İngilizcede sıkça karşılaştığımız “in / on / at” nerelerde kullanılır, farkları nelerdir?

“In” edatı; en sık olarak konum, zaman ve kapalı alan belirtmek için kullanılıyor. Esasen diğer edatlar da bu kullanım alanlarına sahip. Bu sebeple gelin “in” edatının kullanıldığı yerleri daha detaylı bir şekilde inceleyelim.

Konum

“In” edatını konum belirtmek için kullanırken ülke, şehir gibi nispeten büyük alanlardan bahsediyoruz.

• Örnek: I am going to be in England tomorrow. (Yarın İngiltere’ye gideceğim.)

Zaman

Bu edatın zamanlar için kullanımı da konumlar için kullanımına benziyor. Aylar, yıllar, yüzyıllar, belli zaman aralıklarından bahsederken “in” edatını kullanıyoruz.

• Örnek: Asude was born in 2000. (Asude 2000’de doğdu.)

Kapalı alanlar

“In” edatı aynı zamanda kapalı alan ilişkisini göstermek için de kullanılabiliyor. Bu kullanım konuma her ne kadar benzese de aslında ufak bir farka sahip.

Mesela aşağıdaki örnekte Uğur’un kapalı bir alanda olduğunu belirtmek için “in” edatını kullanıyoruz.

• Örnek: Uğur is in his car right now. (Uğur şu anda arabasında.)

Bu örnekte de aynı şekilde, vurguladığımız şey kalemin kapalı bir yerin içinde olması. Bu bağlamda yukarıdaki ve aşağıdaki örnekte “in” edatının “içinde” anlamını vurgulayabiliriz.

• Örnek: The pen is in the drawer. (Kalem, çekmecenin içinde.)

“On” edatını da tıpkı “in” gibi zaman ve yer belirtmek için kullanabiliyoruz, peki nasıl mı? Haydi öğrenelim!

Fiziksel durum

“On” edatını konum veya fiziksel pozisyon belirtmek için kullanınca ona “üzerinde” anlamını vermiş oluyoruz. Bir şey, diğer bir şeyin üzerindeyse “on” edatını kullanıyoruz.

• Örnek: The cat is sleeping on the table. (Kedi masanın üzerinde uyuyor.)

Haftanın günleri

“Monday/tuesday” gibi haftanın günlerinden zaman olarak bahsederken de “on” edatını kullanıyoruz.

• Örnek: I am going to swim on Thursday. (Perşembe günü yüzeceğim.)

Gün içeren tarihler

Eğer bir tarihten bahsediyorsanız ve bu tarih ay, yıl belirtmekle kalmayıp günü de belirtiyorsa “on” kullanmalısınız. 

• Örnek: My birthday is on 15th of December. (Doğum günüm 15 Aralık’ta.)

Kısacası bir günden bahsederken “on” edatını kullanabilirsiniz de diyebiliriz.

“At” edatı ile “in” ve “on” kadar yaygın olmasa da sık sık karşılaşıyoruz. İşte “at”in kullanım alanları!

Konum

“At”i, konum belirtirken büyük yerlerden bahsederken kullandığımız “in” edatının aksine, spesifik mekanlardan bahsediyoruz.

• Örnek: I am waiting for you at the bus stop. (Otobüs durağında seni bekliyorum.)

Örneğin bir şehirden bahsediyorsak “in,” o şehrin içerisindeki bir mekandan bahsediyorsak “at” edatını kullanmalıyız.

Zaman

“At” ile zaman belirtirken de daha büyük aralıklarda kullandığımız “in” edatının aksine spesifik saatleri belirtiyoruz. 

• Örnek: The movie is going to start at 5 o’clock. (Film saat 5’te başlayacak.)

“On” edatının kullanım alanı günler ve üstünde bulunma ilişkisi olduğu için bu edat “in” ve “at” kadar zorlayıcı değil. Fakat “in” ve “at” edatları hem konum belirtirken hem de zaman belirtirken kafa karıştırıcı olabiliyor.

Zaman belirtirken “in/at”

“In” edatı genellikle belirli bir süreçte geçen zamanı ifade ederken kullanılıyor, örneğin bir ay (“in May” – Mayıs’ta), bir yıl (“in 2000” – 2000’de) veya bir mevsim (“in summer” – yazın).

Diğer yandan “at” genellikle belirli bir saati, belirli bir zamanı ifade ediyor, örneğin bir saat (“at 5 o’clock” – saat 5’te).

Bu bağlamda “in” bir süreci belirtirken “at” zaman çizelgesi içerisindeki tek bir noktayı işaretlemiş oluyor.

Konum belirtirken “in / at”

“In” genellikle bir bölge, şehir veya ülke gibi başka bir konumu da içine alan büyük yerleri ifade ederken kullanılıyor. 

Ancak “at” edatı daha küçük, daha spesifik yerleri ifade eder.

Bu bağlamda “in” ve “at” edatlarının konum belirtirkenki ayrımını zaman belirtirkenki ayrımlarına benzetebiliriz. “In” daha genel, “at” daha özeldir.

• Örnek: Hello Hans, I am in Germany right now! (Selam Hans, şu an Almanya’dayım!)
• Örnek: Very cool, where are you exactly? (Çok iyi, neredesin tam olarak?)
• Örnek: I am at the airport. (Havaalanındayım.)

Bu edatlar sadece az önce gösterdiğimiz örneklerdeki gibi kendi ana anlamlarıyla değil, aynı zamanda deyimsel olarak da kullanılabiliyorlar. Tıpkı Türkçedeki deyimler gibi düşünebilirsiniz, gerçek anlamının dışında bir anlam taşıyorlar. Gelin bunun bazı örneklerine birlikte göz atalım.

In time

“In time” deyimi, “geç değil” veya “yeterince erken” gibi bir anlam taşıyor. Örnek vermemiz gerekirse 12.30’da başlayacak olan toplantıya 12.20’de gelirseniz aşağıdaki cümleyi kurabilirsiniz.

• Örnek: I came to that meeting in time. (O toplantıya zamanında geldim.)

On time

“On time” deyimi “in time” deyimine epey benzese de arada bir fark bulunuyor. “On time” bir şeyin tam zamanında olduğunu söylerken kullanılıyor. Örneğin 12.30’da başlayan bir toplantıya tam 12.30’da varırsanız aşağıdaki cümleyi kurabilirsiniz.

• Örnek: I came to that meeting on time. (O toplantıya tam zamanında geldim.)

At first

“At first” kalıbı, Türkçede “ilk başta” anlamına geliyor.

• Örnek: At first, I didn’t like this series, but it got better over time. (İlk başta bu diziyi beğenmedim ama zamanla daha iyi hâle geldi.)

In love

“In love” kalıbı da tahmin edebileceğiniz gibi “âşık olmak” anlamı taşıyor. Farklı fiillerle, farklı şekillerde kullanılması da mümkün.

• Örnek: I am in love with you, Beyza. (Sana aşığım, Beyza.)

• Örnek: They are in love with each other. (Onlar birbirine aşıklar.)

In trouble

“In trouble” kalıbını birinin başı dertteyken kullanabilirsiniz.

• Örnek: If the teacher catches him lying, Eren is in trouble. (Eğer öğretmen onu yalan söylerken yakalarsa Eren’in başı dertte.)

Bu örneği anlamakta zorlandıysanız şart cümlelerini anlattığımız if clauses yazımıza göz atın!

On sale

“İndirim” anlamına gelen “sale” kelimesini de “on” edatıyla kullanıyoruz.

• Örnek: Your favorite game is on sale now, would you like to buy it? (Favori oyunun şu an indirimde, onu satın almak ister misin?)

In the end

Bu kalıbı, Türkçeye “en sonunda” olarak çevirebiliriz.

• Örnek: It was hard for him to learn everything, but in the end, he succeeded. (Her şeyi öğrenmek onun için zordu ama en sonunda başardı.)

İşte İngilizcede “in, on, at” kullanımı hakkında en sık sorulan soruların cevapları!

In, on, at nerelerde kullanılır?

“In” geniş zamanlar (ay, yıl) ve büyük/kapsayıcı mekânlar için, “on” günler ve yüzeyler için, “at” ise belirli saatler ve spesifik noktalar için kullanılıyor. Ayrıca bu edatlar bazı deyimlerde de yer alıyor: örneğin; in time, on sale, at first…

İngilizcede edatlar nereye gelir?

Edatlar genellikle bir isimden veya zamirden önce geliyor ve bu kelimelerin cümleyle olan ilişkisini belirtiyor. Yani bir yer, zaman ya da yön bildiren ifadeden önce “in”, “on”, “at” gibi edatlar kullanılıyor.

“In” ve “on” arasındaki fark nedir?

“In” daha çok kapalı alanlar ve geniş zaman dilimlerini ifade ederken kullanılıyor. Örneğin; “in a box, in 1999”. “On” ise bir şeyin üstünde olma durumunu veya belirli günleri belirtmek için kullanılıyor. Mesela “on the table, on Monday”.

Bu testimizde; “in”, “on” ve “at” kullanımı ile ilgili 10 soru bulunuyor. Konuyu anlayıp anlamadığımızı sınayalım!

Bu içeriğimizdeki “in”, “on”, “at” kullanım yerleri gibi faydalı yazılarımıza göz atmak isterseniz blog köşemize göz atabilirsiniz. Çocuğunuz için bir online İngilizce kursu arıyorsanız ister uzman eğitmenlerimizle verdiğimiz derslerimize, isterseniz de çocuklarınızın akranlarıyla pratik yaparak İngilizce öğrenmesi için grup derslerimize katılabilirsiniz!