- “Give” ne demek?
- “Give” ile kullanılan phrasal verb’ler
- Sıkça sorulan sorular
- “Give” sözcüğünü içeren phrasal verb’ler: Test!
- Novakid’le tanışın!
- İngilizcede “give” fiili en temel anlamıyla “vermek” demek fakat bağlama göre çok daha fazla anlama gelebiliyor.
- “Give” sözcüğü özellikle phrasal verb olarak kullanıldığında pek çok farklı anlam kazanıyor.
- “Give” ile oluşturulan phrasal verb’lere örnek olarak give off, give out, give up, give away, give back gibi deyimsel fiilleri söyleyebiliriz.
İngilizce öğrenirken karşımıza çıkan en kafa karıştırıcı konulardan biri de phrasal verb’ler. Özellikle “give” gibi tek bir fiilin onlarca farklı anlam kazanabildiği yapılar, İngilizceyi yeni öğrenmeye başlayanlar için zor olabiliyor.
Ama aslında bu deyimsel fiiller doğru şekilde öğrenildiğinde hem çok eğlenceli geliyor hem de dil becerilerini ciddi anlamda geliştiriyor.
Bu yazımızda, “give” ne demek öğrendikten sonra “give” fiiliyle oluşturulan tüm önemli phrasal verb’leri tek tek ele alacağız. Ne anlama geldiklerini, nasıl kullanıldıklarını ve Türkçe karşılıklarını basit örnek cümlelerle açıklayacağız. Haydi başlayalım!
“Give” ne demek?
İngilizcede “give” fiili en temel anlamıyla “vermek” demek fakat bağlama göre çok daha fazla anlama gelebiliyor. “Give” eyleminin ne demek olduğunu, farklı kullanımlarla ve örneklerle açıklayalım:
- Birine bir şey vermek
“‘Give’ ne demek?” sorusunun en temel ve yaygın cevabının bu olduğunu söyleyebiliriz.
Örnek: She gave me a book. (Bana bir kitap verdi.)
- Birine bir şey sunmak veya sağlamak
Bir yardım, tavsiye, bilgi ya da fırsat gibi soyut şeyler sunmak anlamında kullanılıyor.
Örnek: Can you give me some advice? (Bana biraz tavsiye verebilir misin?)
- Neden olmak, sebep olmak
Bir şeyin bir duruma yol açtığını anlatmak için de “give” fiili tercih ediliyor.
Örnek: Lack of sleep can give you headaches. (Uykusuzluk, baş ağrısına sebep olabilir.)
- Bir etkinliğe ev sahipliği yapmak
“Give a party” gibi kalıplarda “düzenlemek” anlamı taşıyor.
Örnek: They’re giving a party this weekend. (Bu hafta sonu bir parti veriyorlar.)
- Bir tepkide bulunmak
Gülümsemek, bakış atmak ya da bir tepki göstermek anlamında da kullanımı mevcut.
Örnek: He gave me a smile. (Bana gülümsedi.)
- Esnemek, bükülmek, kırılmak
Bir nesnenin baskı karşısında dayanamayarak esnemesi, kırılması ya da eğilmesi anlamına geliyor.
Örnek: The chair gave under his weight. (Sandalye ağırlığına dayanamadı.)
- Zaman ayırmak
“Give” fiili birine zaman veya dikkat ayırmak anlamında da kullanılabiliyor.
Örnek: She gave me five minutes. (Bana beş dakika ayırdı.)
- Ölmek (resmi olmayan, mecaz anlamda)
Çok yaygın olmamakla birlikte bazı durumlarda “give” kelimesi, bir kişinin hayatını kaybetmesi anlamında mecaz olarak kullanılıyor. Bu kullanım daha çok edebi metinlerde karşımıza çıkıyor.
Örnek: After the crash, he just gave. (Kaza sonrası öldü.)
İşte tüm bu farklı anlamlara baktığınızda “give” fiilinin çok yönlülüğünü anlayabilirsiniz. Bu nedenle aslında “Give ne demek?” sorusuna verilebilecek tek ve net bir cevap yok. Anlam, cümlenin bağlamına göre şekil alıyor.
Ayrıca deyimsel fiillerde yani phrasal verb yapılarında da “give” çok sık karşımıza çıkıyor. Bir sonraki başlığımızda, “give” ile oluşturulan tüm phrasal verb’leri örnekleriyle detaylıca inceleyeceğiz.
Phrasal verb’lerle ilgili daha detaylı bilgi almak için bu içeriğimize de göz atabilirsiniz.
“Give” ile kullanılan phrasal verb’ler
“Give” sözcüğünün temel anlamı “vermek” olsa da phrasal verb olarak kullanıldığında farklı anlamlara bürünüyor. Tablo üzerinden inceleyelim:
Phrasal verb | Anlamı | Örnek cümle ve çevirisi |
give up | vazgeçmek, bırakmak | I gave up smoking last year. (Geçen yıl sigarayı bıraktım.) |
give in | pes etmek, boyun eğmek | She finally gave in to the pressure. (Sonunda baskıya boyun eğdi.) |
give away | bağışlamak, hediye etmek ifşa etmek | He gave away his old clothes. (Eski kıyafetlerini bağışladı.) |
give back | geri vermek | Please give me back my book. (Lütfen kitabımı geri ver.) |
give out | dağıtmak, tükenmek | They gave out free snacks. (Ücretsiz atıştırmalıklar dağıttılar.) |
give off | yaymak (koku, ısı, ışık) | This flower gives off a nice smell. (Bu çiçek güzel bir koku yayıyor.) |
give over | bırakmak (bir işi, alışkanlığı); devretmek, bir şeye kendini adamak | He gave over the business to his son. (İşi oğluna devretti.) |
give onto | -e açılmak/bakmak (kapı, pencere vs.) | The window gives onto the garden. (Pencere bahçeye bakıyor.) |
give way | çökmek, yol vermek, teslim olmak | The bridge gave way during the flood. (Köprü sel sırasında çöktü.) |
give it to someone | birini azarlamak, sert davranmak, fırça atmak | The teacher really gave it to him. (Öğretmen ona fena kızdı.) |
give someone a hand | yardım etmek | Can you give me a hand with this box? (Bu kutuya yardım edebilir misin?) |
give someone a call | birini aramak | I’ll give you a call tomorrow. (Seni yarın arayacağım.) |
give someone a ride/lift | birini arabayla bir yere götürmek/bir yerden almak | He gave me a ride to school. (Beni okula arabayla götürdü.) |
1. Give up
👉Brakmak
Bir alışkanlığı ya da uğraşı bırakmak anlamında çok sık kullanılıyor.
Örnek: He gave up chocolate last month. (Geçen ay çikolatayı bıraktı.)
👉Vazgeçmek
“Give up” aynı zamanda “vazgeçmek” anlamında özellikle bir hedef, plan veya mücadeleye artık devam etmemeye karar vermek durumlarında karşımıza çıkıyor.
Örnek: After hours of trying to solve the math problem, she finally gave up. (Matematik problemini çözmeye saatlerce uğraştıktan sonra vazgeçti.)
2. Give in
👉Pes etmek, boyun eğmek
Bir mücadeleden ya da tartışmadan sonra karşı tarafı kabullenmeyi ifade ediyor.
Örnek: I didn’t want to argue, so I gave in. (Tartışmak istemedim, bu yüzden pes ettim.)
3. Give away
👉Bağışlamak, hediye etme
Bir şeyi ücretsiz verme veya hediye etme anlamı için “give away” phrasal verb’ünü kullanabilirsiniz.
Örnek: He gave away his old toys. (Eski oyuncaklarını bağışladı.)
👉Açığa çıkarmak, ifşa etmek
“Give away”in bir diğer anlamı da, ortaya çıkmaması gereken bir şeyi ifşa etmek olarak karşımıza çıkıyor.
Örnek: He smiled and gave away the surprise. (Gülümsedi ve sürprizi istemeden belli etti.)
4. Give back
👉Geri vermek
Ödünç alınan bir şeyi sahibine iade etmek anlamına geliyor.
Örnek: Please give back my notebook. (Lütfen defterimi geri ver.)
5. Give out
👉Dağıtmak
Bir şeyin dağıtılması anlamında kullanılan bir phrasal verb.
Örnek: The teacher gave out the papers. (Öğretmen kağıtları dağıttı.)
👉Tükenmek, kullanılamaz hâle gelmek
“Give out”, bir diğer anlamda ise bir şeyin bitmesi, tükenmesi veya artık kullanılamaz hâle gelmesi anlamında kullanılabiliyor
Örnek: The car’s engine gave out after years of use. (Arabanın motoru, yıllarca kullanımdan sonra kullanılamaz hâle geldi.)
6. Give off
👉(Koku, ısı, ışık) yaymak
Bir şeyin doğal olarak etrafa bir şey salmasını ifade ediyor.
Örnek: The candle gives off a sweet smell. (Mum tatlı bir koku yayıyor.)
7. Give over
👉Bırakmak (bir işi, alışkanlığı)
Genellikle resmi veya eski kullanımda, bir şeyi yapmayı durdurmak anlamına geliyor.
Örnek: Give over complaining, it won’t solve anything! (Şikayet etmeyi bırak, bu hiçbir şeyi çözmez!)
👉Devretmek
Bir işi ya da sorumluluğu bir başkasına bırakmak anlamında sıkça kullanılıyor.
Örnek: He gave over the project to his teammate. (Proje sorumluluğunu takım arkadaşına devretti.)
👉Bir şeye kendini adamak
“Give over”ın üçüncü anlamı, kendini tamamen bir şeye kaptırmak ve adamak demek.
Örnek: After the accident, she gave herself over to grief. (Kazadan sonra kendini tamamen kederine verdi.)
8. Give onto
👉-e açılmak (kapı, pencere vs.)
Bir alanın başka bir alana açıldığını veya baktığını ifade ediyor. Mesela evdeki bir kapının mutfağa veya balkona açılması gibi.
Örnek: This door gives onto the balcony. (Bu kapı balkona açılıyor.)
9. Give way
👉Çökmek
Bir şeyin baskıya dayanamayarak çökmesi ya da birinin daha güçlü olana teslim olması anlamlarına geliyor.
Örnek: The old chair gave way when he sat on it. (Eski sandalye üzerine oturduğunda çöktü.)
👉Yol vermek
Trafikte veya mecazi anlamda birine/bir şeye öncelik tanımayı, geçmesine izin vermeyi ifade etmek için kullanılıyor.
Örnek: Give way to the ambulance! (Ambulansa yol ver!)
10. Give it to someone
👉Fırça atmak, sert çıkmak, azarlamak
Birine kızmak ya da azarlamak anlamına gelen argo bir ifade.
Örnek: Mom really gave it to me when I came home late. (Eve geç gelince annem bana fena kızdı.)
11. Give someone a hand
👉Yardım etmek
Genellikle fiziksel yardım anlamında kullanılıyor.
Örnek: Can you give me a hand with this bag? (Bu çantayı taşımamda bana yardım eder misin?)
12. Give someone a call
👉Telefon etmek
Birini aramak anlamına gelen yaygın bir kalıp.
Örnek: I’ll give you a call in the evening. (Akşam seni ararım.)
13. Give someone a ride (ya da a lift)
👉Arabasıyla birini bir yere bırakmak/bir yerden almak
Birine ulaşım imkânı sağlamaktan bahsetmenin en kısa yolu.
Örnek: He gave me a ride to the airport. (Beni havaalanına bıraktı.)
Sıkça sorulan sorular
İşte “give” fiili hakkında en çok sorulan sorular ve cevapları!
“Give” fiili ne demek?
İngilizcede “give” fiili en temel anlamıyla “vermek” demek
“Give” üçüncü hâli ne?
Düzensiz bir fiil olan “give”in üçüncü hâli “given”.
“Give me” ne demek?
“Give me“, “bana ver” veya “bana şunu uzat” anlamına geliyor. Örneğin, “Give me the book.” (Bana kitabı ver.).
“Give” sözcüğünü içeren phrasal verb’ler: Test!
“Give” ne demek ve “give” sözcüğünü içeren phrasal verb’ler hangileri öğrendiğinize göre mini bir quiz ile kendinizi sınamaya başlayabilirsiniz!
Novakid’le tanışın!
Phrasal verb’ler gibi konular, İngilizce öğrenirken önem verilmesi gereken konulardan fakat bir dili öğrenmek için yapabileceğiniz en iyi şey, o dili yaşamak. Online İngilizce kursu Novakid’de çocuklara tam olarak bu yöntemle İngilizceyi sevdirerek öğretiyoruz. Siz de hemen aramıza katılın ve konuşma pratiği derslerimizden bir ay ücretsiz faydalanın!
Buna ek olarak aşağıdaki videodan bire bir derslerimizde uyguladığımız yöntemi izleyebilirsiniz:
Çocuğunuzun İngilizceyi yaşayarak öğrenmesi için ücretsiz deneme dersinizi alabilirsiniz!