İngilizcede “gift” ve “present” ne demek, farkları neler: Quiz!

İngilizcede “present” kelimesi çok yönlü bir sözcük. Bu kelimeyi hem isim (noun) hem fiil (verb) hem de sıfat (adjective) olarak kullanabilirsiniz. 

Kelimenin en yaygın anlamı “hediye” olsa da, “şu anda” anlamında zarf olarak veya “sunmak, takdim etmek” anlamında fiil olarak da kullanabilirsiniz. Şimdi “present” kelimesinin farklı kullanımlarını örneklerle inceleyelim.

1. Present (noun): Hediye, armağan

“Present” kelimesinin en yaygın anlamlarından biri “hediye”. Yani birine özel bir günde ya da bir sebep aranmaksızın birisine verilen bir armağanı ifade eder. 

Örnekler:

• I bought a present for my mother’s birthday. (Annemin doğum günü için bir hediye aldım.)
• This book was a present from my best friend. (Bu kitap en yakın arkadaşımdan bir hediyeydi.)
• Did you open your Christmas presents yet? (Noel hediyelerini açtın mı?)

Bu kullanım, genellikle kutlamalar, özel günler, doğum günleri veya sürprizlerle ilişkili bir kelime. “Gift” kelimesiyle bu anlamda çok benzer. Ancak bu farklara son bölümde değineceğiz.

2. Present (adjective): Mevcut, şu anda olan, bugünkü

“Present” kelimesini bir sıfat (adjective) olarak kullandığımızda, “mevcut” ya da “şu anda olan” demiş oluruz. 

Örnekler:

• I am happy with my present job. (Mevcut işimden memnunum.)
• The present situation is quite complicated. (Mevcut durum oldukça karmaşık.)
• She’s not here at the present time. (Şu anda burada değil.)

Bu anlamıyla “present”, zamana veya duruma odaklanan bir sıfat olarak karşımıza çıkar.

3. Present (verb): Sunmak, takdim etmek, tanıtmak

“Present” kelimesini bir fiil (verb) olarak kullanırsak “sunmak”, “takdim etmek”, “tanıtmak” veya “birini bir şeye önermek” anlamlarını taşır. 

Örnekler:

• She will present her project to the class tomorrow. (Yarın projesini sınıfa sunacak.)
• The award was presented by the mayor. (Ödül belediye başkanı tarafından takdim edildi.)
• I would like to present our new colleague, John. (Yeni çalışma arkadaşımız John’u tanıtmak istiyorum.)
• He presented himself as a confident speaker. (Kendini özgüvenli bir konuşmacı olarak tanıttı.)

Ufak bir ipucu: “Sunum” anlamına gelen “presentation” kelimesi de bu fiilden gelir. Örneğin, sunum yapacağınızdan bahsederken “make a presentation” kalıbını kullanabilirsiniz.

Bununla birlikte “present” kelimesinin telaffuzu fiil olarak kullanıldığında değişiyor. Bu kelime;

• isim veya sıfat olarak kullanıldığında “prezınt” gibi (prezənt),
• fiil olarak kullanımda ise “prizent” gibi (prɪˈzent) okunuyor.

Telaffuzu gösterirken kullandığımız sembolleri anlamak için Uluslararası Fonetik Alfabe (IPA) ile ilgili içeriğimize göz atabilirsiniz.

İngilizcede “gift” kelimesinin en basit hâliyle “hediye” anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Ancak bu sözcük yalnızca özel günlerde verilen bir armağanı değil, bazen doğuştan gelen bir yeteneği ya da yasal bir bağışlamayı da ifade eder. 

Gelin, kelimeyi nasıl kullanabileceğinizi görmek için aşağıdaki detaylı açıklama ve örneklere bir göz atalım.

1. Gift (noun): Hediye, armağan

“Gift” kelimesinin en temel anlamı “hediye”. Bu kullanım, birine karşılıksız verilen herhangi bir nesneyi ifade eder. Doğum günü, yılbaşı, anneler günü veya herhangi bir özel günde birine verdiğimiz şeyi “a gift” olarak adlandırabiliriz.

Örnekler:

• I bought a gift for my sister’s birthday. (Kız kardeşimin doğum günü için bir hediye aldım.)
• This watch was a gift from my parents. (Bu saat, ailemden bir hediyeydi.)

“Gift” kelimesi, bu anlamıyla günlük hayatta sıkça karşımıza çıkar. 

2. Gift (noun): Doğuştan gelen yetenek, özel beceri

“Gift” kelimesinin ikinci ve oldukça yaygın anlamı “doğuştan gelen yetenek” veya “beceri”. Bu durumda kelime, bir nesneyi değil, bir kişinin doğal yeteneğini ifade eder. Türkçeye “yetenek”, “Allah vergisi”, “doğal beceri” veya “yaratılıştan gelen özellik” olarak çevirebiliriz.

Örnekler:

• She has a gift for music. (Müzik alanında bir yeteneği var.)
• He’s got a real gift for making people laugh. (İnsanları güldürme konusunda gerçek bir yeteneği var.)
• Some people are born with the gift of storytelling. (Bazı insanlar hikâye anlatma yeteneğiyle doğar.)

 3. Gift (verb): Hediye etmek, armağan etmek, bağışlamak

“Gift” fiil olarak kullanıldığında “hediye etmek”, “hibe etmek” veya “bağışlamak” anlamlarına gelir. 

Örnekler:

• He gifted me a book for my graduation. (Mezuniyetim için bana bir kitap hediye etti.)
• The artist gifted his paintings to the museum. (Sanatçı tablolarını müzeye armağan etti.)
• They gifted their old furniture to charity. (Eski mobilyalarını hayır kurumuna bağışladılar.)
• She gifted her friend a handmade bracelet. (Arkadaşına el yapımı bir bileklik hediye etti.)

4.  Gift (noun): Bağış, yasal armağan

“Gift” kelimesi bazen hukuki veya resmi belgelerde “bağış” anlamında da kullanılır. Bu durumda, birinin bir malı ya da hakkı başka birine karşılıksız olarak devretmesi kastedilir.

Örnekler:

• The property was given as a gift to the foundation. (Mülk, vakfa bağış olarak verildi.)
• She made a generous gift to the university. (Üniversiteye cömert bir bağışta bulundu.)
• The museum accepted the artwork as a gift. (Müze, eseri bir bağış olarak kabul etti.)

İngilizcede “hediye” kelimesi “gift” ve “present” kelimelerinin her ikisiyle de söylenebilir ancak kullanım alanları arasında küçük farklar bulunuyor.

“Gift”i genellikle daha resmî veya özel anlam taşıyan durumlarda tercih edebilirsiniz. Örneğin, birine doğum gününde veya düğününde “a birthday gift” veya “a wedding gift” ifadelerini tercih edebilirsiniz. Aynı zamanda “gift” kelimesini yalnızca hediye anlamında değil, doğuştan gelen yetenek anlamında da kullanabiliyoruz

“Present”ı ise daha günlük konuşmalarda, arkadaşlar veya aile arasında geçen durumlarda daha sık duyarız. “A Christmas present” veya “a present for you” gibi ifadeler daha sıcakkanlı ve samimi bir tınıya sahip. Ayrıca unutmayalım, “present” kelimesinin “sunmak” veya “takdim etmek” anlamı da var.

Kısacası, iki kelime çoğu durumda birbirinin yerine kullanılabilir, ancak seçtiğiniz kelime cümlenin resmiyetini veya duygusal tonunu hafifçe değiştirebilir ve iki kelimenin de kendine has bazı anlamları vardır.

Öğrendiklerinizi pekiştirmek ve test etmek için bu quiz’e göz atabilirsiniz.

Novakid’de İngilizce öğrenme ve çocuk gelişimiyle ilgili eğitici içerikler sunmanın yanında çocuklar için bire bir derslerimizle online İngilizce eğitimi veriyoruz.