Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
İki dilli bir çocuk mu yetiştirmek istiyorsunuz? Ücretsiz deneme dersi için hemen kaydolun!
İki dilli bir çocuk mu yetiştirmek istiyorsunuz?
ÜCRETSİZ DENEYİN
İki dilli bir çocuk mu yetiştirmek istiyorsunuz?
ÜCRETSİZ DENEYİN
Paylaş
X share icon
28.05.2025
Time icon 7 dk.

İngilizcede cümlenin vurgusu: Cümlenin ögelerini nasıl vurgulayabiliriz?

İçindekiler
  1. İngilizcede cümlenin vurgusu nedir?
  2. İngilizce konuşmada vurgu yapma yöntemleri
  3. İngilizcede cümlenin vurgusu: Sıkça sorulan sorular
  4. İngilizcede cümlenin vurgusu: Test
  5. Novakid’le tanışın!

İngilizcede kendimizi istediğimiz gibi ifade etmekte kelime bilgisi ve dilbilgisi gibi unsurlar her ne kadar önemli olsalar da tek başlarına yeterli değiller. Özellikle de konuşma dilini tıpkı İngilizceyi ana dili olarak konuşanlar gibi doğal bir şekilde kullanabilmek için dikkat etmemiz gereken diğer bir şey de vurgu.

Peki ya İngilizcede cümlenin vurgusu tam olarak nasıl tanımlanıyor? İngilizcede vurguyu ne amaçla ve nasıl yapabiliyoruz? Elbette konu vurgu olduğunda tüm bu soruları da ayrı ayrı cevaplamamız gerekiyor.

Bu yazımızda da tam olarak bunu yapacağız. İngilizcede cümlenin vurgusunun ne olduğunu ve neden kullanıldığını açıklamakla kalmayıp, aynı zamanda örnek cümleler eşliğinde İngilizcede vurgu yapmanın bazı yollarından da bahsedeceğiz. Haydi öğrenmeye başlayalım!

İngilizcede cümlenin vurgusu nedir?

İngilizcede ve aslında İngilizce dışındaki herhangi bir dilde cümlenin vurgusunu, bir kelimeye ya da söz öbeğine dikkat çekerek belirli bir fikri ön plana çıkarma şeklinde tanımlayabiliriz. Bir diğer deyişle cümlenin vurgusu, cümledeki en önemli unsuru belirliyor.

İngilizcede bir eylemin ya da duygunun diğerinden daha etkili olduğunu belirtmek, birini düzeltmek, kafa karışıklıklarını engellemek ve genel olarak dediğimiz şeyden emin olduğumuzu belirtmek gibi çeşitli amaçlarla cümlenin vurgusunda oynama yapabiliyoruz.

İngilizce konuşmada vurgu yapma yöntemleri

Peki ya İngilizcede vurgu yapmanın kulağa en doğal gelecek yöntemleri neler? Veya bir diğer deyişle, İngilizceyi anadili olarak kullanan insanlar hangi vurgu yapma yollarını kullanıyor? Örnek cümleler eşliğinde cevaplayalım!

  • Tonlamayla vurgu yapmak

Konuşmada vurgu dediğimizde akla gelen belki de ilk yöntem, tonlama yoluyla bir ögeyi vurgulamak. Tonlamadan kastımız da vurgulanan ögeyi diğerlerine kıyasla daha yüksek bir tonda söylemek.

Tabii farkındayız ki birçok öğrenci için bir şeyi “yüksek tonda” söylemenin tam olarak ne demek olduğunu anlamak en başta biraz zor olabilir. Dolayısıyla önce Türkçe üzerinden bir örnek vererek bu kavramı tamamen anladığımızdan emin olalım.

Önce yeni doğmuş çocuk anlamına gelen “bebek” kelimesini, ardından da İstanbul’un semti olan “Bebek” kelimesini sesli okumayı deneyin. Fark edeceksiniz ki yazılışları aynı olsa da bu iki kelimenin söylenişinde ufak bir fark var. İşte bu ufak fark şu: yeni doğan çocuk olan “bebek” kelimesinde vurgu ikinci hecede (“bek”) iken, İstanbul’un semti olan kelimede vurgu ilk hecede (“be”).

İşte tam da bu şekilde, İngilizcede de bazı kelimeleri daha yüksek tondan söyleyerek cümlenin vurgusunu ayarlayabiliyoruz. Üstelik bu, çok büyük anlam farklılıklarına da yol açabiliyor. 

İngilizcede cümlenin vurgusunun anlamı nasıl etkilediğini aşağıdaki meşhur cümleyle hemen gösterelim:

Örnek: I never said she stole my money. (Asla paramı çaldığını söylemedim.)

Bu örnekte cümlenin vurgusunu istediğimiz yere koyabiliyoruz, ancak her seferinde ortaya farklı bir anlam çıkıyor! Açıklamak gerekirse:

  • Cümlenin vurgusu “I”da ise: Paramı çaldığını ben söylemedim, başkası söyledi anlamı çıkıyor.
  • Cümlenin vurgusu “never”da ise: Birisi bize, “Onun senin paranı çaldığını söyledin.” demiş, biz de bunun doğru olmadığını ve asla öyle bir şey demediğimizi söylüyoruz.
  • Cümlenin vurgusu “said”de ise: Söz konusu kişinin paramızı çaldığını doğrudan söylemedik, ancak bu olayın yaşandığını başka bir şekilde ima etmiş olabiliriz.
  • Cümlenin vurgusu “she”de ise: Birisi paramızı çalmış, ama bu “she” pronoun’u ile bahsedilen kişi değil, başka biri.
  • Cümlenin vurgusu “stole”da ise: Bahsettiğimiz kişi bizim paramızı çalmamış, biz ona bilerek vermişiz ya da başka bir şekilde elde etmiş.
  • Cümlenin vurgusu “my”da ise: Söz konusu kişi bizim değil, başka birinin parasını çalmış.
  • Cümlenin vurgusu “money”de ise: Bahsedilen kişi paramızı değil, başka bir şeyimizi çalmış.

İşte bu örnekten anlıyoruz ki İngilizcede tonlama yoluyla konuşmada vurgu yaparak noun, verb, adjective, adverb fark etmeksizin her türlü kelimeyi öne çıkarabiliyoruz.

  • Ayrık cümleler (cleft sentences) kullanmak

İngilizcede bir cümleyi alıp, iki yan cümleye bölüp, bu yan cümlelerden birini anlamca öne çıkarmış olabiliyoruz. Buna da “clefting” adını veriyoruz. Bu yolla oluşturulan cümlelere “ayrık cümleler” veya “cleft sentences” diyoruz.

Farkındayız, bu açıklama tek başına yeterli olmayabilir. O yüzden hemen örneklerle clefting’in ne olduğunu açıklayacağız.

Elimizde “We visited the museum last Sunday.” cümlesi olsun. Biz de “last Sunday” kısmını clefting ile vurgulamak istiyor olalım. Bunun için öncelikle cümleyi ikiye böleriz, böylece “We visited the museum.” ve “It was last Sunday.” cümlelerini elde ederiz. Ardından vurgulamak istediğimiz yan cümle olan “It was last Sunday.” kısmını öne taşırız ve “that” kullanarak clefting işlemini bitiririz. Yani elimizdeki son cümle şu şekilde olur:

Örnek: It was last Sunday that we visited the Museum. (Müzeyi geçen pazar ziyaret ettik.)

Bu şekilde, cümlenin vurgusunun en başta “it” bulunacak şekilde yaptığımız clefting türüne “it-cleft” diyoruz. Diğer bazı örnek cümleleri de inceleyelim:

Örnek: It was the keys that I lost, not my wallet. (Kaybettiğim şey cüzdanım değil, anahtarlardı.)

Örnek: It was Lisa who cooked dinner last night. (Dün akşam yemeğini yapan, Lisa’ydı.)

Örnek: It is her voice that I remember the most. (En çok hatırladığım, onun sesi.)

Örnek: It is my dog that keeps barking every night. (Her gece havlayan, benim köpeğim.)

Görebiliyoruz ki bu it-cleft yöntemiyle özellikle de cümlenin öznesini ve nesnesini vurgulayabiliyoruz. “It was”, “it is” kalıplarından sonra gelen öge, vurgulanmış oluyor.

Clefting ile cümlenin vurgusunu belirlemenin farklı bir yolu daha var. Bu alternatif yöntemde öncelikle “wh”- soruları konusundan tanıdığımız kelimeleri kullanarak bir wh-clause oluşturuyoruz. Örneğin, “A good night’s sleep is what I need.” cümlesinde “what I need”, bir wh-clause. Ardından cümlenin vurgusunu belirlemek için bu wh-clause yapısını en başa taşıyor, “to be” fiilini de ondan hemen sonraya getiriyoruz. Böylece aşağıdaki cümle ortaya çıkıyor:

Örnek: What I need is a good night’s sleep. (İhtiyacım olan şey, iyi bir gece uykusu.)

Clefting’in bu türüne ise “wh-cleft” diyoruz. Bu işlemden sonra cümlenin vurgusu, wh-clause’un nitelediği şeyde, yani cümlenin sonunda kalan ögede oluyor. Mesela yukarıdaki cümlenin vurgusu, “a good night’s sleep” ögesinde.

Wh-cleft içeren birkaç örnek cümleye daha göz atalım:

Örnek: What I need is some peace and quiet. (İhtiyacım olan biraz huzur ve sessizlik.)

Örnek: What made her angry was his attitude. (Onu kızdıran şey onun tavrıydı.)

Örnek: Who I really want to meet is the director of the film. (Gerçekten tanışmak istediğim kişi filmin yönetmeni.)

Örnek: Where I feel most relaxed is at the beach. (En rahat hissettiğim yer plaj.)

Wh-cleft içeren cümlelerde çoğu zaman “what” kelimesini göreceksiniz, ancak biz yine de bunun mümkün olduğunu göstermek için diğer soru kelimelerini içeren örnekler de ekledik.

  • Kelimeleri cümlenin başına taşımak

İngilizcede cümlenin vurgusunu belirlemenin bir diğer yolu da, vurgulamak istediğimiz kelimeyi cümlenin en başına taşımak. Bunun adı da “fronting”. Örnek cümlelerle bu yöntemi çabucak anlayabiliriz:

Örnek: This book, I’ve read three times. (Bu kitabı üç kez okudum)

Örnek: In this house, we respect each other. (Bu evde birbirimize saygı duyarız.)

Örnek: In the middle of the park stood a giant sculpture. (Parkın ortasında dev bir heykel duruyordu.)

Örnek: Never have I seen such a chaotic classroom. (Böyle kaotik bir sınıfı hiç görmemiştim.)

İlk cümlemizin çok kulağa çok da doğal gelmediğini düşünebilirsiniz. Ancak fronting ile konuşmada vurgu yapmak, bazen de tam olarak bu sebeple dikkat çekip vurgu yapmamızı sağlıyor.

Görebiliyoruz ki fronting yöntemiyle cümledeki nesne olsun, edat tümleci olsun, zarf olsun her türlü yapıyı basitçe vurgulayabiliriz.

  • Edilgen çatı kullanmak

İngilizcede ögelerin yerini değiştirerek konuşmada vurgu yapmanın bir diğer yaygın yöntemi de etken çatıyla kurulan bir cümleyi edilgen çatı (passive voice) kullanarak yeniden kurmak. Bu sayede etken çatıyla kurduğumuz cümlenin nesnesi her ne ise edilgen çatılı cümlede vurgulanmış oluyor.

Örneğin, eğer basitçe “Our team won the championship.” dersek çoğu kişi bu cümlede asıl odak noktasının özne konumundaki “our team” (bizim takımımız) olduğunu düşünecektir. Fakat eğer bu cümleyi edilgen çatıyla oluşturursak aşağıdaki sonucu elde ederiz:

Örnek: The championship was won by our team. (Şampiyona, bizim takımımız tarafından kazanıldı.)

Yukarıdaki cümlede özne pozisyonuna önceden nesne olan “the championship” kelimesi gelince, cümlenin vurgusu da bu ögeye kaymış oluyor. Yani bu sefer bizi dinleyen biri, asıl odak noktasının bizim takımımız değil de, genel olarak şampiyona olduğunu anlayabiliyor.

Edilgen çatı içeren birkaç örnek cümleye daha göz atmadan geçmeyelim:

Örnek: Emma was chosen as the team leader. (Emma, takım lideri seçildi.)

Örnek: The window was broken during the storm. (Pencere fırtına sırasında kırıldı.)

Örnek: The rules were updated to improve safety. (Güvenliği artırmak için kurallar güncellendi.)

  • Yardımcı kelimelerden faydalanmak

İngilizcede cümlenin vurgusunu değiştirmek için bize yardımcı olabilecek bazı kelimeler de var. Bunlar da kendi içinde farklı türlere ayrılabiliyor.

Örneğin, “focus adverbs” adını verdiğimiz “only”, “just”, “even”, “especially” gibi kelimelerin birincil işlevi cümlenin vurgusuyla ilgili olarak görülebilir. Bir nevi, bu zarfları kullandığımızda zaten onlardan hemen sonra gelen ögeyi vurgulamış oluyoruz. 

Örnek: Only Sarah knows the password. (Şifreyi sadece Sarah biliyor.)

Örnek: Even the teacher couldn’t solve this math problem. (Bu matematik problemini öğretmen bile çözemedi.)

Örnek: She speaks many languages, especially European ones. (Birçok dil konuşuyor, özellikle Avrupa dillerini.)

Örnek: I have just five dollars in my wallet. (Cüzdanımda sadece beş dolar var.)

Bu kelimelerle genellikle özneyi veya nesneyi vurgulayabiliyoruz. Ancak yardımcı kelime kullanımıyla cümlenin vurgusunu fiillere yerleştirmenin de bir yolu var. Bu da bir yardımcı fiil (auxiliary verb) olarak “to do”yu kullanmak. Buna “emphatic ‘do’” adını veriyoruz.

Aşağıdaki cümlelerde emphatic “do” kullanımıyla fiiller vurgulanıyor:

Örnek: I do understand your concerns about the project. (Proje hakkındaki endişelerinizi gerçekten anlıyorum.)

Örnek: You do look different with your new haircut! (Yeni saç kesimin ile gerçekten farklı görünüyorsun!)

Örnek: She did try to call you yesterday, but you didn’t answer. (Dün seni gerçekten aramaya çalıştı, ama cevap vermedin.)

Örnek: That vacation did help me recover from burnout. (O tatil tükenmişlikten kurtulmama gerçekten yardımcı oldu.)

Dikkat edelim ki emphatic do kullandığımız zaman tense çekimlemesi de “do” fiilinin üstünde oluyor. Örneğin “She do tried to call you.” veya “She did tried to call you.” demiyoruz, sadece “do” fiilini çekimleyip ardından geleni bare infinitive olarak bırakıyoruz.

İngilizcede cümlenin vurgusu: Sıkça sorulan sorular

İngilizcede konuşmada vurgunun ne olduğunu, ne amaçlarla kullanıldığını ve bazı yöntemlerini öğrendik. Şimdi de bu konu hakkında sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplamaya geçelim.

İngilizcede kelime vurgusu nasıl yapılır?

İngilizcede kelime vurgusu yapmanın en sık kullanılan yolu, kelimeyi yüksek tonda söylemektir. Buna ek olarak ayrık cümleler (cleft sentences) kurmak, kelimeleri cümlenin başına taşımak (fronting), edilgen çatı kullanmak ve yardımcı kelimeler kullanmak gibi yöntemler de mevcuttur.

Cümlede vurgulama nasıl yapılır?

İngilizcede cümlede vurgulama yapmak için genelde vurgulanan öge yüksek tonda söylenir. Bunun yanı sıra ayrık cümlelerden (cleft sentences), kelimeleri cümlenin başına taşıma yönteminden (fronting), edilgen çatıdan veya yardımcı kelimelerden de faydalanılabilir.

İngilizcede cümlenin vurgusu: Test

Son olarak, İngilizcede cümlenin vurgusunu iyice anladığımızdan emin olmak adına kısa bir bilgi testi çözelim!

“Pizzayı sevdiğini söyledi, başka bir şeyi değil.” anlamını vermek için “She said she likes pizza.” cümlesinde vurgu hangi kelimeye gelir?
___ my mother who taught me how to cook.
___ a child could understand these instructions.
Bu cümlelerden hangisinde vurgu fronting yoluyla yapılmıştır?
Bu cümlelerden hangisinde vurgu edilgen çatı yoluyla yapılmıştır?
I ___ understand your concerns about the project.
___I need right now is a cup of strong coffee.
I love fruits, ___ strawberries.
“Seni aramamı Mark söyledi, başkası değil.” anlamını vermek için “Mark told me to call you.” cümlesinde vurgu hangi kelimeye gelir?
___ had I seen such a beautiful sunset.
Yanıtlara Bak

Novakid’le tanışın!

İngilizcede cümlenin vurgusuna hakim olmak, dili sanki ana dilimizmiş gibi konuşmak istiyorsak epey önemli. Ancak bu hedefimize ulaşmak istiyorsak dili her yönüyle yaşayarak öğrenmeliyiz. Novakid’deki online İngilizce derslerimizde tam da bu mümkün. Siz de şimdi aramıza katılın ve konuşma pratiği derslerimizden bir ay ücretsiz faydalanın!

Bunun yanı sıra, aşağıdaki videoyu izleyerek teke tek derslerimizde uyguladığımız yöntem hakkında bilgi edinmeyi de unutmayın:

Siz de ücretsiz deneme dersinizi hemen alın ve çocuğunuzun İngilizceyi en doğal haliyle öğrenmesini sağlayın!

Yorum bırak

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

Çocuğunuzun ücretsiz deneme dersine katılacak öğretmeni seçelim!
  • Video Preview
  • Video Preview
  • Video Preview
Editörün seçimi
Öğretmenin Görüşü
İlginizi çekebilir
Bir dil seçin
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Colombia Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Çerezler tıpkı tatlınızın üzerine serpiştirdiğiniz Hindistan cevizi gibidir; çok daha iyi bir deneyim yaşamanızı sağlar. Bizim amacımız Novakid'i en iyi İngilizce öğrenim platformu yapmak. Bu yüzden, web sitemizi kullanırken çerezleri gönül rahatlığıyla etkinleştirebilirsiniz. Sizin için faydalı olacaklar! Çerezler ve onları nasıl kullandığımız konusunda daha çok bilgi almak için Çerez politikası sayfasına gidin.