İngilizce telaffuz kuralları hakkında bilinmesi gereken temel kavramlar ve önemli bilgiler nelerdir?
- İngilizce okunuş hakkında temel kavramlar
- Bilinmesi gereken İngilizce telaffuz kuralları
- İngilizce telaffuz çalışmak için tavsiyeler
- İngilizce telaffuz hakkında temel bilgiler: Test
- Novakid’le tanışın!
- Fonetik, seslerin nasıl üretildiğini ve algılandığını; fonoloji ise seslerin bir dil içindeki işleyişini açıklar. Bu ikisini bilmek İngilizce telaffuzu kurallarını anlamayı kolaylaştırır.
- İngilizcede ünlü ve ünsüz seslerin çeşitliliği Türkçeye göre çok daha fazladır; özellikle monophthong, diphthong, triphthong gibi kavramları bilmek doğru okunuş için önemlidir.
- Türkçede olmayan /θ/, /ð/, /w/, /ɹ/, schwa /ə/ gibi sesler Türk öğrenciler için ana zorluk noktalarıdır ve özel pratik gerektirir.
- Telaffuzu geliştirmek için IPA öğrenmek, sesleri düzenli tekrar etmek, ana dili İngilizce olan kişileri dinlemek ve “gölgeleme” (shadowing) gibi teknikleri uygulamak oldukça etkilidir.
Novakid öğretmeni Ali Sullivan, İngilizce telaffuz becerilerini geliştirmek öğrenciler için aşağıdakileri söylüyor:
“İngilizce okunuş kurallarını iyi biliyorsak karşımızdaki kişi ağzımızı açtığımız anda dile epey iyi hakim olduğumuzu anlayabiliyor, bu yüzden birçok öğrenci telaffuzunu geliştirmek istiyor. Ancak İngilizce telaffuz kurallarını ezber yaparak öğrenmek neredeyse imkansız. Eğer İngilizceyi gerçekten anadilimiz gibi konuşabilmek istiyorsak telaffuza dair bazı temel kavramları anlamalıyız. Sonrasında bazı kuralları öğrenip bolca pratik yaparak istediğimiz seviyeye ulaşabiliriz.”
Bu yazımızda İngilizce okunuş becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olmak için öğretmenimizin bahsettiği temel kavramları tanıtacağız. Ardından bazı temel İngilizce telaffuz kurallarını açıklayacağız ve pratik yapmak için bazı ipuçları vereceğiz.
İngilizce okunuş hakkında temel kavramlar
İngilizce telaffuz becerilerinizi geliştirmek için başvuracağınız çoğu kaynakta muhtemelen şu üç kavramdan en az biriyle karşılaşacaksınızdır: fonetik, fonoloji ve aksan.
Bu kavramlardan özellikle de ilk ikisini İngilizce derslerinde görmediğimiz için en başta ne oldukları hakkında fikir sahibi olmamanız normal. Ancak bu üçlüyü biraz daha yakından tanımak, bize bazı anahtar bilgiler sunup İngilizce okunuş kurallarına olan yaklaşımımızı epey değiştirebilir.
O halde hemen kısaca bu üç kavramın neleri ifade ettiğini açıklayalım:
- Fonetik (sesbilgisi)
İşaret dilleri dışında tüm dünya dilleri, birtakım seslerden oluşur. Dünya üzerinde konuşulan tüm dillerde her zaman tamamen aynı olmasalar da ünsüz ve ünlü sesler bulunur, yoksa zaten dilin konuşulması mümkün olmazdı! Dünya dillerinde yer alan tüm sesleri detaylı ve teknik bir yaklaşımla inceleyen bilime fonetik (sesbilgisi) adını veriyoruz.
Fonetik bilimi, dilleri meydana getiren seslerin nasıl oluşturulduğunu, iletildiğini ve algılandığını inceler. Bunu fonetik biliminin alt dallarına atıfta bulunarak şu şekilde de söyleyebiliriz:
👉Sesler üretilirken ağız, burun, yutak, gırtlak gibi organların tam olarak nasıl kullanıldığını inceleyen alt dala “söyleyiş sesbilgisi” (articulatory phonetics),
👉Üretilen ses dalgalarının frekans, şiddet, uzunluk gibi fiziksel özelliklerini inceleyen alt dala “işitimsel sesbilgisi” (acoustic phonetics),
👉Seslerin dinleyiciler tarafından nasıl algılandığını inceleyen alt dala ise “duyumsal sesbilgisi” (auditory phonetics) adı verilir.
İngilizce okunuş becerilerini geliştirmek isteyen öğrenciler için en öne çıkan alt dal doğal olarak söyleyiş sesbilgisi (articulatory phonetics) olacaktır. İngilizceyi anadili olarak konuşan kişilerin telaffuz esnasında sesleri tam olarak nasıl çıkardığını, dillerini nereye koyduklarını, ağızlarını nasıl bir şekle soktuklarını bu alan bizlere açıklayabilir.
- Fonoloji (sesbilim)
Fonoloji (sesbilim) ise seslerin belli bir dilin içinde nasıl kullanıldığını, birbiriyle nasıl etkileşime geçtiklerini, ne gibi değişimlere uğradıklarını ve ne tür kurallara uyduklarını inceleyen bilim dalının adıdır.
Örneğin İngilizcede kelimelerin “ng” sesiyle başlayamaması ama bitebilmesi, Türkçede ünlü uyumu olup İngilizcede olmaması, İngilizce okunuşunda çoğul ekinin bazı kelimelerde “s”, bazı kelimelerde “z” şeklinde çıkması gibi olayları fonoloji inceler.
Fonetik ve fonoloji bilimlerini birbirine karıştırmamak için bir benzetme yapacak olursak fonetiği tuğlaları inceleyen bir bilime, fonolojiyi ise mimarlığa benzetebiliriz. Fonetik bizlere yapı taşlarını açıklarken fonoloji, bu yapı taşlarının farklı yapıları nasıl meydana getirdiğini ve bunlarda nasıl kullanıldıklarını açıklar.
Yani daha da basit bir örnek vermek gerekirse fonetik bilimi bizlere “s” ve “z” seslerini nasıl çıkarabileceğimizi (ve algılayabileceğimizi) söyler; fonoloji ise neden “cats” kelimesi “s” sesiyle biterken “dogs” kelimesinin “z” sesiyle bittiğini açıklar.
Eğer İngilizce telaffuz kurallarını fonoloji bilimini tanıyarak incelersek onları teker teker ezberlemekten ziyade temel bir mantığa oturtup daha iyi anlayarak öğrenebiliriz.
Fonetik ve fonoloji hakkında bilmemiz gereken önemli bir şey, bu iki bilimde de Uluslararası Fonetik Alfabe (IPA) kullanımının standart olması. Biz de yazımızın devamında bu alfabedeki gösterimleri kullanacağımız için İngilizcede Uluslararası Fonetik Alfabe (IPA) hakkındaki yazımıza göz atmanızı tavsiye ederiz.
- Aksan
Aksan ise konuşmacıların genel olarak dili telaffuz etme şekline verdiğimiz isim. Bu genellikle bir kişinin nereli olduğuna ya da dili nasıl bir ortamda öğrendiğine göre şekillenir.
Hepimiz çeşitli İngilizce aksanları hakkında fikir sahibi olduğumuz için bu kavram diğer ikisine kıyasla daha tanıdık gelecektir. Örneğin Amerikan aksanı, İngiliz aksanı ve hatta Avustralya İngilizcesi gibi konular derslerde de geçmiş olabilir.
Öğrencilerin büyük çoğunluğu ya Amerikan ya da İngiliz aksanıyla konuşmayı öğrenecektir. Dolayısıyla aksan konusunda Amerikan İngilizcesi ve İngiliz İngilizcesinin farkları hakkında ufak bir araştırma yapmak, iyi bir başlangıç noktası olabilir.
İngilizcedeki seslere dair önemli kavramlar
Yukarıda dediklerimize ek olarak, İngilizce telaffuz kurallarını açıklarken bazı sesleri tanımlamak için belirli kelimeler karşımıza çıkabilir. Bunlardan özellikle önemli olabilecek birkaçını hemen açıklayalım:
- Ünsüzler (consonants)
Dilimizi, dişlerimizi, dudaklarımızı ve ses yolunda bulunan diğer organlarımızı kullanarak akciğerlerimizden gelen havayı engelleme yoluyla çıkardığımız, “p”, “b”, “m”, “s”, “t”, gibi harfler ünsüzler oluyorlar.
İngilizce ünsüzler hakkındaki yazımızda bu seslerden hangilerinin İngilizcede bulunduğunu ve İngilizce okunuş esnasında nasıl çıkarıldığını detaylıca anlatmıştık.
- Ünlüler (vowels)
Havanın çıkışını engellemediğimiz ama ağzımızın ya da dilimizin şeklini değiştirerek etkilediğimiz, “a”, “e”, “u” gibi sesler de ünlüler oluyorlar.
Dikkat ederseniz bu seslerden “harfler” olarak bahsetmedik, çünkü bildiğimiz üzere İngilizcede harfler her zaman aynı sesi çıkarmazlar. Öyle ki İngilizce alfabe sadece 5 ünlü “harf” (a, e, i, o, u) içermesine rağmen bu harfler İngilizce okunuşta yaklaşık 20 farklı ses haline gelebiliyor!
İngilizce sesli harfler hakkındaki yazımızdan bu konu hakkında çok daha detaylı bilgi elde edebilirsiniz.
- Tek sesli ünlü (monophthong)
Telaffuz boyunca ağzımızın aynı şekilde kaldığı, hiç değişmeyen basit ünlülere “tek sesli ünlü (monophtong)” deriz. Bunlar uzun ya da kısa olabilirler. İngilizcede “bit” kelimesindeki /ɪ/ sesi ve “moon” kelimesindeki /u:/ sesi buna birer örnektir.
- İkili ünlü (diphthong)
Telaffuz esnasında bir ünlüyle başlayıp diğer bir ünlüye “kayan”, yani ağzımızın şeklinin bir ünlüden diğerine geçiş yaptığı ünlülere “ikili ünlü (diphthong)” adını veririz.
“Face” kelimesindeki /eɪ/ sesi ve “price” kelimesindeki /aɪ/ sesi İngilizce okunuşta birer ikili ünlü örneğidir.
- Üç sesli ünlü (triphthong)
Üç sesli ünlüler (triphthongs) diğer ikisine göre daha nadir olan, mantığı diphthong’larla aynı olup ağzın art arda üç ünlünün şeklini aldığı seslere denir.
“Fire” kelimesindeki /aɪə/ ve “power” kelimesindeki /aʊə/ bu seslere birer örnektir.
Bilinmesi gereken İngilizce telaffuz kuralları
Temel kavramları öğrendiğimize göre şimdi özellikle anadili Türkçe olan öğrencilerin dikkat etmesi gereken bazı İngilizce telaffuz kurallarını sıralayabiliriz:
- “th” sesinin okunuşu
İngilizcedeki meşhur “th” sesi, Türkçede olmadığı için birçok öğrencinin kafasını karıştırabiliyor. “Th” diye yazılan sesin İngilizce okunuşta iki karşılığı var:
- /θ/: “think”, “author, “three” gibi kelimelerde geçer. Bu sesi çıkarmak için dilimizi dişlerimizin arasına koyarız ve havayı dışarı üfleriz.
- /ð/: “weather”, “this”, “mother” gibi kelimelerde geçer. Tıpkı yukarıdaki seste olduğu gibi dilimizi dişlerimizin arasına koyarız, ancak bu sefer aynı zamanda dişlerimizi titretmeye çalışır, yani sesi “ötümlü” hale getiririz. Aslında titreyen şey dişleriniz değil, ses telleriniz; ama bu titreşimi dişlerinizeymiş gibi hissedebilirsiniz.
Birçok öğrenci /θ/ sesini “t” gibi, /ð/ sesini de “d” gibi okuyup geçiyor, ancak aslında İngilizce telaffuz kurallarına göre bunu yapmamalıyız. Yoksa “tree (ağaç)” ve “three (üç)” kelimelerini birbiriyle karıştırmak gibi hatalar ortaya çıkabilir!
- /w/ ve /v/ farkı
Türkçe konuşan birçok öğrencinin İngilizce okunuş esnasında yaptığı bir diğer hata da “w” ve “v” harflerini aynı şekilde, “v” gibi okumak. Ancak İngilizcede bu iki harf birbirinden farklı sesleri temsil ediyor.
/v/ sesini çıkarırken üst dişlerimiz, alt dudağımıza temas eder. /w/ sesinde ise dişler ve dudaklar birbirine değmez. Sadece dudaklar hareket eder. Dişlerinizi ve dudaklarınızı birbirine değdirmeden “v” demeye çalışırsanız /w/ sesini doğru çıkarabilirsiniz.
- “Schwa” (/ə/) sesi
İngilizcedeki en yaygın ses “schwa” adını verdiğimiz ve fonetik alfabede /ə/ şeklinde gösterdiğimiz ses, ancak İngilizce alfabede schwa’yı temsil eden bir ses olmadığı için birçok öğrencinin bu sesten tam olarak haberi dahi olmuyor!
Aslında adını bilmeseniz de bu sesin İngilizcede ne kadar sık kullanıldığını fark etmiş olabilirsiniz. İngilizcede bazı ünlüler Türkçedeki “ı” gibi bir şekilde okunabiliyor. İşte bu ses, schwa.
Schwa’nın İngilizcedeki yeri oldukça önemli. Vurgu olmayan hecelerdeki ünsüz harfler çoğu zaman schwa olarak okunuyor. Bunu fark etmek, İngilizce okunuş becerilerimizi anadili olarak konuşan insanlara epey yakınlaştıracaktır.
Örneğin “banana” kelimesini ele alalım. Bu kelimenin tüm hecelerinde “a” harfini aynı şekilde okursak telaffuzumuz Türkçedekine çok benzeyecektir. Eğer daha doğal bir okunuş istiyorsak sadece vurgu olan üçüncü hece tam “a” sesini çıkarır, diğer “a” harflerini schwa olarak okuruz. Yani doğal telaffuz /bəˈnɑːnə/ şeklinde olur.
Ancak schwa ile Türkçedeki “ı”nın tam olarak aynı ses olmadığını da unutmayalım. Schwa’yı “ı” sesinin daha rahat, daha “gevşek” bir hali gibi düşünebiliriz.
- /ɪ/ ve /i:/ farkı
İngilizce okunuşta “i” harfini nasıl telaffuz ettiğimize dikkat etmek de iyi bir fikir. Bunu bir örnekle açıklayalım.
Anadili Türkçe olan birçok öğrenci “ship” kelimesini “sheep” kelimesinin neredeyse aynısı, ama “i”nin biraz kısaltılmış hali gibi okuyor. Ancak daha doğal duyulmak istiyorsak “ship”teki “i” harfini daha “gevşek” gibi telaffuz edebiliriz. Bunu fonetik alfabede /ɪ/ şeklinde gösteriyoruz. “Sheep” gibi kelimelerde ise daha uzun, daha gergin, fonetik alfabede /i/ şeklinde gösterilen bir ses var.
- “r” harfinin okunuşu
“r” harfinin İngilizce okunuşunun Türkçedeki gibi olmaması da hepimizin bildiği bir şey. Aslında “r” harfinin de İngilizcede iki farklı temel okunuşu var:
👉/ɹ/ diye gösterilen seste dilimizi damağımızın arkasına doğru bükeriz ve ağzımızın tepesine tam olarak değdirmeyiz. “Roll” kelimesinin başındaki “r”, bu şekilde okunur.
👉/ɾ/ ise Amerikan İngilizcesinde çok yaygın olan bir diğer “r” sesidir. Amerikanların iki ünlünün arasına gelen “t” sesini çok hafif bir “d” gibi telaffuz ettiğini fark etmiş olabilirsiniz. İşte bu, aslında dilin damağa anlık olarak çok hafif değdirilip geri çekilmesiyle oluşan bir ses.
- Okunmayan ünsüzler
Biliyoruz ki İngilizce telaffuz kurallarına göre kelimelerin yazılı halindeki bazı harfler, okunuşta yer almayabiliyor. “Knife” ve “knight” kelimelerindeki “k” harfi, “doubt” ve “debt” kelimelerindeki “b” harfi buna birer örnek.
Bu tür okunmayan harflere bazen “sessiz harfler (silent letters)” denebiliyor, ancak onları “ünsüz” anlamına gelen “sessiz harf” ile karıştırmamamız gerekiyor. İngilizcede okunmayan harflerin çoğunlukla ünsüz olduğu doğru, ancak bazı kelimelerde yazılıp okunmayan ünlüler de var!
Bu konuyu İngilizcede okunmayan harfler hakkındaki yazımızda her harf için ayrı ayrı örnekler vererek açıklamıştık. Göz atmayı unutmayın!
İngilizce telaffuz çalışmak için tavsiyeler
Bütün bu bilgileri uygulamak ve daha da ilerletmek için elbette İngilizce okunuş becerilerimizi geliştirme işini ciddiye almamız ve bolca pratik yapmamız gerekiyor. O halde pratik yaparken işinize yarayabilecek birkaç tavsiye vermeden de geçmeyelim:
👉Notlarınızda kelimelerin hem İngilizcedeki normal yazılışını, hem de Uluslararası Fonetik Alfabe’deki yazılışına yer verin. Fonetik Alfabe’yi iyice öğrenmeyi de ihmal etmeyin!
👉/θ/, /ð/, /w/, /ɹ/ gibi İngilizcede olup Türkçede olmayan sesleri bol bol tekrar edin. Ağzınızı bu seslere alıştırmaya çalışın.
👉Anadili İngilizce olan konuşmacıları sık sık dinleyin. İngilizcenin farklı aksanlarını günlük hayatta konuşulduğu şekilde tanımaya gayret gösterin.
👉“Gölgeleme” taktiğinden, yani birini dinleyip hemen sonra bire bir aynı telaffuzla aynı cümleyi söyleme tekniğinden faydalanın.
👉Eğer gerekirse konuşmaları yavaşlatarak dinleyin. Kendiniz de yavaş konuşarak başlayabilirsiniz. Azimli bir şekilde çalıştıkça hem dinlemede hem de konuşmada hızınız artacak!
İngilizce telaffuz hakkında temel bilgiler: Test
Şimdi de bu yazı boyunca öğrendiklerimizi pekiştirmek adına bir test çözelim!
Novakid’le tanışın!
İngilizce telaffuz kurallarını en doğal şekilde öğrenmenin yolu elbette dili bolca konuşmak. Novakid’deki İngilizce derslerimizde çocuklar İngilizceyi sürekli kullanarak öğreniyorlar. Konuşma grupları halinde telaffuz becerilerini eğlenerek geliştirebiliyorlar.
Buna ek olarak bireysel derslerimizde de benzersiz bir yöntemle çocuklar İngilizceyi severek öğrenebiliyor. Aşağıdaki videoda bunu nasıl yaptığımızı açıklıyoruz:
Türkiye’nin neresinde olursanız olun siz de Novakid’in bir parçası olabilirsiniz! Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve İstanbul’da İngilizce kursu arıyorsanız ya da başka herhangi bir şehirdeyseniz kolayca online İngilizce derslerimize katılıp çocuğunuzun İngilizce öğrenmesini sağlayabilirsiniz. Ücretsiz deneme dersinizi hemen şimdi alın!






