İngilizcede zarf tümleçleri (adverbial clauses) nelerdir, nasıl kullanılırlar?
- Adverbial clause nedir?
- Adverbial clause türleri
- Adverbial clause kullanımında sık yapılan hatalar
- Sık sorulan sorular
- İngilizce adverbial clause’lar: Test
- Novakid’le tanışın!
- Adverbial clause’lar, cümlede eylemlerle ilgili zaman, yer, neden veya koşul gibi bilgileri verir.
- Kendi başlarına anlam taşımazlar ve genellikle “because”, “when”, “if”, “although” gibi bağlaçlarla başlarlar.
- Farklı türleri vardır ve her biri farklı bir soruya cevap verir.
- Adverbial clause’lar cümleye daha fazla detay katar ve ifadeleri daha açıklayıcı hâle getirir.
Novakid öğretmenlerinden Ali Sullivan, İngilizcede zarf tümleçleri konusu hakkında şu yorumu yapıyor:
“İngilizcede zarf tümleçleri en başta çok teknik bir konuymuş gibi algılanabiliyor. Kendi öğrencilerimin bile yarısından azının bu konuyu tam olarak anlayabildiğini düşünüyorum. Ancak açık bir şekilde anlatınca zarf tümleçleri konusu aslında hiç de karmaşık değil. Bu yapıları cümleye bazı sorular sorduğumuzda bize o sorunun cevabını veren ifadeler olarak düşünmemiz gerekiyor.”
Bu yazımızda öğretmenimizin dediklerini biraz daha açalım ve İngilizcede “adverbial clauses” olarak da geçen zarf tümleçlerini yakından tanıyalım. Bolca örnekle türlerini ve kullanımlarını anlayalım.
Adverbial clause nedir?
“Adverbial clause” olarak adlandırdığımız yapı, zarf tümlecinin İngilizcedeki karşılığı. Yani bir cümlenin içinde zarf olarak işlev gören kelime özelliklerine İngilizcede “adverbial clause” diyoruz. Bu ifadeler, basit zarflara kıyasla çok daha detaylı bilgi verebiliyorlar.
İngilizcede adverbial clause yapılarını bulmanın en basit yolu ise cümleye bazı sorular yöneltmek. Örneğin “When? (Ne zaman?)”, “Where? (Nerede?)”, “Why? (Neden?)”, “How? (Nasıl?)”, “Under what condition? (Hangi koşul altında?)” gibi bazı önemli soruların cevabını bizlere adverbial clause’lar veriyor.
Adverbial clause yapılarının dilbilgisi açısından iki önemli özelliği bulunuyor. Birbiriyle bağlantılı olan bu iki özellik şu şekilde:
Birincisi, adverbial clause’ların kendi başına bir anlam ifade etmemesi. Yani cümlenin geri kalanını atıp sadece kendilerini okursak anlamlı bir cümle elde etmiyoruz. Bu sebepten dolayı bir çeşit subordinate clause olarak da düşünülebilirler.Yeri gelmişken subordinate clause yapıları hakkında daha fazla bilgi edinmek için İngilizce birleşik cümleler yazımızın ilgili kısmına göz atabilirsiniz.
İkinci özellik de, birincisiyle doğrudan alakalı olarak, adverbial clause’ların çoğunlukla conjunction (bağlaç) ile başlaması. Hatta tam olarak belirtmek gerekirse subordinating conjunctions türüne ait olan “because”, “although”, “when”, “if”, “since”, “before”, “after”, “unless”, “while”, “as soon as” gibi ifadelerle başlamaları. Zaten bu ifadelerle başlayan yan cümleler, az önce dediğimiz gibi subordinate clause oluyorlar.
Birkaç örnek cümleyle adverbial clause’ların işleyişini daha iyi anlayalım:
Örnek: I went home because I was tired. (Eve gittim çünkü yorgundum.)
Eğer bu cümlenin yüklemine “Why?” sorusunu yöneltirsek (“Why did you go home?) aldığımız cevap “Because I was tired.” oluyor. Dolayısıyla “because I was tired”ın adverbial clause olduğunu anlıyoruz.
Örnek: She smiled when she saw her dog.
Bu cümleye ise “When did she smile?” sorusunu yöneltelim. “when she saw her dog” yan cümlesi bir adverbial clause olmasından ötürü bu sorunun cevabı olarak ortaya çıkıyor.
Adverbial clause türleri
Fark ettiyseniz adverbial clause’ların cevapladığı sorulara birçok örnek dizdik. Bunun sebebi, adverbial clause’ların kendi içinde birkaç türe ayrılması. Haydi, şimdi adverbial clause türlerini örnek cümleler eşliğinde açıklayalım!
- Time clause
Cümledeki eylemin ne zaman gerçekleştiğini belirten, yani “when” sorusuna cevap veren adverbial clause türüne “time clause” diyoruz.
Time clause’lar genellikle “when”, “before”, “after”, “until”, “since”, “while”, “as soon as” gibi zaman kelimeleri ile başlarlar.
Örnek: Make sure you lock the door before you leave the house. (Evden çıkmadan önce kapıyı kilitlediğinden emin ol.)
Örnek: I’ll wait here until my friend arrives. (Arkadaşım gelene kadar burada bekleyeceğim.)
Örnek: While I was cooking dinner, the phone rang. (Ben akşam yemeğini pişirirken telefon çaldı.)
Örnek: As soon as the movie ends, we should head home. (Film biter bitmez eve gitmeliyiz.)
- Place clause
“Where?” yani bağlama göre “Nerede?” veya “Nereye?” sorusunu cevaplayan adverbial clause’lar, place clause oluyor. Genellikle “where” ya da “wherever” tarzı kelimelerle başlıyorlar.
Örnek: Sit where you like. (İstediğin yere otur.)
Örnek: Wherever I go, I meet kind people. (Nereye gitsem kibar insanlarla tanışıyorum.)
Örnek: Stay where you are right now so that I can find you easily. (Seni kolayca bulabilmem için şu an olduğun yerde kal.)
- Reason clause
Bir cümledeki eylemin nedenini açıklayan adverbial clause’lar, reason clause türüne ait oluyor. “Why?” sorusu ile bu ifadeleri bulabiliyoruz.
Bu adverbial clause türünde başta genelde “because”, “since”, “as” gibi kelimeler karşımıza çıkar.
Örnek: I stayed home because I wasn’t feeling well. (Evde kaldım çünkü iyi hissetmiyordum.)
Örnek: Since you’re here early, let’s have some tea. (Madem erken geldin, çay içelim.)
Örnek: As he was late, the teacher was angry. (Geç kaldığı için öğretmen kızgındı.)
Örnek: They canceled the picnic because the weather forecast predicted rain. (Hava durumu yağmur öngördüğü için pikniği iptal ettiler.)
- Purpose clause
“Why?” sorusuna cevap veren bir diğer adverbial clause türü de purpose clause’lar. Ancak bu ifadeler reason clause’ların aksine eylemin nedenini değil, amacını açıklıyor.
Purpose clause’ların başında genelde “so that”, “in order that” kalıplarını görüyoruz.
Örnek: She whispered so that she wouldn’t wake the baby. (Bebeği uyandırmamak için fısıldadı.)
Örnek: I’ll write it down in order that I don’t forget. (Unutmamak için yazacağım.)
Örnek: I’m saving money so that I can travel to Japan next year. (Gelecek yıl Japonya’ya seyahat edebilmek için para biriktiriyorum.)
Örnek: She speaks slowly in order that everyone can understand her. (Herkesin onu anlayabilmesi için yavaş konuşuyor.)
- Condition clause
Cümlede koşul bildiren adverbial clause’lara “condition clause” adını veriyoruz. “Under what condition?” gibi bir soruyla bu ifadeleri tespit edebiliriz.
Bu türdeki adverbial clause’lar “if”, “unless”, “provided that”, “as long as”, “in case” gibi ifadelerle başlarlar. Dolayısıyla bunlarla if clause yapılarında da karşılaşırız.
Örnek: If it rains, we’ll stay inside. (Yağmur yağarsa içeride kalacağız.)
Örnek: Unless you study hard, you won’t pass the exam. (Sıkı çalışmazsan sınavı geçemezsin.)
Örnek: We’ll go hiking as long as the weather is nice. (Hava güzel olduğu sürece yürüyüşe gideceğiz.)
Örnek: You can borrow my car provided that you drive carefully. (Dikkatli sürdüğün sürece arabamı ödünç alabilirsin.)
- Contrast clause
Contrast clause türüne dahil olan adverbial clause’lar, cümlede tezatlık bildirir. Yani “bir şeye rağmen başka bir şey gerçekleşti” tarzında bir fikir varsa bunu contrast clause’lar ile belirtebiliriz.
Contrast clause’ların başında “although”, “though”, “even though”, “while”, “whereas” gibi kelimeleri sık sık görürüz.
Örnek: Although it was cold, they went swimming. (Hava soğuk olmasına rağmen yüzmeye gittiler.)
Örnek: While my brother loves spicy food, I can’t stand it. (Kardeşim acılı yemekleri sever ama ben hiç sevmem.)
Örnek: Even though she was tired, she finished her project. (Yorgun olmasına rağmen projesini bitirdi.)
Örnek: Whereas my sister loves city life, I prefer the quiet of the countryside. (Kız kardeşim şehir hayatını sever ama ben kırsalın sakinliğini tercih ederim.)
İngilizce zıtlık bağlaçları ile ilgili daha detaylı bilgi için içeriğimize göz atın!
- Manner clause
Bir eylemin nasıl gerçekleştiğini belirterek “How?” sorusunu cevaplayan adverbial clause’lar, “manner clause” olarak adlandırılıyor.
“As”, “the way”, “as if”, “as though” gibi ifadeleri bu clause’ların başında görebiliriz.
Örnek: Do it as I showed you. (Sana gösterdiğim gibi yap.)
Örnek: She cooks the way her mother does. (Annesi gibi yemek yapıyor.)
Örnek: She sang as if she were performing at a concert. (Bir konserde performans sergiliyor gibi şarkı söyledi.)
Örnek: He treats his dog as though it were his child. (Köpeğine çocuğuymuş gibi davranıyor.)
- Result clause
Bir eylemin ya da durumun yol açtığı sonuçları result clause’lar ile belirtebiliyoruz. Bu adverbial clause’lar, yapısal olarak diğerlerinden biraz farklı.
Result clause’lar genelde “so [sıfat/zarf] that…”, “such [sıfat + isim] that…” kalıbıyla kuruluyor. Bu ifadeleri bulmak için cümleye “How [sıfat/zarf]?” sorusunu sormamız gerekiyor.
Örnek: It was so hot that no one wanted to move. (O kadar sıcaktı ki kimse hareket etmek istemiyordu.)
Örnek: She had such a busy day that she forgot to eat lunch. (O kadar yoğun bir günü vardı ki öğle yemeğini yemeyi unuttu.)
Örnek: The exam was so difficult that almost half of the students failed. (Sınav o kadar zordu ki öğrencilerin neredeyse yarısı başarısız oldu.)
Örnek: It was such a beautiful day that we spent the whole afternoon outside. (O kadar güzel bir gündü ki tüm öğleden sonrayı dışarıda geçirdik.)
Adverbial clause kullanımında sık yapılan hatalar
İngilizcede adverbial clause’ları kullanırken dikkat etmemiz gereken bazı yaygın hataların da üzerinden geçelim:
- Tense’leri yanlış kullanmak
Bazı öğrenciler gelecekte gerçekleşecek bir olaydan bahsettiğimiz time ve condition clause’larda gerek olmamasına rağmen future tense kullanabiliyor. Örneğin:
❌ I’ll call you when I will arrive.
✅ I’ll call you when I arrive. (Vardığımda seni ararım.)
- Yanlış bağlaç kullanımı
Bazen de bağlaçların yanlış kullanıldığını veya gereksiz yere kullanıldığını görebiliyoruz. Bu tür hatalar, özellikle de anlamca birbirine yakın bağlaçlarla yapılıyor. Örneğin:
❌ Although I like coffee, but I prefer tea.
✅ I like coffee, but I prefer tea. (Kahve severim ama çayı tercih ederim.)
✅ Although I like coffee, I prefer tea. (Kahveyi sevsem de çayı tercih ederim.)
- Yanlış virgül kullanımı
Eğer bir adverbial clause cümlenin başında geliyorsa yazılı dilde cümlenin daha rahat anlaşılabilmesi için bu clause’dan hemen sonra bir virgül koyuyoruz. Türkçede bunu her zaman yapmadığımız için bazı öğrenciler virgülü atlayabiliyor.
❌ When I was a child I played outside every day.
✅ When I was a child, I played outside every day. (Çocukken her gün dışarıda oynardım.)
Sık sorulan sorular
Şimdi de adverbial clause’lar hakkında sık sorulan sorulardan bazılarını cevaplayalım:
Zarf tümleçleri nelerdir?
Bir cümledeki eylemin nasıl, nerede, ne zaman, neden, ne amaçla, ne şekilde gerçekleştiği gibi soruları detaylı şekilde cevaplayan kelime öbeklerine zarf tümleci denir. İngilizcedeki karşılıkları “adverbial clauses” olarak bilinir.
Zarf tümleci bulmak için hangi soru sorulur?
İngilizcede zarf tümleçlerini yani adverbial clause’ları bulmak için cümleye “When?”, “Where?”, “Why?”, “How?”, “Under what condition?” gibi sorular yöneltilebilir.
Zarf ve zarf tümleci arasındaki fark nedir?
İngilizcede zarflar (adverbs) tek başına kelimelerken zarf tümleçleri (adverbial clauses) birden fazla kelimeden oluşur ve yan cümle olarak işlev görürler. Tek başına anlamları olmadıkları için bir tür subordinate clause sayılırlar. Ayrıca zarflara kıyasla daha fazla bilgi sunabilirler.
İngilizce adverbial clause’lar: Test
Son olarak adverbial clause’lar hakkında öğrendiklerimizi pekiştirmek için kısa bir bilgi testi çözelim!
Novakid’le tanışın!
İngilizcede adverbial clause gibi konular çocuklara en başta karmaşık gelebilse de aslında onları öğrenmek hiç de zor değil. Novakid’deki konuşma grupları derslerimizde yaptığımız gibi bol bol konuşarak her konuyu en doğal şekilde öğrenmek mümkün!
Üstelik sadece grup derslerinde değil, bireysel online İngilizce derslerimizde de çocuklara İngilizceyi severek öğretiyoruz. Bunu nasıl yaptığımızı aşağıdaki videodan öğrenebilirsiniz:
Siz de çocuğunuzun eğlenerek yabancı dil öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi hemen alın ve Novakid’e katılın!






