- İngilizcede sonuç bağlaçları
- Sıkça sorulan sorular
- Novakid’le tanışın!
- İngilizcede “sonuç olarak” demek için farklı bağlamlara uygun sayısız ifade var
- Therefore, consequently, hence, thus gibi ifadeler genellikle resmi ve yazılı İngilizcede tercih ediliyor.
- So, that’s why, all in all gibi kalıplar ise daha çok günlük konuşmalarda karşımıza çıkıyor.
- In conclusion, to sum up, in summary gibi kalıplar özellikle yazı sonlarında toparlama yapmak için kullanılıyor.
- Her bağlacın kendine özgü bir kullanım yeri ve bağlamı var. Bazıları sadece cümle başında, bazıları ise ortada ya da sonrasında kullanılıyor.
İngilizcede fikirlerimizi sadece anlatmak yetmiyor; bazen onları toparlamamız, sonuca bağlamamız da gerekiyor. İşte bu noktada “İngilizcede ‘sonuç olarak’ nasıl denir?” sorusu karşımıza çıkıyor.
Özellikle bir yazıyı bitirirken, bir şey anlattığımızda düşüncelerimizi toparlarken ya da bir konuyu açıklarken İngilizcede sonuç bildiren cümlelere ihtiyaç duyuyoruz. Bu ifadeler hem konuyu netleştiriyor hem de karşımızdakinin bizi daha iyi anlamasını sağlıyor.
O hâlde “Therefore ne demek?”, “In conclusion ne demek?”, “İngilizcede so kullanımı nasıl oluyor?” gibi sorular aklınıza geliyorsa, doğru yerdesiniz. Çünkü bu yazımızda, İngilizcede özetleyen ve sonuç bildiren cümleleri adım adım anlatıyoruz.
Üstelik sadece klasik birkaç kalıpla kalmayıp, günlük konuşmalardan akademik yazılara kadar birçok farklı bağlamda kullanabileceğiniz ifadeleri bir araya getiriyoruz.
Haydi şimdi gelin, İngilizcede “sonuç olarak” demenin yollarına birlikte bakalım!
İngilizcede sonuç bağlaçları
İngilizcede sonuç bağlaçları, bir eylemin veya durumun doğurduğu sonucu ifade etmek için kullanılıyor. Bu bağlaçlar, iki cümle arasında neden-sonuç ilişkisi kurarak anlam bütünlüğü sağlıyor. Hazırsanız İngilizcede “sonuç olarak” anlamına gelen bağlaçlara bir göz atalım:
1. Therefore
Türkçesi: Bu nedenle, bu yüzden, dolayısıyla
👉Genellikle resmi ya da akademik metinlerde karşımıza çıkıyor.
- Örnek: I studied every day for two months. Therefore, I passed the exam easily. (İki ay boyunca her gün çalıştım. Bu nedenle sınavı kolayca geçtim.)
- Örnek: The weather was terrible. Therefore, we canceled the picnic. (Hava berbattı. Bu yüzden pikniği iptal ettik.)
- Örnek: She didn’t pay attention in class. Therefore, she didn’t understand the topic. (Ders sırasında dikkat etmedi. Dolayısıyla konuyu anlamadı.)
2. In conclusion
Türkçesi: Sonuç olarak, özetle
👉In conclusion, özellikle yazıların veya konuşmaların sonunda genel bir toparlama yapmak için kullanılıyor.
👉Mutlaka cümle başında kullanılıyor ve noktadan sonra geliyor.
- Örnek: In conclusion, we need to take action before it’s too late. (Sonuç olarak, çok geç olmadan harekete geçmeliyiz.)
- Örnek: In conclusion, healthy eating leads to a better life. (Özetle, sağlıklı beslenme daha iyi bir yaşama yol açar.)
- Örnek: In conclusion, the experiment proved our theory right. (Sonuç olarak, deney teorimizi doğruladı.)
3. So
Türkçesi: Yani, bu yüzden
👉İngilizcede so kullanımı çok yaygın ve günlük konuşmalarda en sık karşılaşılan kalıplardan biri.
👉Cümle ortasında kullanılıyor.
- Örnek: I was hungry, so I made a sandwich. (Açtım, bu yüzden bir sandviç yaptım.)
- Örnek: He didn’t set an alarm, so he missed the bus. (Alarm kurmadı, bu yüzden otobüsü kaçırdı.)
- Örnek: She worked hard, so she deserved a break. (Çok çalıştı, bu yüzden bir molayı hak etti.)
4. As a result
Türkçesi: Sonuç olarak, bunun sonucu olarak
- Örnek: It rained all night. As a result, the roads were flooded. (Tüm gece yağmur yağdı. Sonuç olarak yollar su altında kaldı.)
- Örnek: He didn’t sleep well. As a result, he couldn’t focus in class. (İyi uyuyamadı. Bunun sonucu olarak derste odaklanamadı.)
- Örnek: The company expanded quickly. As a result, profit increased. (Şirket hızla büyüdü. Sonuç olarak kâr arttı.)
5. To sum up
Türkçesi: Özetlemek gerekirse, özetle
👉Resmi metinlerde genellikle paragraf sonlarında kullanılıyor.
- Örnek: To sum up, we learned a lot from this experience. (Özetlemek gerekirse, bu deneyimden çok şey öğrendik.)
- Örnek: To sum up, practice is the key to success. (Özetle, başarıya giden yol pratik yapmaktan geçer.)
- Örnek: To sum up, we should continue working as a team. (Özetle, bir ekip olarak çalışmaya devam etmeliyiz.)
6. All in all
Türkçesi: Her şeyi hesaba katarsak, sonuç olarak, genel olarak
👉Konuşma dilinde daha yaygın, cümle başına özel.
- Örnek: All in all, it was a great trip. (Her şeyi hesaba katarsak, harika bir geziydi.)
- Örnek: All in all, the plan worked well. (Genel olarak plan iyi işledi.)
- Örnek: All in all, I think we made the right decision. (Sonuç olarak doğru kararı verdiğimizi düşünüyorum.)
7. In summary
Türkçesi: Özetle, kısaca
- Örnek: In summary, the results were better than expected. (Özetle, sonuçlar beklenenden iyiydi.)
- Örnek: In summary, we reached our goals. (Kısaca, hedeflerimize ulaştık.)
- Örnek: In summary, communication is very important in a team. (Özetle, bir ekipte iletişim çok önemlidir.)
8. Hence
Türkçesi: Bu yüzden, bundan dolayı
👉Daha çok yazılı İngilizcede ve resmi bağlamlarda kullanılıyor.
👉Cümle ortasında virgülle ayrılıyor.
👉Kendisinden sonra tam bir cümle değil, noun (isim) kalıbı geliyor.
- Örnek: The roads are icy; hence, the accident. (Yollar buzlu; bu yüzden kaza oldu.)
- Örnek: She was the only candidate with experience, hence her selection. (Tek tecrübeli aday oydu, bu yüzden seçildi.)
- Örnek: It’s raining, hence the umbrellas. (Yağmur yağıyor, bu yüzden şemsiyeler var.)
9. Thus
Türkçesi: Böylece, bu şekilde, sonuç olarak, yol açmak
👉Cümle ortasında virgülle ayrılıyor.
- Örnek: He forgot to save the file, thus he lost his work. (Dosyayı kaydetmeyi unuttu, sonuç olarak çalışmalarını kaybetti.)
- Örnek: She trained every day. Thus, she won the race. (Her gün antrenman yaptı. Böylece yarışı kazandı.)
- Örnek: The system failed, thus causing delays. (Sistem arızalandı, bu da gecikmelere yol açtı.)
10. Eventually
Türkçesi: En sonunda, nihayetinde
- Örnek: Eventually, we all agreed on the plan. (En sonunda hepimiz plana katıldık.)
- Örnek: They worked hard and eventually succeeded. (Çok çalıştılar ve sonunda başardılar.)
- Örnek: The car broke down, but they eventually got home. (Araba bozuldu ama nihayetinde eve ulaştılar.)
11. Consequently
Türkçesi: Bu nedenle, bunun sonucu olarak
👉“Therefore” ve “as a result” gibi, resmi veya yazılı İngilizcede sıkça kullanılıyor.
- Örnek: He didn’t follow the rules. Consequently, he was disqualified. (Kurallara uymadı. Bu nedenle diskalifiye edildi.)
- Örnek: The project was delayed. Consequently, the client was unhappy. (Proje gecikti. Bunun sonucu olarak müşteri memnun kalmadı.)
- Örnek: She forgot her umbrella. Consequently, she got wet. (Şemsiyesini unuttu. Bu nedenle ıslandı.)
12. For this reason
Türkçesi: Bu sebeple, bu yüzden
- Örnek: I was sick. For this reason, I stayed home. (Hastaydım. Bu sebeple evde kaldım.)
- Örnek: The company lost money. For this reason, they had to lay off staff. (Şirket zarar etti. Bu yüzden personel çıkarmak zorunda kaldılar.)
- Örnek: She worked hard. For this reason, she deserved the promotion. (Çok çalıştı. Bu nedenle terfiyi hak etti.)
13. That’s why
Türkçesi: Bu yüzden, işte bu nedenle
👉Günlük konuşmada çok sık kullanılıyor.
👉Cümle ortasında kullanılıyor.
- Örnek: I was tired. That’s why I didn’t come. (Yorgundum. Bu yüzden gelmedim.)
- Örnek: It was raining. That’s why we canceled the game. (Yağmur yağıyordu. İşte bu yüzden oyunu iptal ettik.)
- Örnek: He was late. That’s why the meeting started without him. (Geç kaldı. Bu yüzden toplantı onsuz başladı.)
14. As such
Türkçesi: Bu bağlamda, bu nedenle
👉Daha çok akademik ya da resmi yazılarda kullanılıyor.
- Örnek: The position is temporary. As such, it offers no benefits. (Pozisyon geçici. Bu nedenle herhangi bir ek hak sunmuyor.)
- Örnek: He is not a doctor. As such, he can’t prescribe medicine. (O bir doktor değil. Bu nedenle ilaç yazamaz.)
- Örnek: It was not a major problem. As such, no action was taken. (Büyük bir sorun değildi. Bu bağlamda bir işlem yapılmadı.)
15. Accordingly
Türkçesi: Bu doğrultuda, buna göre, bu yüzden, bu nedenle
👉“Accordingly”, yazılı anlatımda daha çok tercih ediliyor.
- Örnek: The instructions were unclear. Accordingly, mistakes were made. (Talimatlar net değildi. Bu yüzden hatalar yapıldı.)
- Örnek: He passed all his tests. Accordingly, he graduated with honors. (Tüm sınavlarını geçti. Bu doğrultuda onurla mezun oldu.)
- Örnek: The results were unexpected. Accordingly, they re-evaluated the study. (Sonuçlar beklenmedikti. Bu nedenle çalışmayı tekrar değerlendirdiler.)
16. Ergo
Türkçesi: Dolayısıyla, sonuç olarak, bu yüzden
👉Daha eski ve entelektüel bir tınısı var. Günlük dilde pek yaygın değildir ama yazılı İngilizcede görülebiliyor.
- Örnek: He didn’t practice. Ergo, he failed. (Çalışmadı. Dolayısıyla başarısız oldu.)
- Örnek: The roads were closed. Ergo, traffic was terrible. (Yollar kapalıydı. Bu nedenle trafik berbattı.)
- Örnek: It was risky. Ergo, they declined. (Riskliydi. Bu yüzden reddettiler.)
17. Thusly (az kullanılan bir ifade)
Türkçesi: Böylece, bu şekilde
👉Eski bir sözcük olan “thusly” biraz mizahi veya ironik bir hava taşıyabiliyor.
- Örnek: The king gave an order. Thusly, it was done. (Kral emir verdi. Böylece yapıldı.)
- Örnek: He completed his task. Thusly, he earned his reward. (Görevini tamamladı. Bu şekilde ödülünü kazandı.)
- Örnek: She spoke kindly. Thusly, everyone listened. (Nazikçe konuştu. Böylece herkes dinledi.)
18. In effect
Türkçesi: Aslında, fiilen, etkisi şu ki
👉Daha çok neden-sonuç ilişkisini açıklamak için kullanılıyor ve “yürürlükte olan” gibi bir anlam da taşıyor.
- Örnek: In effect, the new rule bans phones in class. (Yeni kural, sınıfta telefon kullanımını fiilen yasaklıyor.)
- Örnek: In effect, his actions caused the problem. (Aslında sorun onun yaptıklarından kaynaklanıyordu.)
- Örnek: The law wasn’t enforced. In effect, it didn’t exist. (Yasa uygulanmadı. Aslında, mevcut değildi.)
19. On that account
Türkçesi: Bu sebeple, o yüzden
👉Biraz daha edebi ya da resmi bir kullanıma sahip.
- Örnek: The journey was long and dangerous. On that account, many refused. (Yolculuk uzun ve tehlikeliydi. Bu sebeple birçok kişi reddetti.)
- Örnek: She wasn’t invited. On that account, she felt sad. (Davet edilmedi. O yüzden üzüldü.)
- Örnek: They lacked evidence. On that account, the case was closed. (Ellerinde kanıt yoktu. Bu sebeple dosya kapatıldı.)
20. In consequence
Türkçesi: Neticesinde, sonuç olarak
👉Özellikle resmi yazılarda tercih ediliyor.
- Örnek: He didn’t submit the form. In consequence, his application was delayed. (Formu teslim etmedi. Neticesinde başvurusu gecikti.)
- Örnek: There was a mistake in the calculations. In consequence, the results were incorrect. (Hesaplamalarda bir hata vardı. Sonuç olarak sonuçlar yanlıştı.)
- Örnek: She arrived late. In consequence, she missed the opening speech. (Geç geldi. Neticesinde açılış konuşmasını kaçırdı.)
Artık İngilizcede “sonuç olarak” anlamına gelen bağlaçlardan 20 tanesini biliyorsunuz! Tüm bu sözcüklerle hem yazılarınıza hem de konuşmanıza zenginlik katabilirsiniz.
Sıkça sorulan sorular
İşte İngilizcede “sonuç olarak” anlamına gelen bağlaçlar hakkında en sık sorulan sorular ve cevapları!
İngilizcede “sonuç olarak” ne demek?
“Sonuç olarak” ifadesi İngilizcede therefore, so, in conclusion, accordingly, as such, as a result, hence, on that account, thus gibi kelimelerle karşılanıyor.
İngilizcede “sebep” nedir?
İngilizcede “sebep” sözcüğü “reason” olarak ifade ediliyor. Bir olayın neden meydana geldiğini açıklarken because, since, due to gibi bağlaçlarla birlikte kullanılıyor.
Novakid’le tanışın!
İngilizcede sonuç bildiren sözcükler gibi konular her ne kadar önemli olsa da İngilizceyi öğrenmek için dili yaşamak gerekiyor. Online İngilizce kursu Novakid’de çocuklara tam olarak bu yöntemle İngilizceyi sevdirerek öğretiyoruz.
Siz de hemen aramıza katılın ve konuşma pratiği derslerimizden bir ay ücretsiz faydalanın.
Buna ek olarak aşağıdaki videodan bire bir derslerimizde uyguladığımız yöntemi keşfedebilirsiniz:
Çocuğunuzun İngilizceyi yaşayarak öğrenmesi için ücretsiz deneme dersinizi alabilirsiniz!