“Start” ve “begin” farkı: İngilizcede “start” ne demek, “begin” ne demek, bu iki fiil nerelerde kullanılabilir?
İngilizcede bazı fiiller büyük ölçüde eş anlamlı sayılabilseler de her zaman birbirlerinin yerine kullanılamayabiliyorlar. Hem eş anlamlı gibi olup hem de bazı farklı kullanım alanlarına sahip olan fiil çiftlerine bir örnek de “start” ve “begin”.
İkisi de başlamakla alakalı olan bu fiilleri bir sözlükte veya çeviri programında aratırsak hemen hemen aynı açıklamalarla karşılaşırız. Ancak günlük hayatta bu iki fiilin birbirinin yerine kullanılamadığı durumlar olduğu için onlara tamamen eş anlamlı da diyemiyoruz.
Bu yazımızda hep birlikte bu farkların ne olduğunu öğrenmek için “start” ve “begin” fiillerinin nerelerde kullanıldıklarını ve ne ifade ettiklerini keşfedelim. Ardından da bu iki fiilin kullanımı hakkında bir bilgi testi çözerek güzel bir pekiştirme yapalım!
İngilizcede “start” ne demek, nerelerde kullanılır?
“Start” fiili, İngilizcede “başlamak” haline geliyor. Bu fiil, günlük konuşmada sık sık duyacağımız kelimeler arasında yer aldığı için çeşitli kullanım alanlarını aklımızda bulundurmamız ve bunun için fiile genel bir aşinalık kazanmamız epey önemli.
İngilizcede “start” fiilinin en temel anlamı “başlamak” olsa da birazdan göreceğimiz üzere ufak detaylar sonucu Türkçeye her zaman bu şekilde çeviremeyebiliyoruz. Bu kelimeyi fiziksel hareketler, mekanik süreçler, günlük aktiviteler, planlı etkinlikler gibi çeşitli bağlamlarda dikkatle ele almalı ve anlamını da buna göre düşünmeliyiz.
Kullanım bakımından “start” fiili, resmi dilden ziyade günlük konuşmalarda daha çok karşımıza çıkacaktır. Genel bir yorumda bulunmamız gerekirse “start” için hem pratik, hem de ciddi bir ton gerektirmeyen ortamlarda kullanıma gayet uygun bir fiil diyebiliriz.
“Start” kelimesiyle ilgili detayları aklımızda tutmanın en iyi yolu, kullanım alanlarını bolca örnek cümleyle keşfetmek. O halde şimdi tam olarak bunu yapalım! İşte “start” fiilinin başlıca kullanım alanları:
- Bir eylemin veya olayın başlangıcı için “start” kullanımı
“Start” fiilinin “başlamak” demek olduğunu öğrendiğimizde hemen anlıyoruz ki bu fiili bir eylemin, etkinliğin ya da benzer bir olayın başlangıcından bahsederken kullanabiliriz. Bu, zaten “start” fiilinin en geniş anlamını oluşturuyor.
Bu kullanımda “start” fiili hem geçişli (nesne alan) hem de geçişsiz (nesne almayan) şekilde görebiliriz. Üstelik eğer nesnemiz bir eylem ise onu hem gerund şeklinde, hem de “to” ile kurulan infinitive şekliyle çekimleyebiliriz.
Örnek: The race starts at 9 a.m. tomorrow. (Yarış yarın sabah 9’da başlıyor.)
Örnek: She started walking faster when she noticed the time. (Saati fark ettiğinde daha hızlı yürümeye başladı.)
Örnek: Let’s start our journey early tomorrow morning. (Yolculuğumuza yarın sabah erken başlayalım.)
Örnek: The children started jumping with excitement when they saw the playground. (Çocuklar oyun alanını gördüklerinde heyecanla zıplamaya başladılar.)
Örnek: I started learning English two years ago. (İki yıl önce İngilizce öğrenmeye başladım.)
Örnek: The concert started late because of the rain. (Konser yağmur yüzünden geç başladı.)
- Makinelerin çalışması anlamında “start” kullanımı
“Start” kelimesinin kendine özgü bir diğer kullanımı ise, doğrudan nesne olarak elektronik bir cihazı veya bir mekanizmayı aldığı durumlar. Bu şekilde kullanıldığında “start” fiili, söz konusu makineyi çalıştırmak anlamına geliyor.
Örnek: I couldn’t start my car this morning. (Bu sabah arabamı çalıştıramadım.)
Örnek: Please start the washing machine before you leave. (Lütfen çıkmadan önce çamaşır makinesini çalıştır.)
Örnek: He starts his computer as soon as he wakes up. (Uyanır uyanmaz bilgisayarını açar.)
Örnek: The technician will start the generator during the power outage. (Teknisyen elektrik kesintisi sırasında jeneratörü çalıştıracak.)
Örnek: She couldn’t start her motorcycle because the battery was dead. (Aküsü bittiği için motosikletini çalıştıramadı.)
Aslına bakarsanız birçok cihazı açmaktan bahsederken “start” yerine “turn on” fiilini kullanmayı da tercih edebiliriz. Bu bağlamda bu iki fiil hemen hemen eş anlamlı. Ancak, özellikle de araba, motor gibi biraz daha “mekanik” şeyler için “start” fiili tercih ediliyor.
Ayrıca belirtelim ki aslında “start” fiilinin bu anlamda kullanıldığı her yerde bir nesne alması da zorunlu değil. Örneğin arabadan bahsederken “Çalışmıyor!” demek için fiili geçişsiz şekilde kullanıp basitçe “It’s not starting!” diyebiliriz.
- İş kurmak anlamında “start”
“Start” kelimesi aynı zamanda bir iş kurmak ya da dükkan, restoran gibi bir iş yeri açmak gibi anlamlara da gelebiliyor. Türkçede bu durumlarda “başlatmak” fiilini normalde kullanmadığımız için en başta garip gelse de İngilizcede bu kullanım gayet doğal algılanacaktır.
Örnek: They started a small bakery in their neighborhood last year. (Geçen yıl mahallelerinde küçük bir fırın açtılar.)
Örnek: My brother and his friend started an online bookstore during the pandemic. (Kardeşim ve arkadaşı pandemi sırasında bir çevrimiçi kitapçı açtılar.)
Örnek: The young entrepreneurs started a tech company right after college. (Genç girişimciler üniversiteden hemen sonra bir teknoloji şirketi kurdular.)
Örnek: She started a nonprofit organization to help homeless pets. (Evsiz hayvanlara yardım etmek için bir kar amacı gütmeyen kuruluş açtı.)
- Deyimsel fiillerde “start” kullanımı
Tüm bunların yanı sıra “start” fiili, günlük hayatta sık kullanılan bazı deyimsel fiil (phrasal verb) yapılarının da içinde yer alıyor. “Start out”, “start over”, “start off” gibi fiiller, öne çıkan bazı örnekler arasında.
Örnek: She started out as an intern but is now the CEO. (Stajyer olarak başladı ama şimdi CEO.)
Örnek: Let’s start over and try a different approach. (Yeniden başlayalım ve farklı bir yaklaşım deneyelim.)
Örnek: We need to start off with the basics before moving to advanced topics. (İleri konulara geçmeden önce temellerle başlamamız gerekiyor.)
İngilizcede “begin” ne demek, nerelerde kullanılır?
“Begin” fiili, İngilizcede “başlamak” anlamına gelen bir başka kelime. Peki o halde “begin” ve “start” arasındaki fark tam olarak ne?
Aslına bakarsanız “begin” fiilini gördüğümüz her yere “start” fiilini getirebiliyoruz, ancak bu durumun tam dersi geçerli değil. Yani az önce “start” kelimesi için gördüğümüz son üç kullanım alanında “start” yerine “begin” getiremiyoruz. Bu yüzden de bu fiilleri tamamen eş anlamlı gibi düşünmemekte fayda var.
Bunun yanı sıra konuşmacılar tarafından genellikle “start” yerine “begin” fiilinin tercih edildiği bazı alanlar var. Bunlardan en öne çıkanları hep birlikte keşfedelim!
- Resmi ve ciddi bir dil gerektiren durumlar
Anlamlarının aynı olduğu durumlarda “start” yerine “begin” fiilini kullanmamızın en öne çıkan sebebi, ciddiyet. “Begin” fiili, biraz daha resmi bir dil gerektirebilecek bağlamlarda “start” fiiline kıyasla çok daha uygun. Örneğin toplantılardan, akademik konulardan, siyasetten bahsediyorsak “start” yerine “begin” fiilini tercih ederiz.
Örnek: The ceremony will begin with a moment of silence. (Tören bir dakikalık saygı duruşuyla başlayacak.)
Örnek: We begin this meeting by addressing the concerns raised last month. (Bu toplantıya geçen ay gündeme getirilen endişeleri ele alarak başlıyoruz.)
Örnek: The academic year begins on September 1st. (Akademik yıl 1 Eylül’de başlıyor.)
Örnek: The president’s speech began with a quote from a famous philosopher. (Başkanın konuşması ünlü bir filozoftan bir alıntıyla başladı.)
Örnek: The negotiations between the two countries began after decades of conflict. (İki ülke arasındaki müzakereler onlarca yıllık çatışmadan sonra başladı.)
- Kademeli geçişler ve süreçler
Aşama aşama gerçekleşen değişimlerin ve uzun sürebilecek süreçlerin başlangıcından bahsederken “begin” fiilinin biraz daha sık tercih edildiğini gözlemleyebiliriz.
Örnek: The economy began to recover slowly after the crisis. (Ekonomi krizden sonra yavaş yavaş toparlanmaya başladı.)
Örnek: Children begin to develop language skills in their first year. (Çocuklar dil becerilerini ilk yıllarında geliştirmeye başlarlar.)
Örnek: The flowers began to bloom in early spring. (Çiçekler erken ilkbaharda açmaya başladı.)
Örnek: When did humans begin to develop language? (İnsanlar dili geliştirmeye ne zaman başladı?)
Örnek: People began to trust each other more after working together. (İnsanlar birlikte çalıştıktan sonra birbirlerine daha çok güvenmeye başladılar.)
- Sanatsal ve edebi bağlamlar
“Begin” kelimesinin “start” kelimesine kıyasla biraz daha ciddiyetli olarak algılanması, sanattan ve edebiyattan bahsederken de çoğu zaman tercih edilmesine yol açıyor. Gerek konuşmanın konusu sanatsa, gerekse de cümlenin kendisi hikaye gibi bir sanat eserinde geçiyorsa “begin” fiiliyle karşılaşma olasılığımız yüksek.
Örnek: The musical piece begins with a soft piano melody. (Müzik parçası yumuşak bir piyano melodisiyle başlar.)
Örnek: The movie begins with a dramatic scene that sets the tone for the story. (Film, hikayenin tonunu belirleyen dramatik bir sahneyle başlıyor.)
Örnek: Once upon a time, a great adventure began in a small village. (Bir varmış bir yokmuş, büyük bir macera küçük bir köyde başlamış.)
Örnek: The story begins with a young girl lost in the forest. (Hikaye ormanda kaybolan genç bir kızla başlıyor.)
Tüm bu kullanımlarda “begin” yerine “start” demenin de dilbilgisi açısından yanlış olmayacağını, ancak tamamen konuşmanın tonuna bağlı olarak bu iki fiil arasında tercih yaptığımızı hatırlatalım. Bu, eğer “start” kelimesinin makinelerdeki, iş kurma anlamındaki ve deyimsel fiillerdeki kullanımından bahsetmiyorsak geçerli. O durumlarda ise yalnızca “start” fiilini kullanabiliriz.
İngilizcede “start” ve “begin” farkı: Sıkça sorulan sorular
İngilizcede “start” ve “begin” fiillerinin kullanımları bu şekildeydi. Şimdi de bu konu hakkında sıkça sorulardan bazılarını cevaplayabiliriz.
Began nerede kullanılır?
“Began” kelimesi, “başlamak” anlamına gelen “begin” fiilinin geçmiş zamandaki çekimidir. İngilizceyi resmi, ciddiyetli ya da sanatsal bir şekilde kullanmak istediğimiz durumlarda yine “başlamak” anlamına gelen “start” yerine “begin” fiilini kullanabiliriz.
Begin ve start arasındaki fark nedir?
“Begin” ve “start” kelimelerinin ikisi de “başlamak” anlamına gelir, ancak “begin” kelimesi biraz daha ciddi algılandığı için resmi ve sanatsal dilde kullanımda tercih edilir. Buna ek olarak “start” kelimesi makine çalıştırmak, iş kurmak gibi anlamlarda ya da bazı deyimsel fiillerde kullanıldığında yerine “begin” fiili gelemez.
İngilizcede “start” ve “begin farkı: Test
“Start” ve “begin” fiillerinin kullanım alanları, farkları ve benzerliklerini böylece öğrendik. O halde tüm bunları pekiştirmek için bir bilgi testi çözme zamanı!
Novakid’le tanışın!
İngilizcede hangi kelimeyi hangi durumda kullandığımızı öğrenmenin en iyi yolu, dile bolca maruz kalmak. Novakid’de çocuklar için online İngilizce derslerimizde tam da bu mümkün! Siz de aramıza katılın ve çocuğunuzun İngilizceyi en doğal haliyle bol bol duyacağı konuşma pratiği derslerimizden bir ay ücretsiz faydalanın!
Buna ek olarak, aşağıdaki videomuzdan teke tek derslerimizde uyguladığımız yöntem hakkında bilgi edinmeyi de unutmayın:
Çocuğunuzun İngilizceyi yaşayarak öğrenmesi için ücretsiz deneme dersinizi şimdi alın ve Novakid’e katılın!