kurulan örnek cümleleri biraz daha farklı yapılarla incelemeye geçelim dilerseniz.

• If he was studying when the phone rang, he wouldn’t have heard it. (Eğer o ders çalışıyorken telefon çalsaydı onu duymazdı.)
• If she was going to bake a cake, she would need to buy some ingredients. (Eğer kek yapacaktıysa biraz malzeme almak zorunda kalırdı.) 
• If he was to give a presentation, it would probably be about climate change. (Eğer bir sunum yapacak olsaydı muhtemelen iklim değişikliği hakkında olurdu.)
• If he wouldn’t keep interrupting, we could have a productive meeting. (Eğer sürekli araya girmeseydi verimli bir toplantı yapabilirdik.)
• If the flight was canceled, we would have to find an alternative. (Eğer uçuş iptal olsaydı bir alternatif bulmak zorunda kalırdık.)
• If she could borrow her sister’s laptop, she would finish her assignment faster. (Eğer kız kardeşinin dizüstü bilgisayarını ödünç alabilseydi ödevini daha hızlı bitirirdi.)

If clause type 2 ve if clause type 1 karşılaştırması

Bu iki farklı yapı, farklı ihtimallere sahip durumları kesin olarak ayırmanıza yardımcı olur. Type 1 kullanırken bahsettiğiniz senaryonun gerçekçi olduğunu da belli etmiş olursunuz, fakat type 2 kullanıyorsanız söz ettiğiniz durumun varsayımsal olduğu anlaşılır.

Second conditional konu anlatımını bitirdiğimize göre bilginizi test edeceğimiz, konuyu pekiştirmenizi sağlayacak quizimize geçebiliriz.

Gramer kuralları tabii ki önemli, fakat çocuklar için İngilizce öğrenirken en önemli şey interaktif bir konuşma ortamı. Novakid’deki online İngilizce derslerimizde ezberden uzak, konuşma ve eğlence dolu yaklaşımlarımızla çocuklara İngilizceyi sevdiriyoruz. Siz de hemen ilk deneme dersinizi ücretsiz alın!